29 Eylül 2024 Pazar

İHD Şube Başkanı Yoleri: Hukuksuzluğu yasal düzenlemeye kavuşturdular

İnfaz düzenlemesinde, tutsakların alınarak MİT tarafından yeniden sorgulanmasının insan hakları ve özgürlükleri bakımından büyük bir hukuksuzluk olduğunu belirten İHD İstanbul Şube Başkanı Yoleri, "Hukuksuzluğu yasal düzenlemeye kavuşturdular" dedi.

Meclis'te görüşmeleri süren infaz düzenlemesinin kabul edilen maddelerinden birinde, MİT'e yeni bir yetki veriliyor. Hapishanelerde bulunan tutsaklar, MİT ya da savcılıkların talebi ve sulh ceza hakiminin kararıyla alınıp, en az 4 ve en çok 15, sorgulanabilecek. 

Bu hukuksuzluk, geçtiğimiz aylarda da gündeme gelmişti. Bakırköy Hapishanesi'nden bir tutsak, polisler tarafından hapishaneden zorla alınarak, emniyete götürülmüş, işkence edilerek DNA örneği alınmıştı. Kadın tutsağın bulunduğu koğuşa robokop gardiyanlar girmiş, koğuşta bulunanlar da darp edilmiş ve hücrelere konulmuştu. 

Bu uygulama '90'lı yıllarda oldukça yaygın bir şekilde uygulanıyordu. İnfaz Yasası'nın 92. maddesinde yer alan düzenleme, daha önce Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 250. maddesindeki suçlar için uygulanıyordu. Ancak Özel Yetkili Mahkemeleri düzenleyen CMK. 250. maddesi 2012'de kaldırıldığı için dayanaksız kaldı. AKP ve MHP iktidarı, infaz paketindeki ilgili yasaya, "terör ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen" ibaresini ekleyerek, hukuksuzluğu yeniden yasalaştırmak istiyor. Yasalaşması durumunda ise savcılıkların yanı sıra istihbarat birimleri, tutuklu ve hükümlüyü hapishanelerden alarak, sorgulayabilecek.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri, düzenlemeyi ETHA'ya değerlendirdi.

Geçtiğimiz aylarda Bakırköy Hapishanesi'nde yaşananları hatırlatan Yoleri, "Hukuki itirazları ortadan kaldırmak için hukuksuzluğu yasal düzenlemeye kavuşturmak istediler" dedi.

Ceza yargılamalarında en çok tartışılan konunun "gizli tanık" ifadeleri olduğunu hatırlatan Yoleri, şöyle devam etti: "Soruşturma sürecinde bu ifadeler dayanak yapılarak, cezalar veriliyor. Derneğimize yapılan başvurularda gözaltında pek çok kişinin 'işbirliği yap ya da şuna karşı ifade ver böylece senin durumunu kolaylaştıralım' gibi tehdit ve yaklaşımların olduğunu biliyoruz. Bu baskı tutuklanana kadar yapılıyordu. Şimdi bu hukuksuz tutum çok daha uzun süreli olacak. Kişi gözaltındayken bunu reddetmiş olsa bile tutuklandıktan sonra da baskı sürecek. "

Diğer önemli şeyinde idari kurumların sürece dahil edilmesi olduğunu ifade eden Yoleri, yakın zamanda MİT yasasından değişiklik yapıldığını ve bütçesinden tüm işleyişine kadar Cumhurbaşkanlığına bağlandığını söyledi. Yoleri, "Cumhurbaşkanlığına bağlı bir kurum. Böyle bir kurumun insan hakları ve özgürlüğünü ihlal etmesi, mahrum bırakması kabul edilemez. MİT ya da istihbarat denildiğinde çok sayıda hukuksuzluk akıllara gelir. Bu düzenleme ile ihlaller ve hukuksuzluklar daha da artacak" dedi. 

OHAL'in ardından KHK'larla gözaltı sürelerinin 14 gün olduğunu hatırlatan Yoleri, "Düzenlemede en az 4, en fazla da 15 günlük zaman dilimi veriliyor. Yani bir kişi 15 gün gözaltında tutulabilecek. Ayrı zamanlarda alınarak bu süre tamamlanacak. Yani kişinin daha uzun bir süre baskı altında tutulması anlamına geliyor" şeklinde konuştu. 

Düzenlemenin çok sorunlu ve uygulamada çok fazla hak ihlallerine neden olacağına işaret eden Yoleri, "Hapishaneden alınan mapuslar nerede tutulacak, hangi sorgulama yöntemi ile uygulanacak, avukat hakları kullandırılacak mı? Bu soruların hepsi muamma. Yakın zamanda Bakırköy'de yaşanan bir örnek oldu. Dolayısıyla bugün bu ihlallerin yaşanmayacağını gösteren bir düzenleme değil. Türkiye'nin adalet sistemi, adil yargılama tablosu ve insan hakları bakımından sorunlu bir düzenleme" diye vurguladı.