27 Eylül 2024 Cuma

TSP: Devrimci tutsaklarla dayanışmayı yükseltelim

TSP, 18 Mart Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Gününe ilişkin yaptığı açıklamada, devrimci tutsaklarla dayanışma yükseltme çağrısında bulundu.

Tutsakların Sesi Platformu (TSP), 18 Mart Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Günü'ne ilişkin açıklama yaptı. Komintern tarafından kurulan Kızıl Yardım Örgütü'nün, 1923 yılında Paris Komünü'nün kuruluş günü olan 18 Mart'ı 1920 yılında politik tutsaklara adayarak Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Günü ilan ettiği hatırlatılan açıklamada, "Dünyanın dört bir yanında 18 Mart'ta politik tutsaklarla dayanışma yükseltilmektedir" çağrısında bulunuldu.

Emperyalist-kapitalist sistemde; dünyanın her tarafında devrimci, komünist, ilerici ve antifaşist tutsak sayısının arttığı belirtilen açıklamada, hapishanelerde devrimci tutsaklara yönelik saldırılarla iradelerinin teslim alınmaya çalışıldığı kaydedildi.

"İsrail işgal devleti, Filistin'de Ahmed Saadat başta olmak üzere, yüzlerce Filistinli tutsağa insanlık dışı uygulamalarıyla bilinmektedir. ABD emperyalistlerinin gizli hapishaneleri ve Guantanamo hapishanesindeki işkenceleri unutulmadı. Yine şu anda hasta olan Mumia Abu Jamal, 1981 yılından beri ABD'de kötü koşullarda tutsak olarak tutulmaktadır. Lübnanlı devrimci Georges Abdallah 1984 yılından beri Fransa'da tutsak tutulmaktadır. Fransa yasalarına göre 14 yıllık tutsaklıktan sonra tahliye edilmesi gerekirken, tahliye edilmiyor. Hindistan'da hasta olan devrimci tutsaklar Kisan Da ve Sheela Marandi serbest bırakılmıyor" bilgilerine yer verilen TSP açıklamasında, başta Almanya olmak üzere, Avrupa ülkelerinde de emperyalist-kapitalist sisteme, faşizme, ırkçılığa, sömürgeciliğe karşı mücadele edenlerin tutuklandığı kaydedildi.

Şili'de özgürlük isteyen yerli halkın öncülerinin yanı sıra İran'da Jîna Mahsa Amini'nin katledilmesinin ardından başlayan halk/kadın ayaklanmasında on binlerce kişinin tutuklandığı hatırlatılan açıklamada, "Onlarca direnişçiye idam cezaları verilerek, bazı idamlar hızla uygulanarak, direnişi kırmaya çalışmaktadır. Tahran Evin Hapishanesi özel olarak politik tutsakların tutulduğu, kötü koşullara sahip bir işkence merkezidir. Faşist İslam rejimi, direnişin öncülüğünü yapan kadınlara tecavüz dahil her türlü barbarlığı uygulamaktadır" denildi.

Türkiye hapishanelerdeki duruma da değinilen açıklamada, "Türkiye'de 1999 yılında uluslararası bir komplo ile tutsak edilen Kürt halk önderi Abdullah Öcalan İmralı adasında ağır tecrit koşullarında tutulmaktadır. İmralı'da uygulanan tecrit giderek diğer hapishanelere de yaygınlaştırılmaya çalışılmakta ve binlerce politik tutsak üzerindeki baskılar artmaktadır" ifadelerine yer verildi.

2015'den yılından itibaren artan bir biçimde, yurtsever, devrimci, ilerici muhalefete ve onun öncülerine dönük fiziki tasfiye, ideolojik ve psikolojik ezme, yok etme saldırısı uygulandığı vurgulanan açıklamada, devrimci politik tutsakların özel hedef haline getirildiğine işaret edildi.

"Hapishaneler birer işkence merkezi haline getirilmiştir. Devrimci tutsakları teslim alamayan Türk devleti, pişman olmadıkları, faşizme boyun eğmedikleri için tahliyesi gelen tutsakların infazlarını yakarak, içeride tutmaya devam etmektedir" denilen açıklamada, tutsakların iletişim, mektuplaşma, kendi aralarında sohbet ve sağlık haklarının gasp edildiği, tecridin derinleştirildiği kaydedildi. Türkiye hapishanelerinde 605'i ağır hasta olmak üzere 1600 civarında hasta tutsak olduğu hatırlatılan açıklamada, "Hasta tutsaklar faşist rejimin kendi hukukuna göre salıverilmeleri gerekirken, devrimci tutsaklar hastane raporlarına rağmen tahliye edilmemekte ve ölüme terk edilmektedirler" denildi.

TSP açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Baskı ve sömürüye karşı özgür ve eşit bir dünya için mücadele yürütürken esir alınan devrimci tutsakları sahiplenmek, devrimci mücadele görevlerinin bir parçasıdır. Hapishanelerde, mücadelenin bu cephesinde idealleri için savaşmaya devam eden tutsakları sahiplenmek, ideolojik, siyasi ve insani bir görevdir.
İçinden geçtiğimiz burjuva tasfiyeci saldırganlığa, emperyalist kültürün yaratmak istediği yalnızlık duygusuna ve karamsarlığa karşı örgütlenerek, mücadeleyi büyütmeliyiz. Politik tutsaklara sahip çıkarak, mektuplarımızla, kartlarımızla onların hücrelerine konuk olalım, maddi ve manevi destek sunalım, dışarıda onların sesi ve soluğu olalım.
18 Mart Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Günü'nde farklı eylem etkinliklerle politik tutsaklarla dayanışmayı yükseltelim."