27 Eylül 2024 Cuma

SGDF: Devlet enkazda, gençlik dimdik ayakta!

12 Mart sabahı gerçekleşen gözaltı terörüne ilişkin açıklama yapan SGDF MYK'sı, depremde ortada olmayan devletin söz konusu sosyalist gençler olunca sabahın ilk ışıklarında ev baskınlarıyla "gücünü gösterdiğini" kaydetti. Gözaltı saldırılarının gençliğin mücadelesini durdurulamayacağının altı çizilen açıklamada, saldırının direnen gençlere yönelik olduğu vurgulanarak dayanışma çağrısı yapıldı.  

Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) MYK'sı, 12 Mart sabahı gerçekleşen gözaltı terörüne ilişkin açıklama yaptı. "Gözaltı saldırıları gençliğin mücadelesini durduramaz" başlıklı açıklamada aralarında SGDF Eşbaşkanı Yaren Tuncer, Okan Danacı ve MYK üyesi Senem Pektaş'ın da bulunduğu birçok sosyalistin gözaltına alındığı hatırlatıldı.

SGDF MYK'sının açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Depremde ortada olmayan devlet, söz konusu sosyalist gençler olunca sabahın ilk ışıklarında ev baskınları yapıyor, 'gücünü gösteriyor.'

'DOĞAL AFET DEVLET ELİYLE TAM BİR KİTLESEL KATLİAMA DÖNÜŞTÜ'
Yakın zamanda Türkiye-Kürdistan tarihinin en büyük yıkımlarından birini yaşadık. Bu doğal afet devlet eliyle tam bir kitlesel katliama dönüştü. Deprem bölgesinde yükselen çığlıkların arasından en  belirgin olanı 'Devlet nerede' oldu. Halk acı içinde kıvranırken devlet kendi çürümüşlüğünün, krizinin faturasını emekçilere, öğrencilere kesmekle meşguldü. Kırılan fay hattıydı ama asıl çatlayan faşist rejim oldu. Devrimcilerin halkla temas etmesi halk tarafından da sahiplenilmesi faşist rejimi yıkılan onca kentten daha çok endişelendirdi. Enkazlara gönderilmeyen devletin askeri, polisi devrimcilerin halk ile kurduğu bağı kesmek için seferber edildi.  Umut Polat yoldaşımız Antep'te faşist şef Erdoğan'a hakaret gerekçesiyle tutuklandı, depremle ilgili yapılan eylemlere yönelik birçok kentte gözaltı ve işkencelerin ardı kesilmedi.

Devletin çürümüş ve kokuşmuşluğu, halktan halka dayanışmanın engellenmesi, devlet destekli ırkçı çetelerin sahaya sürülmesi, deprem bölgesindeki halk ile dayanışmak isteyen devrimcilere, sosyalistlere, yurtseverlere yönelik baskı, yasak, tutuklamalar, işkenceyi kendine görev haline getiren polislerin, askerlerin yağmacılık bahanesiyle örgütlenen mülteci düşmanlığı ve ölümle sonuçlanan işkenceleri, yıkılan kentler üzerinde tepinen devlet yetkililerinin sırıtmaları, Kızılay'ın çadırları satması devletin enkazının göstergesi oldu.

'GENÇLİĞİ DEVLET GERÇEĞİNE KARŞI DEVRİM SAFLARINDA ÖRGÜTLEDİĞİMİZ İÇİN'
SGDF; işte bu kokuşmuş, çürümüş, yozlaşmış devlet ve siyasi iktidara karşı, faşizme karşı gençliği özgürlük, adalet, sosyalizm saflarına çağırdığı, gençliği bu devlet gerçeğine karşı devrim saflarında örgütlediği için; depremde enkaza dönüşen devlet gerçeğini her yerde gün yüzüne çıkardığı ve ezilen emekçi halklarla buluştuğu, dayanışma içerisinde olduğu için siyasi polisin hedefi haline geliyor.

'BU SALDIRI DİRENEN TÜM GENÇLİĞE'
Gençlik örgütleri başta gelmek üzere, devrimci, demokratik kamuoyunu bu faşist baskılara karşı birleşik mücadeleyi büyütmeye ve SGDF ile dayanışmaya çağırıyoruz. 12 Mart Gazi Ayaklanması'nın yıldönümüne denk getirilen bu saldırıların Gazi'den Gezi'ye direnen tüm gençliğe yönelik olduğu gün gibi ortadadır.

'GENÇLİĞİN BİRLEŞİK MÜCADELESİYLE EZECEĞİZ'
Depremin yıkıntıları içinde seçim sürecine giren faşist rejim her zamanki gibi saldırı dalgasını yine ilk önce devrimci sosyalistler üzerinden başlatarak kendisine en büyük tehlike olarak gördüğü gençliği saf dışı bırakma gayretinde. Bu gayret dün olduğu gibi bugün de sonuç vermeyecektir. Faşist devletin devrimcilere yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalarını gençliğin birleşik mücadelesiyle ezeceğiz. Devlet enkazda, gençlik dimdik ayakta!"