29 Eylül 2024 Pazar

'Lubunyalara ve kadınlara karşı artan polis ve devlet şiddetini kabul etmiyoruz'

Kadıköy'de tacizcilerin hedef göstermesiyle polis tarafından gözaltına alınarak işkence gören kadın ve LGBTİ+'lar, bu saldırının münferit olmadığını vurgulayarak, nefreti ve şiddeti arttıranlar karşısında tüm kamuoyunun bu saldırılara ses çıkarması gerektiğini vurguladı.

Kadıköy'de 12 Ekim'de tacize uğrayan ve polisin tacizcilerle işbirliği sonucu gözaltına alınarak gece boyu işkence gören kadınlar ve LGBTİ+'lar, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına kadın ve LGBTİ+'ların yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Züleyha Gülüm, Spod ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) katıldı.

YOLERİ: İKTİDAR AYRIMCILIĞI KÖRÜKLÜYOR
Basın açıklamasını okuyan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, iktidarın kadın ve LGBTİ+'lara dönük ayrımcı söylem ve tutumunun daha geniş zeminde de ayrımcılığı körüklediğini belirtti. "Kadın ve trans cinayetlerini izlemekle yetinen, faillere iyi hal indirimi uygulayarak şiddeti teşvik edenlerin bu tutumu, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı ile en yüksek seviyeye vardı ve bugün kadınlar ve özellikle LGBTİ+'lar, güvensiz, saldırıya açık bir duruma mecbur edildiler" diyen Yoleri, Kadıköy'de yaşanan saldırıda tacizci ve işkencecilerin cezalandırılması çağrısında bulundu.

Yoleri, şöyle devam etti: "Kadınlar ve lubunyalar tacize, tecavüze uğrarken şiddete maruz bırakılıp öldürülürken olay yerine saatlerce gelmeyen polis, tacize uğrayan kadınlara müdahale etmek için 5 dakika içinde olay yerine gelmiş, tacizcilere değil kadınlara ve lubunyalara saldırmıştır. Yaşanan bu olay, devam eden ötekileştirme ve ayrımcılık politikalarının bir sonucu olup, kadınlara ve LGBTİ+'lara yönelik şiddeti, işkenceyi ve saldırıları önlemek devletin görevidir."

KARAKUZU: BİZLERİN VAROLUŞLARI SİZİN SEÇİM KAMPANYANIZ DEĞİLDİR
İşkenceye maruz bırakılanlardan Ameda Karakuzu, 12 Ekim gecesi yaşanan işkenceyi anlattı ve şöyle devam etti: "Ne onur ayının ilk pazarı Yeldeğirmeni'nde basın açıklaması gerçekleştirmek isteyen lubunyalara yapılan gözaltının, ne temmuzda 'mahalle abileri' tarafından 'Bu mahalleden ibneleri temizleyeceğiz' bağrışlarıyla fiziksel şiddete maruz kalan lubunyaların, ne de 12 Ekim gecesi tacizcilerinin sözde ihbarıyla kadın ve LGBTİ+ların ters kelepçeyle gözaltına alınması münferit değildir. Erkek devletin ve onun piyonlarının Yeldeğirmeni'nde yapmaya çalıştıkları soylulaştırma projesini Ülker Sokak'tan, Esat/Eryaman'dan biliyoruz. Size yenilmeyeceğiz. Mahallelerimizi terk etmeyeceğiz. Lubunyalara ve kadınlara karşı artan polis ve devlet şiddetini kabul etmiyoruz. Bizlerin varoluşları, sizin seçim kampanyanız değildir. Maruz kaldığımız şiddete sessiz kalan herkes bu şiddetin failleri kadar sorumludur."

YEDİVEREN: BU SALDIRI TÜM LGBTİ+'LARA YAPILMIŞTIR
Sosyal Politika Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği'nden (SPoD) Oğulcan Yediveren, "Bu saldırı tüm LGBTİ+'lara yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırıya karşı da hep beraber karşı duracağımızı herkesin bilmesini isteriz. Bu koşullar altında bu saldırının yeni anlamları da var. 2015'ten beri hükümetin sürdürdüğü düşmanlık siyasetinin bir sonucu bu saldırı" ifadelerini kullandı ve tüm kamuoyunu bu saldırılara karşı ses çıkarmaya çağırdı.

GÜLÜM: BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ
HDP milletvekili Züleyha Gülüm, bir polis devleti haline gelindiğini belirterek, Rıhtım Karakolu'nda işkencenin yeni olmadığına dikkat çekti. LGBTİ+'lara dönük saldırı dalgasının nefret söylemi ve hedef göstermelerle iktidar tarafından büyütüldüğünü dile getiren Gülüm, şöyle devam etti: "Bizim tek çaremiz yan yana durabilmek ve dayanışmayı güçlendirmek. Biz bu dayanışmayı öremezsek çok daha güçlü bir saldırı dalgasıyla karşı karşıya olacağız. Bu ülkede faşizm kurumsallaştırılmaya çalışıyor. Faşizm çok yönlü bir hazırlık yaparken demokrasi güçlerinin daha güçlü bir örgütlenmeye ihtiyacı var. Arkadaşlarımızın yanındayız. Birlikte mücadele edeceğiz."