29 Eylül 2024 Pazar

Hasta tutsak Selma Altan'ın ailesi ve avukatı: Kaygılıyız, serbest bırakılsın

Selma Altan, koah ve tansiyon hastası ve bugün hapishanede 71 yaşına girdi. 5 ay önce yapılan bir operasyonla gözaltına alınıp tutuklanan Altan’ın iddianamesi "görevsizlik" ve "uyuşmazlık" gerekçesiyle mahkemeler tarafından kabul edilmediği için Yargıtay’a gönderildi. Ailesi, sağlığından endişeli. Yaptığı başvuruya hala yanıt verilmediğini belirten Avukatı Şule Recepoğlu, derhal tahliye kararı verilmesini istedi.

Adalet Bakanlığı'nın 2020 verilerine göre, Türkiye'de 355 hapishanede 282 bin 703 mahpus bulunuyor. Hapishanelerin kapasitesi ise 220 bin.

Hapishaneler, koronavirüs salgını nedeniyle bugün çok daha riskli durumda. Sağlık koşullarının hep sorunlu olduğu hapishaneler, doluluk oranı nedeniyle virüsün sıçraması durumunda kontrol edilemez sonuçları beraberinde getirecek. Bu tehlike hasta ve 60 yaş üzerinde ve kalp, hipertansiyon, diyabet, kanser hastaları, kronik hastalıkları olan tutsaklar bakımından çok daha büyük bir risk.

İHD verilerine göre hapishanelerde 590'ı ağır, 1.564 hasta tutsak bulunuyor. Selma Altan, bu hasta tutsaklardan biri. İnsan hakları savunucusu ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) üyesi olan Altan, 12 Kasım 2019'da tedavi ve ameliyat olmak için geldiği İstanbul'da kızının evine yapılan operasyonla gözaltına alındı. Altan, bir gün sonra İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü ve çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Altan'ın bugün doğum günü ve 71. yaşını hapishanede karşılıyor.

'DEVLET HAHİSHANELERDEKİ İNSANLARIN HAYATLARINDAN SORUMLUDUR'
Sevinç Altan, ablasının bugün ablasının doğum günü olduğunu hatırlattı ve "En güzel 'terörist' olarak anıyor ve kutluyoruz aramızda" dedi.

Ablasının koah ve yüksek tansiyon gibi ciddi hastalıkları aktaran Sevinç Altan, şunları söyledi: "Bize belli etmemeye çalışıyor, ayakta ve hayatta kalmak için büyük bir direnç gösteriyor. Ancak salgınla birlikte hem yaşı hem de sağlık durumu yüzünden en büyük risk grubu içinde. Bu koşullarda kapatılma ablam gibi 71 yaşında ciddi sağlık sorunları olan bir insan için sürekli bir işkence demektir. Biz ailesi, yakınları ve onu çok seven arkadaşları olarak her bakımdan endişeli ve çok öfkeliyiz."

Altan, "İnsanları hapishanelere koyan devlet onların hayatlarından da sorumludur" dedi ve ekledi: "Sorumluluğu devlette, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nda, bizim de elimiz onların yakalarında olacaktır" dedi.

'İNFAZ YASASI DÜŞMANCA VE AYRIMCI'
Ablası Selma Altan'ın insan hakları mücadelesi verdiğini söyleyen ve "belki de herkesin yapması gerekendi zaten" diyen Altan, şöyle devam etti: "Suçlu sayıldı, özgürlüğünden mahrum edildi. Şimdi ise özellikle de bu şartlarda canına kastediliyor, 'terörist' olarak yaftalanan birçok mahpus gibi. Özel af yasası olarak da değerlendirilen ve şu günlerde Meclis'te görüşülen yeni infaz yasası da iktidarın düşmanca ve ayrımcı tutumunun devamı niteliğinde. Salgınla birlikte gündeme getirilen ama salgına dair olduğu kuşku götürür yasa tasarısı şu haliyle geçerse mahpusları salgın ile baş başa bırakıp bir nevi ölüme sürükleyecek demektir."

Sevinç Altan, ablası ve hasta tutsaklar başta olmak üzere tüm tutsakların serbest bırakılması için çağrı yaptı.

BİR MAHKEMEDEN DİĞERİNE GÖNDERİLEN DOSYA YARGITAY İÇİN BEKLETİLİYOR
Selma Altan'ın avukatı Şule Recepoğlu ise yargılama sürecine ilişkin şu bilgileri verdi: "İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi yetkisizlik kararı verdi. Dosya İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İstanbul 26. Ağır Ceza 24.02.2020 tarihinde dosyanın İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verdi. Her iki mahkeme arasındaki görev uyuşmazlığı nedeni ile dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verildi."

Recepoğlu, dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığında bekletildiğini bildirdi.

'HİÇBİR SAİKLE KİŞİLER ARASINDA AYRIM YAPILAMAZ'
Koronavirüs salgını nedeniyle, 20 Mart'ta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yaparak "yaş ve sağlık sorunlarını" nedeniyle tahliye talebinde bulunduklarını söyleyen Recepoğlu, "Şu an tahliye talebimize ilişkin karar bekliyoruz. Mevcut düzenlemelerle bile uygulayıcılar karar verir. Ama karar için yargı paketini beklemesi ayrıca bir yaşam hakkı ihlalidir. Bugün sınır tanımayan bir virüs ile karşı karşıyayız. Hiçbir saikle artık kişiler arasında ayrım yapmanın zamanı değildir. Uygulamaları o politik, bu muhalif, bu adli tutuklu ve hükümlü diye ayırmamız hiçbir insani değerle açıklanamaz" ifadelerini kullandı.

Uzun yıllardır hapishanelerdeki hak ihlalleri üzerine çalıştığını kaydeden Avukat Recepoğlu, "Adli Tıp 'cezaevinde kalamaz' raporu vermesine rağmen politik saiklerle birçok siyasi tutuklu ve hükümlü cezaevinde tutuluyor. İdam sadece kanun maddesi olarak kaldırıldı" dedi.

'CEZAEVLERİ NORMAL KOŞULLARDA BİLE SORUNLU'
Yoruma açık düzenlemelerle, uygulayıcıların inisiyatifine bırakılmış uygulamalarla birçok tutsağın ağır hastalıklarına rağmen tecrit koşullarında yaşamaya çalıştığına dikkat çeken Recepoğlu, "Hastanelere götürülmeyerek tedavileri mümkün kılınmıyor. Bu uygulamalar çoğu zaman ölümle sonuçlanıyor. İki kolu olmayan ya da tekerlekli sandalyeye mahkum, yaş sebebi ile de cezaevinde kalmaması gereken, daha ağır hastalıkları olan kişiler, 'toplum güvenliğini tehdit ediyor' gerekçesi ile cezaevlerinde tutuluyor. Cezaevleri, normal koşullarda bile hastaların tedavileri için gerekli koşulların sağlanmadığı bir yer. Özellikle siyasi tutuklu ve hükümlülere uygulanan muamelelerin işkenceye varan boyutta olduğu yönünde raporlar hazırlanmıştır" şeklinde konuştu.

Meclis'te infaz paketine ilişkin görüşmelerin sürdüğünü hatırlatan Avukat Şule Recepoğlu, şu değerlendirmeleri yaptı: "İnfaz değişikliği önemli ancak Anayasanın eşitlik ilkesine uygun şekilde suç türünden bağımsız bir düzenlemenin daha adil olması şartı ile. Ancak infaz değişikliğinden önce bir sorunumuz var; hiçbir ayrım gözetmeksizin başta yaşlı, hasta, hamile ve çocukların derhal tahliyesi mümkün kılınmalıdır."

Avukat Şule Recepoğlu, müvekkili Selma Altan ile birlikte tutuklananlardan mahkemesi görülenlerin serbest bırakıldığını hatırlatarak, Altın'ın da serbest bırakılmasını istedi.