4 Aralık 2024 Çarşamba

Ivana Benario yazdı | ILPS 7. Uluslararası Asamblesi'nden İzlenimler

Asamble, yoldaşlaşmaya ve devrimci ilişkiler kurmaya alan açtı. Devrimci öncüleri buluşturdu. Genç enternasyonalistlerden uzun yılların devrim emekçilerine, aydın bireylerden örgüt kadrolarına kadar katılımcılar arasında birbirinden öğrenme ve birbirini anlama isteği büyüktü. Asamble, öğretici ve ufuk açıcı uluslararası bir buluşmaydı. Değişik tartışmalara ve fikir ayrılıklarına da bir platform sağladı.

Halk Mücadelelerinin Enternasyonal Ligi (ILPS) Haziran ayı sonunda Malezya'nın Penang kentinde "Emperyalizmi yenelim, sosyalist geleceğimizi kazanalım" şiarıyla 7. Uluslararası Asamblesi'ni gerçekleştirdi. 2001 yılında Filipin devrimci hareketinin öncülüğünde Hollanda'da kurulan ILPS, antiemperyalist demokratik kitle örgütlerini, halk hareketi örgütlerini, ulusal demokratik hareketleri, sendika ve meslek örgütlerini, ekoloji örgütlerini, çeşitli dernekleri, aydınları, sanatçıları bir araya getiren dünyanın önde gelen uluslararası eylem platformlarından biridir. Yüzlerce kuruluşu temsilen 44 ülkeden 535 katılımcının yer aldığı asambleye Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) temsilcisi Leyla Halid özel konuk olarak katılırken, Küba'nın Malezya Büyükelçisi de meclisin açılışında yer aldı. Kuzey Kore Demokratik Cumhuriyeti temsilcileri ise, Malezya'nın engellemeleri nedeniyle katılamadı.

Katılımcıların büyük bir bölümü Filipinler Komünist Partisi'nin maocu çizgisine yakın örgütlerdi. Ancak bununla sınırlı değildi. ILPS, çok çeşitli ideolojik akımları ortak bir siyasi zeminde bir araya getirmeyi başaran uluslararası bir kümelenmedir. Kürt özgürlük hareketi, Filistin direniş hareketini temsilen FHKC ve Samidoun başta olmak üzere Filistin dayanışma hareketinin farklı bölükleri, Endonezya Komünist Partisi, Kanada Yeni Komünist Partisi veya Arjantin Devrimci Marksist Leninist Parti (PRML) yörüngesindeki kitle örgütleri, Batı Papua ulusal hareketi, Kıbrıslılar Birliği, Peru'dan Movadef gibi farklı siyasi özneler asamblede yerlerini aldı. Kurulun ana gövdesini dünyanın dört bir yanından değişik kitle örgütlerinde yer alan Filipinliler başta olmak üzere Asyalılar oluşturdu. Finansal engeller nedeniyle Kenya'dan katılamayan delegelerin de eksikliği ile Afrika kıtası nispeten daha az temsil edildi. Tarihinin en başarılısı ve kitleseli olarak nitelendirilen asamble, pandemi sürecinin yarattığı zorluklara rağmen, dönem boyunca ülke, bölge ve kıta koordinasyonlarının yanı sıra çeşitli konularda komisyonlar aracılığıyla faaliyet gösteren ILPS'nin büyümesine işaret etti. Ortadoğu, Latin Amerika ve Pasifik'te kurulduğu gibi bölgesel ilişkilere ve koordinasyonlara duyulan ihtiyaç tespit edildi ve gelişmenin önemli bir aracı olarak vurgulandı.

Açılış konuşmaları, Uluslararası Koordinasyon Komitesi Yürütme Kurulu'nun tüm üyeleri tarafından tek tek sunulan faaliyet raporları, mali rapor ve tüzük tartışmalarının ardından asamble komisyon çalıştayları şeklinde devam etti. Başta asamble çalışmaları için oluşturulan komisyonlar, büyük ölçüde ILPS'nin süreğen işleyen uluslararası çalışma gruplarına dönüştü. Bu komisyonlar, emekçi insanlığın sorunlarını, taleplerini ve özlemlerini kapsayan çeşitli başlıklar etrafında kuruldu: Ulusal kurtuluş, sosyo ekonomik dava, antifaşizm, adil barış ve savaş, işçiler, köylüler, kadınlar, gençlik, öğretmenler, çocuk, sağlık, yerli halklar ve ulusal azınlıklar, bilim ve teknik, göçmenler, kültür sanat, evsizler, ekoloji, inanç temelli örgütlenme. Bu komisyonlardan ilk dördü aynı zamanda ILPS'nin çalışmalarının temelini oluşturmakta ve doğrudan Merkez Koordinasyon Komitesine bağlı çalışıyor.

Asamble boyunca eş zamanlı olarak düzenlenen komisyon çalıştayları büyük bir ciddiyetle, kapsamlı uluslararası hazırlıklarla ve çeşitli didaktik, teknik yöntemlerle düzenlendi. Her bir çalıştay ILPS'nin çalışmalarının nasıl genişletilebileceği ve güçlendirilebileceği, ülkelerde hangi çalışmaların yürütülebileceği, hangi ittifakların kurulabileceği, hangi kampanya ve propagandaların düzenlenebileceği, finansmanlarının nasıl yapılandırılabileceği ve nasıl desteklenebileceği sorularına yanıt aradı. ILPS'ye üye olmayan gözlemcilerin de fikirlerini alan komisyon çalıştaylarının sonuç bildirgeleri asambleye sunularak tartışmaya açıldı. Asamblenin ana bölümünü oluşturan çalıştaylar karşılıklı etkileşimi ve bilgi aktarımı kuvvetlendirdi.

Faaliyet raporuna göre, ILPS'nin her ay farklı konularda ortalama 20-25 açıklama yapması, politik gelişmelere hızlı refleksi ve canlı ilişkilenişi, dinamik bir uluslararası eylem birliği olduğuna işaret ediyor. ILPS, çeşitli webiner ve etkin bir sosyal medya faaliyeti ile değişik gündemlere eş zamanlı ve militan pratik duruşla yanıt verme yeteneğini sergiliyor. Bu yetenek dünya devrimci hareketini sınayan 7 Ekim Filistin direniş hamlesinde de ILPS'nin Filistin özgürlük mücadelesiyle etkin ilişki kurmasını sağladı (Hamas'ı antiemperyalist bir kuvvet olarak tanımlayan FKP, başından beri Filistin'den yana net bir pozisyon aldı). İdeolojik ortaklaşma süreçlerine ve iç tartışmalarına daha fazla ağırlık veren Devrimci Parti ve Örgütlerin Uluslararası Koordinasyonu (ICOR) ise, 7 Ekim hamlesi etrafında yaşanan tartışmalarda görüldüğü gibi siyasi gelişmelere tutum gösterme konusunda çok daha yavaş refleks gösterebiliyor.

Asamble boyunca katılan örgütler kendilerini ve çalışmalarını stantlar aracılığıyla tanıtma imkanına sahip oldu. Bu çalışmalar arasında siyasi tutsaklar ile dayanışma kampanyaları önemli bir yer tuttu. Çeşitli ülkelerden siyasi tutsakların mektupları sergilenirken, insan hakları örgütleri Filipinler'de doğa mücadelesi veren Tumandok halkına yönelik 30 Aralık 2020'de gerçekleşen katliama karşı adalet mücadelesini tanıttı, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın kitapları tanıtılarak özgürlük talebi yükseltildi, Figen Yüksekdağ ile Dayanışma İnisiyatifi'nin standında Yüksekdağ'ın savunması dağıtılarak Kobanê dava tutsaklarına özgürlük istendi, sendikal faaliyetlerinden dolayı Nisan ayında Mindanao'da kaybedilen işçi önderi William Lariosa'nun akıbeti soruldu. Peru'da 2025 Kasım ayında uluslararası siyasi tutsaklarla dayanışma konferansına çağrı yapıldı. Filipinli gençlik örgütü Anakbayan, devlet saldırılarının yoğunlaştığı, kampüslerin abluka altına alındığı ve militarize edildiği, akademik özgürlüğün gasp edildiği Güney Tabalog bölgesindeki gençlik hareketinin liderlerine yönelik polis komplolarına dayanan tutuklama dalgalarını kınadı ve dünya gençlik örgütlerini dayanışma göstermeye çağırdı.

Asamblenin bir diğer program eksenini etkinlikler ve sunumlar oluşturdu. Leyla Halid asamblenin ilk oturumunda Filistin'in silahlı mücadelesi hakkında konuşurken, akşamları Latin Amerika'daki emperyalist saldırganlık konulu ve "Erdoğan'ın faşist diktatörlüğü ve siyonist İsrail'in faşizmi" başlıklı sunumlar, "Titanların çatışması: ABD ve Çin emperyalizminin Güney Asya'daki gündemi" başlıklı panel, "Filipinler'de sosyalizm yönünde ulusal demokratik mücadele", "Adil barış davası ve savaş", Porto Riko, Kürdistan, Filipinler, Etiyopya ve Filistin'den temsilcilerin katılımıyla "Sosyalizm yönünde ulusal kurtuluş mücadeleleri" başlıklı oturumlar düzenlendi. Sabra Sawarak Malezya 1963 bağımsızlık anlaşması ve yerli halkın özgürlük mücadelesi, Afrika'da antiemperyalist mücadeleler de konu edildi. 2022 yılında Hollanda'da politik sürgünde yaşamını yitiren FKP kurucu önderi ve ILPS kurucu başkanı Jose Maria Sison için bir anma düzenlendi. Duygulu bir atmosferde gerçekleşen anma töreninde, mizahı, keskin zekası, enternasyonalist ruhu ve dünya devrim tarihi hakkındaki kapsamlı bilgisiyle kendisiyle tanışma şansı bulan herkeste derin iz bırakan Sison'la ilgili tüm kıtalardan delegeler anılarını paylaştı.

Sonuç bildirgesinin oluşturulması, Filistin'le ilgili özel bir bildirgenin hazırlanması ve yeni uluslararası koordinasyon komitesinin seçimiyle tamamlanan asamble, dayanışma gecesiyle sonlandırıldı. Yerli Malay halklarının sergilediği geleneksel danslar, Endonezyalı çocukların Filistinli çocuklar için oluşturduğu koro veya Kürt özgürlük hareketi temsilcilerinin uluslararası katılımcılarla birlikte Ha Gerilla marşı eşliğinde govendi ile gece, devrimci maneviyatı güçlendiren zengin bir kültürel şölene dönüştü. Bu esnada asamble günlerinde Filipinler'de ölümsüzleşen gerilla savaşçılarının haberlerini duyurduktan sonra şehitlerle ilgili öykü ve şiirler paylaşıldı.

ILPS'nin itici gücü devrimci örgütlerdir. Bu gerçeklik bütün asamblenin ruhuna yansıdı. Asamble, katılımcılar arasında büyük bir coşku yarattı. Emperyalizme, sömürgeciliğe ve faşizme karşı mücadele kararlılığını yükseltti. Öyle ki, aralarında eski gerilla savaşçılarının da bulunduğu kitle örgütlerinin ve ulusal hareketlerin temsilcileri bütün asamble boyunca devrimci örgütlenmenin zorunluluğunu ve silahlı mücadelenin yaşamsal önemini vurgularken kitle mücadelesinin anlamını bu stratejik bağlamda ele aldı. Asamble, yoldaşlaşmaya ve devrimci ilişkiler kurmaya alan açtı. Devrimci öncüleri buluşturdu. Genç enternasyonalistlerden uzun yılların devrim emekçilerine, aydın bireylerden örgüt kadrolarına kadar katılımcılar arasında birbirinden öğrenme ve birbirini anlama isteği büyüktü. Asamble, öğretici ve ufuk açıcı uluslararası bir buluşmaydı. Değişik tartışmalara ve fikir ayrılıklarına da platform sağladı. Örneğin ABD yörüngesindeki saldırgan bölgesel bir güç olan Hindistan'ın niteliği konusunda hararetli tartışmalar, direniş ekseni ve İran'ın rolüne ilişkin görüş ayrılıkları yaşandı. Siyonist İsrail rejimine olan düşmanlığı nedeniyle dünya halklarının bir kısmını yanıltmayı ve kendi iç baskı siyasetine perde çekmeyi başaran sömürgeci faşist İran molla rejimine ilişkin görüş ayrılıkları tartışmalara yansıdı. ILPS, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin katledilmesinin ardından dayanışma bildirisi yayınlamıştı. Asamblede İran'ın Ortadoğu'da nesnel olarak oynadığı antiemperyalist rolüne rağmen, onu destekleyerek devrimci değerlerden vazgeçilmemesi ve sömürgeci İran'ın karakterinin unutulmaması gerektiğine dikkat çekildi. Filistinli aktivistler ise Hizbullah ve Yemen başta olmak üzere direniş ekseninin Filistin davası uğruna geliştirdiği askeri pratiğine işaret ederek, uluslararası dayanışmanın bu yönüyle genişletilmesi gerektiğine dikkat çekti.

ILPS, bu düzeydeki görüş farklılıklarına rağmen uluslararası politik bir çekim merkezi olmayı başarıyor. Bu etki gücü, hiç kuşkusuz, sınıf mücadelesinin farklı araçlarını eş zamanlı kullanmayı başaran FKP'nin 50 yılı aşkın bir süredir gerilla mücadelesiyle temsil ettiği devrimci kararlılık ve istikrara dayanmaktadır. Politik düzlemde, değişik tartışmalara rağmen, geniş bir ortaklık sergilendi. Rusya ve Çin gibi dünyada tartışmalı emperyalist güçlere tutum alma ve burjuva çıkarlara yedeklenmeme konusunda geniş bir anlayış birliği yansıdı. Bitmek bilmeyen krizler dizisi içinde emperyalizmin genel savaş hazırlıklarına karşı halk mücadelelerini geliştirme ihtiyacı vurgulandı. Jeopolitik "Hint-Pasifik" bölgesinde yoğunlaşması beklenen emperyalist çatışmaların ortasında duran Filipinler’de, ABD emperyalizminin bir uzantısı olan Marcos hükümeti altında dört yeni gizli ABD askeri üssünün kurulması örneğinde de açığa çıktığı gibi şiddetlenen ABD-Çin gerilimi teşhir konusu oldu.

Öte yandan, farklı emperyalist kutuplar arasında rekabetin yoğunlaştığı ve çelişkilerin keskinleştiği bir dünyada, antiemperyalist ve devrimci mücadelenin gelişmesi amacıyla daha etkili uluslararası birleşik mücadele geliştirmeye yönelik ILPS'nin bazı tutumları düşündürdü. Antiemperyalist ve Antifaşist Birleşik Cephe (AIAFUF) örneğinde, ILPS'nin başka bir uluslararası kümelenme ile ilişkilerini derinleştirmeyi dıştalayarak, kendi antiemperyalist cephe inşası çabalarına öncelik vermesi hakkında açıklayıcı bir yorum yapılmadı. ICOR'un inisiyatifiyle AIAFUF inşasının en önemli muhatabı ILPS iken, ILPS bu süreçten çekildi. Asamble sırasında konu hakkında bilgi veren Uluslararası Koordinasyon Komitesi, sadece bu sürecin çok zaman ve enerji aldığını belirterek, çeşitli farklılıklar nedeniyle ICOR ile bu konudaki görüşmelerini sonlandırdığı bilgisini verdi. 

Sonuç olarak, ICOR ve ILPS öncülüğünde kurulabilecek yeni nitelikte bir antiemperyalist cephe yerine, her iki uluslararası kuruluş kendi çapında varlıklarını ancak çok az aşan birer antiemperyalist cephe kurdu. ILPS tarafından kurulan "Halk Cephesi" herhangi bir bağlayıcı mekanizmaya, göreve ve örgütsel çerçeveye sahip olmayan bir inisiyatif olarak hayata geçti, ICOR ise kendi iç tartışmalarına dayanarak örgütsel mekanizmasını ayrı bir kuruluş kongresinde netleştirdiği bir cephe kurdu.

Düşündürücü bir diğer gelişme ise önceki dönemde ILPS içinde aktif rol oynamış olan Birlik ve Mücadele dergisi oluşumlarının blok olarak ILPS'den çekilmesi oldu (Meksika ve Venezuela'daki siyasi özneler başta olmak üzere). Neden ayrıldıklarına dair kayda değer bir açıklama bulunamazken, ayrılığın ideolojik farklılıklar temelinde dergiyi yayınlayan CIPOML platformunun merkezi yönlendirmesiyle gerçekleştirilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. İttifaktan ayrılan Birlik ve Mücadele bileşenleri için ILPS, pratik enternasyonalist eylemin parçası olmak ve canlı ilişkiler geliştirmek için önemli bir zemin sağlayabilirdi. Bu olanağa sırtlarını döndüler.

Öyle görünüyor ki, aynı amaçlar uğruna kurulan uluslararası kümelenmelerin dünya devrimi doğrultusunda daha yakın bir işbirliği geliştirmelerinin önünde hala öznel durumlar, dar yaklaşımlar ve öncelikler engel teşkil ediyor.

Ne var ki, kapitalizmin varoluşsal kriziyle yüz yüze olan dünya devrimci hareketi, kendi yapısal krizlerinin üstesinden gelme aciliyeti ve daha etkili uluslararası mücadeleler yürütme zorunluluğu ile karşı karşıyadır. Daha etkili mücadeleler yürütmenin ön koşulu olan devrimci güçlerin birliği, farklı uluslararası deneyimlerin olgunlaşması ve bütünleşmesiyle sağlanabilir. ILPS, bu deneyimlerden biridir. Dünyada antiemperyalist demokratik mücadeleleri yükselten başarılı ve özgün bir mevzi olan ILPS, enternasyonalist çalışmalara önemli bir ivme kazandırmakta ve geleceğin büyük dünya devrimci birliklerinin toprağını beslemektedir.