27 Eylül 2024 Cuma

Lokmaya polis saldırısında işkenceyle gözaltına alınanların ilk duruşması görüldü

Ölümsüzleşen Ulaş Alankuş'un (Şafak Kızıldere) ailesinin çağrısıyla verilecek lokmaya katılmak isteyen ve polis saldırısında işkenceyle gözaltına alınan sosyalistlerin ilk duruşması görüldü. Cenaze ve gömülme hakkının yazısız kural olduğunun altını çizen sosyalistler, gördükleri işkenceyi aktardı. Asıl suçun gömme ve cenaze hakkının engellenmesi, uğradıkları işkence olduğunun altını çizdi.

Ağrı'da şehit düşen komünist savaşçı Ulaş Alankuş (Şafak Kızıldere) anısına Gazi Cemevinden verilmek istenen lokmaya polis saldırısında işkenceyle gözaltına alınan devrimciler hakim karşısına çıktı.

Ölümsüzleşen Ulaş Alankuş'un (Şafak Kızıldere) 9 Ağustos 2022'de cenazesini kaçıran polisler, Gazi Mahallesindeki cenaze törenine sadece aile üyelerinin katılmasına izin vermiş, mezara gitmek isteyen sosyalistlere saldırarak işkence uygulamıştı.

Alankuş'un ölümsüzlüğünün ardından 13 Ağustos günü Gazi Cemevinde verilecek lokmaya da saldıran polis aralarında Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İstanbul İl Başkanı Deniz Aktaş, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanı Okan Danacı, Alınteri Temsilcisi Mürüvet Küçük'ün de olduğu çok sayıda sosyalist işkenceyle gözaltına alındı, emniyette çıplak arama işkencesine maruz kaldı.

İşkence gören sosyalistler hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'ndan açılan davanın ilk duruşması Gaziosmanpaşa Adliyesi 6. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Tutsak sosyalistler duruşmaya bulundukları hapishanelerden SEGBİS ile katılırken tutuksuz yargılananlar ve avukatlar ise mahkeme salonunda yerini aldı.

AKTAŞ: ASIL SUÇ BİR İNSANIN GÖMÜLMESİNİN, CENAZESİNİN ENGELLENMESİDİR
ESP İstanbul İl Başkanı Deniz Aktaş tutuklu olduğu hapishaneden SEGBİS aracılığıyla bağlandı. Birçok cenazeye katıldığını hatırlatan Aktaş, "Bir suç varsa ise insanın gömülmesi, cenazesinin engellenmesidir. Asıl suç budur. Uyarı yapılmadan saldırı ve işkence ile gözaltına alındık. Bu durum Anayasal suçtur. Biz ailesini de tanıyoruz. Protesto etmek için slogan attık. İşkenceyle gözaltına alındık, ters kelepçe ile uzun zaman bekletildik. Çıplak arama işkencesine maruz kaldık" dedi.

KÜÇÜK: İŞKENCEYLE GÖZALTINA ALINDIK
Alınteri Temsilcisi Mürüvvet Küçük de evrensel bir hak olan cenazeye katılmalarının engellendiğini hatırlattı. İnsanların yazılı olmayan kanunları olduğuna dikkat çeken Küçük, hiçbir kimsenin dinine, siyasal görüşüne, mezhebine bakılmadan gömülme hakkını bu kurallara örnek gösterdi. Küçük, şöyle devam etti: "Ailenin lokma çağrısı üzerine gittim. Cemevinde lokmayı engellediler bu bir insanlık suçudur. Darp edilerek, işkence ile gözaltına alındık. Cemevinin girişinde polis bariyerleri vardı. Uzun süre ters kelepçe ile bekletildim ve çıplak arama işkencesine maruz kaldım."

DANACI: GÖRDÜĞÜM İŞKENCE ZABITLARA GEÇMEDİ
SGDF Eşbaşkanı Okan Danacı da tutsak olduğu hapishaneden SEGBİS ile katıldı. Danacı, Ulaş Alankuş ile Kocaeli Üniversitesinde okuduğu yıllardan tanıştıklarını, ailesini tanıdığını, Alankuş'un hayatını kaybettiğini ailesinden öğrendiğini aktardı. Danacı, "Cenazesine, lokmasına katılmak istedim. Cem evi yarım saatlik mesafe, 3 saate çıkmıştı. Bütün sokaklar polislerce kapatıldı. Bir yetkili de gelip 'yasaklandı' demedi. Etkinlik çağrısı değil bir yere afiş asmadık, bir yere çağrı yapmadık, lokma yapılacaktı. Cem evine gitmek istiyorduk biber gazı sıkıldı, çenem yarıldı. 'Baskılar bizi yıldıramaz', 'İnsanlık onuru işkenceyi yenecek' sloganı attım. İşkence zabıtlara geçmedi. Bütün işkence uygulayan polislerden şikayetçiyim. Gözaltı aracında saatlerce işkence yapıldı ve emniyette çıplak arama işkencesine maruz kaldık" dedi.

Söz alan diğer sosyalistler de gömülme hakkının engellenmesinin suç olduğuna işaret etti. Maruz kaldıkları işkenceyi de aktaran sosyalistler, işkenceci polislerden şikayetçi olduklarını belirtti.

AV. TAŞDAN: POLİSİN SENARYOSU
Sosyalistlerin ardından avukat beyanına geçildi. Avukat Doğukan Taşdan, Ulaş Alankuş'un ailesi tarafından yapılan çağrının engellendiği ve Gazi Mahallesinde o gün irade savaşı yaşandığını kaydetti. Gözaltılar için binlerce polisin mahalleye yığıldığını anımsatan Taşdan, "Ulaş Alankuş'un Alevi inancına gören anma, ibadet, gömülme, lokma hakkı engellendi. Cenaze kaçırıldı, gözaltılar yapıldı, işkence ile gözaltına alındılar. Polisin verdiği reaksiyon ile eylem görüntüsü vermek istedi. Senaryo gibi polis toplantı ve gösteri yürüyüşü girişimi göstermek istedi. Herhangi bir uyarı yapılmadı. En temel hak olan defin, taziye, cenaze engellendi. 2911 suçunun oluşması için uyarıdan sonra koridor açılması gerekir, bu durum yoktur. Delillerin olmaması sebebiyle derhal beraat verilmesini talep ediyorum" dedi.

AV. SAVRAN: ASIL SUÇ İNSANI HAK KULLANIMININ ENGELLENMESİ
Avukat Mustafa Taylan Savran da o gün yaşananları hatırlattı. Savran, şöyle devam etti: "Lokma dağıtımına ve taziye de bulunmak için cemevine giderlerken gözaltına alındılar. Dağılın anonsu yapılmadan ve çembere alınarak gözaltına alındılar, koridor oluşturmadılar. Kaymakamlığının niye yasakladığını anlamak mümkün değildir. Kaymaklığın hangi hakla yasakladığı dosyada yok. İddianamede yasaklandı kelimesi geçmiyor. 2911 muhalefete dönüşmüş. İnsani bir hakkı kullanmayı engellenmesi asıl suçtur."

MAHKEME ERTELENDİ
Avukat beyanlarının ardından sosyalistlerin adli kontrollerini kaldıran mahkeme 31 Ekim'e erteledi.