28 Eylül 2024 Cumartesi

'Aleviler Kültür Bakanlığına da torba yasaya da sığmaz'

Büyük Alevi Kurultayı'nın Sonuç Bildirgesi açıklandı. Kurultaya katılan onbinden fazla kişinin taleplerinin yer aldığı bildirgede, "Tekrar söylüyoruz, asimilasyon ve yok etme politikalarına karşı, Seyit Nesimi'nin dediği gibi iki cihana sığmayan bizler, Kültür Bakanlığına da torba yasaya da sığmayız. Aleviler vardır, Alevilik haktır" denildi.

Türkiye ve Avrupa'dan Alevi kurum yöneticileri, inanç önderleri, Ocak, Sürek ve topluluk temsilcileri, sanatçılar, akademisyenler, Alevi yöre dernekleri, siyasi parti, demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ve on bini aşkının kişinin katılımıyla İstanbul Yenikapı'da Büyük Alevi Kurultayı gerçekleşti.

Alevi Bektaşi Federasyonu, Alevi Dernekleri Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Demokratik Alevi Derneği'nin örgütlediği Kurultay'ın Sonuç Bildirgesi açıklandı.

'ÜLKEMİZ BİR HAPİSHANEYE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR'
Alevilerin karşı karşıya kaldığı bütün kıyım ve saldırılara rağmen aydınlıktan yana durdukları belirtilen bildirgede, "Türkiye'de tekçi, Türk-İslam sentezci uygulamalar hayatın her alanında kendini hissettirmekte ve iktidarın kurduğu sosyal ve politik baskı mekanizmalarıyla daha da kurumsallaştırılmaktadır. Zorunlu din derslerini kaldırmak bir yana eğitim daha da dinselleştirilmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı hayatımızın her alanına müdahale eden 'fetva'larına devam etmektedir. Cemaat ve tarikatların önü açılarak yoksul halk yığınları kimliksizleştirilmekte ve her türlü istismara açık bırakılarak kullanılmaktadır. Kız çocukları 'evlilik' adı altında sistemli cinsel istismara maruz bırakılmakta ve sorumlular cezasız kalmaktadır. Toplumsal yaşam, başta kadınlar olmak üzere her türlü şiddete ve cinayete açık hale getirilmektedir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ile toplumun büyük bir kesimi her gün daha da yoksullaştırılmaktadır. Başta Kürt sorunu olmak üzere ret, inkar ve çatışmalar yüzünden insanlarımız hayatını kaybetmeye devam etmektedir. Baskı ve asimilasyon politikaları sonucunda halklar, inançlar ve kültürler mozaiği olan bu topraklar gittikçe çoraklaşmaktadır. Temel insan hakları yok sayılmakta, yeni yasaklamalar ve keyfi uygulamalarla ülkemiz bir hapishaneye dönüştürülmüştür" denildi.

'TOPLUMSAL YÜZLEŞME KAÇINILMAZDIR'
Rızalık toplumuna inanan Aleviler için, bu ülkede yaşayan, ayrımsız herkesin temel insan haklarından yararlanmasını ve eşit yurttaşlık temelinde bütün kimliklerin kendilerini özgürce ifade edebilecekleri laik ve demokratik bir anayasanın kaçınılmaz bir zaruriyet olduğu kaydedilen bildirgede, "Yetmiş iki millete bir nazarla bakan biz Aleviler, halkları eşit ve kardeş görürüz. Her Alevi bilir ki Kürt de Ermeni de Laz da Rum da Arap da ve devletin inkâr ettiği her kimlik bizim açımızdan tartışmaya açılamayacak bir hakikattir. Bizim gözümüz halklar arasına sınır çizen devletin gözü değil, ermişin, dervişin, abdalın, seyidin, pirin, mürşidin, talibin ve cümle canların gözüdür. Geçmişe baktığımızda, herkes gibi biz de kıyımlardan geçmiş, asimilasyona uğramış ve inancını gizlice yaşamak zorunda kalmış bir topluluğuz. Bu gerçekliğin farkında olarak, toplumsal yüzleşme kaçınılmaz bir gerekliliktir" ifadeleri kullanıldı.

KURULTAY'DA ORTAYA ÇIKAN TALEPLER
Büyük Alevi Kurultayı Sonuç Bildirgesinde iktidarın Alevilerin inancına, ibadetine ve ibadethanesi olan Cemevlerine yönelik saldırıları hatırlatıldı; Alevi toplumunun meşru kurumlarının, ocaklarının, süreklerinin kurultayda ortaya koydukları temel talepleri şu maddelerle sıralandı:
🔹 "Cemevlerinin ibadethane statüsünün kabul edilerek, bu statünün gerektirdiği tüm hakların tanınması, el konulmuş dergahlarımızın ve mekanlarımızın geri iade edilmesi ve aleyhimize düzenlenmiş olan yasal düzenlemelerin geri çekilmesi,
🔹Toplumun tüm kesimlerine bir deli gömleği gibi giydirilen, zorunlu din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, toplumun tümüyle çağın gerisine savrulmasına neden olan eğitimin dinselleştirilmesinden vazgeçilmesi,
🔹 Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, toplumun tümünü domine etmeye yönelik girişimlerden bir an önce elini çekerek, temel siyasal sorunlarımız konusunda bir referans merci olmaktan uzaklaştırılması ve nihayet tasfiyesine dönük adımların atılmaya başlanması,
🔹Gerek kamu kaynaklarının ve gerekse kamu kadrolarının liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerine göre dağılımının sağlanması, başta Aleviler olmak üzere ötekileştirilen tüm kesimler aleyhine sürdürülen negatif ayrımcılığa derhal son verilmesi,
🔹Madımak'ın utanç müzesi yapılması,
🔹Alevilere karşı işlenen nefret suçlarının açığa çıkarılması ve bu gibi nefret suçlarının önüne geçilmesi için gerekli hukuki tedbirlerin alınması,
🔹Alevilere karşı yapılmış olan kıyım, katliam ve asimilasyon uygulamalarıyla yüzleşilmesi,
🔹Kutsal mekanlarımıza ve coğrafyamıza yönelik yağma, talan ve el koyma girişimlerine son verilmesi,
🔹Alevi yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesinden vazgeçilmesi ve değiştirilen yerlerin isimlerinin iade edilmesi,
🔹Alevi inancında özel yeri olan günlerin resmi tatil edilmesi,
🔹 Kamusal yayıncılığın ayrımcılıktan arındırılması ve uzun sözü eşit yurttaşlığı da içeren yeni bir anayasanın yapılması, taleplerini bir kez daha buradan ilan ediyoruz."

'ALEVİ VARDIR, ALEVİLİK HAKTIR'
Sonuç Bildirgesi şu vurguyla sonlandı: "Tekrar söylüyoruz, asimilasyon ve yok etme politikalarına karşı, Seyit Nesimi'nin dediği gibi iki cihana sığmayan bizler, Kültür Bakanlığına da torba yasaya da sığmayız. Aleviler vardır, Alevilik haktır."