27 Eylül 2024 Cuma

Serhat Rojavalı yazdı | Direniş çetelerin Ayn İsa'yı işgal etme hevesini kırdı

Şehir hareketli, dükkanlar açık. Devrim kurumları çalışıyor. Saldırının ilk günlerindeki belirsizliğin yarattığı tedirginlik aşılmış. Çocuklar sokakta. Çete saldırıları ve yayınladıkları yalan haber ve duyuruların, halkı korkutmayı başaramadığı görülüyor. İşgal saldırısının başarıya ulaşamamasının tek bir nedeni var. O da devrim güçlerinin kendi topraklarını savunma iradesinin güçlü olması ve devam eden kararlı direniş. Çetelerin karadan ilerlemeye yönelik tüm girişimleri geri püskürtülürken, karşı hamlelerle çetelere çok kayıp verdirildi. Yaşanan kayıplar sonucu, işgalci Türk devletinin Rusya ile birlikte geliştirdiği plan bozuldu. Direniş, ilçenin ve çevre köylerinin işgal edilmesinin önünde güçlü bir barikat oldu.

Türk devleti ve DAİŞ artığı çeteleri, son aylarda işgal saldırılarını Ayn İsa ve çevresinde yoğunlaştırdı. Her gün yeni saldırılar gerçekleştiriliyor. Sızma girişimleri ile karadan ilerlemeye çalışan güçler ve Demokratik Suriye Güçleri (DSG) arasında çatışmalar yaşanıyor. İşgal güçleri, aynı zamanda psikolojik bir savaş da yürütüyor.

Son üç ayda Ayn İsa'da neler yaşandığını ilçe halkı ve işgale karşı savaşanlara sorduk. Kentte yaşanan savaşın geldiği aşama, direniş ile işgali engelleyen askeri gücün durumu ve yalan haberler hakkında düşüncelerini aldık. Cephe hattında duran savaşçı ve komutanlar, Askeri Meclis ve Özerk Yönetim temsilcileri, Ayn İsa'daki son durumu anlattı.

Geçtiğimiz haftalarda oldukça yoğunlaşan saldırılar, DSG güçlerinin direnişi karşısında belli oranda kırıldı. Çetelerin karadan ilerleme girişimlerinin püskürtüldüğü ilçede, savaşın izleri belirgin. Şehir satırlar ile (toprak barikat) çevrelenmiş durumda. Tüm sokaklar, her yer bir mevzi aslında. İlçe halkı ve kent savunmasını üstlenen askeri güç, bu tablo içinde yaşam ve direnişlerini sürdürüyor.

Şehir hareketli, dükkanlar açık. Devrim kurumları çalışıyor, halka yönelik hizmet çalışmaları günlük olarak devam ediyor. Saldırının ilk günlerindeki belirsizliğin yarattığı tedirginlik aşılmış. Çocuklar sokakta. İnsanlar işlerini yapıyor. Çete saldırıları ve yayınladıkları yalan haber ve duyuruların, halkı korkutmayı başaramadığı görülüyor. Bombardımanlar genel olarak akşam saatlerinde gerçekleştiği için halk, hava kararmaya yakın kendilerini güvende tutacak alanlara çekiliyor. Gün içinde ise yaşam devam ediyor. Halkın, araç yakıtları için mazot temin ettiği M4 karayolu üzerindeki akaryakıt istasyonu binası, bombardımanla yerle bir edilmiş durumda. Pompalar ise halen çalışıyor. Halk, bombardıman tehdidi altında uzun kuyruklar oluşturarak araçlarına yakıt temin edebiliyor.

Çeteler, özellikle kentin doğu yönünden gelip kuzeye doğru dönen M4 karayolunun diğer tarafında kalan dört köyü ele geçirmek için saldırmıştı. Hatta saldırıların hemen başında "Operasyon başlattık" diye açıklama da yapmışlardı. O kadar istekliydiler ki, "Ayn İsa'yı 24 saat içinde alacağız" diyenleri de çıktı. Ayn İsa çevresinde yoğun olarak bombardımana tabi tutulan Mueleq, Seyda, Mîşerfê ve Cehbel, köyleri M4 karayolunun kuzeyinde yer alıyor. Türk devleti, bu köylerden Seyda'nın arkasında yer alan tepelik alanda askeri üs kurdu, karayolunu takip edecek biçimde kameralar yerleştirmeye başladı.

AYN İSA HALKININ KARARI; TOPRAKLARI İÇİN DİRENMEK
Çeteler, işgal altında tuttukları alan ile M4 karayolu arasında kalan bu dört köyü, işgal etmek için yoğun bir saldırı başlattı. Üç aya yakın süredir önce Ayn İsa'nın Kobanê çıkışında yola birkaç yüz metre uzaklıktaki Mueleq ve Seyda köyleri; burası başarılamayınca ise Ayn İsa'nın Til Temir çıkışında yol kenarında bulunan Mîşerfê ve Cehbel köyleri, tank, obüs ve havanlarla vuruldu. Sızma girişimleri ile karadan ilerlemeye çalıştılar. Bombardımanlar esnasında ölen ve yaralanan siviller oldu. Evler yıkıldı, yerleşim alanları talan edildi. Bu köylere saldırı sürerken, Ayn İsa'da yaşayanları korkutmak için ilçe çevresi yoğun biçimde bombalandı. Topçu atışları bir süre sonra ilçe merkezini de hedef aldı. Çok sayıda ev ve işyeri vuruldu, çok sayıda sivil yaralandı.

Ancak hem ilçe merkezinde hem de köylerde bulunan Ayn İsalılar, saldırılar karşısında geri adım atıp yaşam alanlarını terk etmedi. Girê Spî Meclis Eş Başkanları, ilçe halkının Türk devleti tarafından işgal edilen Efrîn, Girê Spî ve Serê Kaniyê halklarının neler yaşadığını iyi bildiğini, bu nedenle toprakları için direnmek dışında bir yaşamı tercih etmediğini dile getirdi.

Ayn İsa İlçesi, Fırat ve Cizîrê bölgelerinden birbirine geçişi sağlıyor. M4 karayolu üzerindeki ilçe, Til Temir, Kobanê-Minbic ve Rakka'ya ulaşan yolların kesişme noktası aynı zamanda. Bu ilçenin işgal edilmesi, Kobanê ve Minbic'i içeren Fırat bölgesinin çembere düşmesi ve tecrit edilmesi anlamına gelirken, Rakka ve Tabqa yolları ile aynı zamanda Tişrin Barajı'na doğru uzayan geniş bir alanı tehdit altına sokuyor. İşgali sürdüren faşist Türk devleti ve çetelerinin saldırı taktikleri de devrim alanlarını parçalamak ve birbirinden ayırarak savunmasız bırakmayı içeriyor.

Çetelerin saldırıları sadece bu dört köy ile sınırlı kalmadı. Başta Hoşan ve Xalidiye köyleri olmak üzere çok sayıda köy ve mezra yoğun bombardımana tabi tutuldu. Sivil yerleşim alanları kullanılamaz hale getirildi.

ÇETE SALDIRISINI KIRAN SAVAŞÇILAR MORALLİ
Çetelerin işgal ettiği alan ile devrim toprakları arasında bir kilometreden daha az bir mesafe var. Aradaki bu bölge boşaltılmış alan durumunda. Ön cephe hattı kilometrelerce uzunluk boyunca bu şekilde. İşgal edilmiş alan karşısında DSG güçlerinin oluşturduğu satırlar yer alıyor. DSG savaşçıları, bu hatta direniş nöbetini sürdürüyor.

Cephe hattının ön mevzilerine, zaman zaman çete saldırıları ve obüs atışlarının yaşandığı M4 karayolunu kullanarak ulaştık. Araç, ilçeden çıktıktan sonra çevrede, savaşın ağırlığı ve yarattığı yıkım daha da belli oluyor. Zaman zaman suikast saldırıları da yapılan yoldan biraz hızlı geçildi. Satırla kapatılan yol kenarından birkaç yüz metre sonra çetelerin tuttukları alan başlıyor.

Cephede bulunan savaşçıların yanına gitme isteğimiz karşılık buldu. Burada konumlanan tugay güçlerinin komutanı ile bir araya gelindi ve ön hatta yer alan savaşçıların görüşlerini alma isteğimiz iletildi. Arap ulusundan olan komutan, "Ne müşkile/Sorun yok" yanıtıyla karşıladı bizi. İşletilen tekmil sistemi sonuçlanana kadar cephe hattında bizler için hazırlanan çaylar içildi. Yanımızdaki savaşçı ve komutanlar, son durumla ilgili bilgi verirken, gözlerinden direnişin moral gücü hissedilebiliyordu. Çete saldırılarını püskürten bu güç, düşmanın iradesini kırdıklarını belirterek, oldukça moralli görünüyordu.

Tekmile "Gerekli yardımı yapın, arkadaşlar gidebilirler" yanıtı gelmesiyle, hiç zaman kaybetmeden harekete geçildi. İsmi gibi kararlı ve güçlü bir iradeye sahip görünen komutan Doçka ile birlikte DSG savaşçılarının bulunduğu mevzileri ziyaret ettik. Bölgedeki arazi, toprak satırlarla pek çok parçaya bölünmüş durumda. Karşıda çetelerin oluşturduğu mevziler gözle görme mesafesinde, bölgede tepelik alan sınırlı olduğu için rahat görülebiliyor. Arada boş bir alan uzanıyor sadece. Cephe hattındaki köy ve mezralardaki evler genel olarak boşaltılmış halde, birçoğu ise çetelerin bombardımanı nedeniyle yıkılmış.

SAVAŞÇILAR: SALDIRILARA HAZIRLIKLIYIZ, TOPRAKLARIMIZI SAVUNACAĞIZ
Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'nin farklı bölgelerinden DSG'ye katılmış savaşçılar da şimdi Ayn İsa'nın savunulması için görev alıyor.

Mevzide 24 saat nöbet tutan, sık sık bombardıman yaşayan savaşçılar yaşadıklarını ve duygularını aktarırken, ifadelerinde umutsuzluğun zerresi yok. Kendi topraklarını savunmanın haklı gururu gözlerinde bir parıltıya dönüşüyor. Savaşçılar, faşist şef Erdoğan ve DAİŞ artığı çetelerine karşı büyük öfke duyuyor. Farklı yerlerde bulunan 3-4 ön mevzide kalan savaşçılar ile bir araya geldik, görüşlerini aldık. Konuşmalarındaki ortak nokta; saldırılara karşı hazırlıklı olmanın verdiği kendi gücüne güven duygusu, çetelerin iradelerini kıran direnişin haklılığı ve "topraklarımızı kanımızın son damlasına kadar savunacağız" sözcüklerine yansıyan kararlılık ile fedai savaşçılık tarzı oldu. Cephe komutanları da bölgedeki gelişmelere ilişkin benzer görüşte.

Bu bölgede yaşayan köylüler de çete saldırılarına karşı oldukça öfkeli, saldırıların bir an önce durması gerektiğini dile getiriyor. Köy halkı, işgalci çetelere karşı mücadeleyi desteklemek için dayanışmanın önemine de dikkat çekti. Rojava'nın diğer kentleri, Avrupa, Türkiye ve Kürdistan'ın farklı bölgelerinde yaşayanlara işgalciliğe karşı direniş çağrılarını yineledi.

SALDIRI PLANININ ARKASINDA RUSYA VAR
Rusya ve Şam güçleri, işgalci çetelerin üç ay önce Ayn İsa'yı işgal etmek için başlattığı saldırıları bugüne kadar seyretmekle yetindi. Aslında onların bölgedeki varlık nedenleri de bu. Ayn İsa'da konuştuğumuz çoğu kişi, Rusya'nın Türk devletinden saldırmasını ve DSG'yi zorlamasını istediğini, bu yolla ilçenin tümden rejime devredilmesi dayatmasının karşılık bulmasını umduğunu düşünüyor. Bölgede DSG'nin direnişi ve halkın desteği, Rusya'nın bu planlarını da şimdiden suya düşürmüş durumda.

Rusya'nın onayı olmadan çetelerin ilçeye yaklaşamayacağını belirten Ayn İsalılar, çetelerin Rusya üssünü vurmasına rağmen karşılık verilmemesinin nedeninin de bu olduğunu dile getirdi. İşgalci çeteler, ilçe ve yakınındaki dört köyü almak için saldırdı ancak direniş karşısında başarıya ulaşamadı. Şimdi ise Rusya'dan DSG'nin onları vurmaması için arabulucuk yapmasını istiyorlar.

İşgal saldırısının başarıya ulaşamamasının tek bir nedeni var. O da devrim güçlerinin kendi topraklarını savunma iradesinin güçlü olması ve devam eden kararlı direniş. Çetelerin karadan ilerlemeye yönelik tüm girişimleri geri püskürtülürken, karşı hamlelerle çetelere çok kayıp verdirildi. Yaşanan kayıplar sonucu, işgalci Türk devletinin Rusya ile birlikte geliştirdiği plan bozuldu. Direniş, ilçenin ve çevre köylerinin işgal edilmesinin önünde güçlü bir barikat oldu.

DİRENİŞ HALKIN VE SAVAŞÇILARIN ORTAK GÜCÜYLE BÜYÜTÜLDÜ
Ayn İsa'da görüştüğümüz Özerk Yönetim Meclisi temsilcileri de benzer görüşler ifade etti. İlçede çalışmalarını sürdüren Girê Spî Meclisi Eş Başkanı Leyla Mişo'ya göre; saldırıların yoğunlaştığı dönemde Ayn İsa halkının başlattığı nöbet eylemi ile çevre kentlerin dayanışma için ilçeye güçlü katılımlarla gelmeleri direnişe önemli bir güç kattı. Mişo, direnişin halkın ve savaşçıların ortak gücüyle büyütüldüğünü vurguladı.

Ayn İsa'da Arap, Kürt, Çerkes, Süryani, Ermenilerin bir arada yaşadığını dile getiren diğer Eş Başkan Hamid El Ebid de, "Bu topraklar bizim topraklarımız, işgali kabul etmiyoruz" diyerek, onur ve özgürlük direnişinin mesajını güçlü biçimde ifade etmiş oldu.

Top atışlarının durmasının ardından ilçe merkezine zaman zaman sessizlik hakim oluyor. Savaş tekrar ne zaman yoğunlaşacak şu an belli değil. Devrim topraklarının savunulması için Ayn İsa direnişi, kritik bir öneme sahip. Burada alınacak başarı, Türk devletinin işgal alanlarını genişletme arzusunun önünde önemli bir engel oluşturacak. Devrim güçlerine de büyük bir moral taşıyacak.