29 Eylül 2024 Pazar

Düsseldorf'ta kimyasal silah kullanımına karşı yürüyüş

Kimyasal silah kullanımına karış Düsseldorf'ta düzenlenen yürüyüşte, Türk devletine ulusal birlik ruhuyla karşı konulacağı kaydedildi. Almanya'nın Türkiye'nin kirli savaşında en büyük destekçisi olduğunun teşhir edildiği yürüyüştü, başta OPCW olmak üzere uluslararası kurumların sorumluluğunu yerine getirmesi çağrısı yapıldı.

Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E), Türkiye'nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırılarda kimyasal silah kullanımına karşı 12 Kasım'ı Avrupa'nın kimyasal silahlara karşı grev günü olarak ilan etti. Almanya ve Avrupa'nın dört bir yanından katılımla Almanya'nın Düsseldorf kentinde yürüyüş gerçekleştirildi.

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW), Birleşmiş Milletler (BM), NATO ve taraf devletlerin sessizliğinin de protesto edildiği yürüyüşe Avrupa'da yaşayan on binlerce Kürt ve dostları katıldı.

Sabahın erken saatlerinde Düsseldorf'un DGB Hauz (Zap) ve Rheinwiesen (Avaşin) parkında bir araya gelen kitle, kurum temsilcilerinin selamlama ve konuşmalarının ardından iki koldan yürüyüşe geçti. Kimyasal silah kullanımına karşı temsili kıyafetlerle yürüyüşe geçen kitle kimyasal silah kullanımı sonucu yaşamını yitiren 17 HPG'linin fotoğraflarının bulunduğu pankartlar açtı.
Yürüyüşte sık sık "Zap, Avaşin, Metina", "Bijî serok" sloganları atıldı. Yürüyüş Rhein Parkı'ndaki (Metina)  miting alanında son buldu.

Miting alanında KON-MED Eşbaşkanları Zübeyde Zümrüt ve Engin Sever'in kitleyi selamlaması ve kısa konuşmaları ile başladı. Ardından Hozan Diyar tarafından müzik dinletisi gerçekleştirildi.

Kürdistani kurum ve partileri ile Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB) temsilcilerinin sahneye çıkıp kitleyi selamlamasının ardından kurumlar adına hazırlanan açıklamalar okundu. Kürtçe hazırlanan açıklamayı Soranîce'de Artin Mariwan okurken, Kurmanci'yi ise Rıdvan Bilek okudu. Türkçe hazırlanan açıklama metni ise Hülya Yer tarafından okundu.

'HEYETİN GÖNDERİLMESİNİ VE İNCELEME YAPILMASINI İSTİYORUZ'
Özgürlük gerillasının direnişiyle Türkiye'nin yeni Osmanlıcılık hayalleri olan bölgeyi işgal etme politikalarını boşa çıkardığı için saldırıların hedefi olduğu kaydedilen açıklamada, "Kürdistanlı kurumlar olarak 1988 Halepçe'de kullanılan kimyasal silahlarda olduğu gibi önce sesiz kalıp onaylamak, yıllar sonra ise bu katliamı dile getirme siyasetini kabul etmiyor ve hakaret kabul ediyoruz. Kurdistanlılar olarak başta OPCW olmak üzere uluslararası kurumlara uzun süreden beri talebimiz olan bölgeye bir heyetin gönderilmesi ve inceleme yapması çağrımızı bugün burada onbinler olarak yineliyoruz ve haykırıyoruz" denildi.

'ULUSAL BİRLİK RUHUYLA KARŞI KOYACAĞIZ'
Kürdistan'da işgal ve katliamlar durana kadar, topyekün saldırıya karşı ulusal birlik ruhuyla karşı konulacağının altı çizilen açıklamada, "Kürdistan halkının çıkarlarını, değerlerini ve geleceğini her şeyin üstünde tutarak ortak mücadele ederek bu kirli politikaları boşa çıkararak bu yüzyılı Kürdistan özgürlük yüzyılı yapalım" ifadeleri kullanıldı.

'ALMANYA TÜRKİYE'NİN KİRLİ SAVAŞINDA EN BÜYÜK DESTEKÇİSİ'
Almanya'nın Türkiye'nin kirli savaşında en büyük destekçisi olduğu belirtilen açıklamada, "Yüzyılın başında Türkiye ve Almanya ilişkisi en güçlü şekilde yaşanırken, Anadolu ve Mezopotamya topraklarında Süryaniler, Ermeniler, Rumlar ve Êzidî Kürtler soykırıma uğradı. Biz Kürt ve Aleviler bu soykırımcı zihniyeti Koçgiri'den, Ağrı'dan, Zilan'dan, Dersim'den, Maraş'tan, Sivas'tan tanıyor, biliyoruz" denildi.

'ULUSLARARASI KURUMLAR SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMELİ'
OPCW'ye (Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü) çağrı yapılan açıklamada, "Başta OPCW olmak üzere uluslararası kurumlar derhal sorumluluklarının gereğini yerine getirmeli, gerekli inceleme ve araştırmayı yapmalı, suçu işleyenlere gerekli yaptırımlar yapılmalıdır. Aksi takdirde onlar da Türk devletinin suç ortakları olur" denildi.

ÖZGEN: ZEHİRLİ SİLAH STOKLARININ SADECE YÜZDE 10'U BİLİNİYOR
Açıklamaların ardından Barış Akademisyeni Prof. Dr. Neşe Özgen bir konuşma yaptı. Özgen, kimyasal silahların ve zehirli gazların savaşlarda kullanımı ile ilgili tarihten örnekler vererek, zehirli silah stoklarının sadece yüzde 10'unun bilindiğini ve bu stoklarının yüzde 95'nin Amerika ve Rusya'nın elinde olduğunu söyledi. Kimyasal silah kullanımı ile ilgili Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanmasını kınayan Özgen, Türkiye'nin kimyasal silah kullanımı ile ilgili uluslararası kuruluşların inceleme başlatmalarının öneminden bahsetti.

Konuşmaların ardından Hozan Cömert de sahne aldı.