22 Ağustos 2025 Cuma

Barış Anneleri: Kimse dilimize kelepçe vuramaz

Meclis Komisyonuna katılan Barış Anneleri komisyonda Kürtçe konuşmalarının engellenmesine tepki göstererek, "Kürtçenin yasaklanmasına tepki göstererek, Eğer bugün Mecliste kendi dilimle kendimi ifade edemeyeceksem, dilim inkar edilecekse nerede bu çözüm" ifadelerini kullandı.

Barış Anneleri Meclisi, Meclis Komisyonu ile gerçekleştirdikleri görüşmeler hakkında bilgi vermek üzere Diyarbakır ve İzmir'de basın toplantısı düzenledi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube binasında düzenlenen basın açıklamasında Meclis Komisyonunda dinlenen Barış Annesi Nezahat Teke, her annenin gelmesini ve kendi acılarını paylaşmasını istediklerini söyledi. Teke "Komisyondan büyük umutlarımız vardı. Meclise gittik, Kürtçe konuşamayacağımızı söylediler. Evet, bizi çok güzel karşıladılar ama sorunumuz o değildi. Diyarbakır'dan geldiğimi ve bir Kürt annesi olduğumu söyledim. Kürtçe konuşmak istediğimi söyledim ama Kürtçe konuşursak kayıtlara geçemeyeceğini söylediler. Eğer bugün Mecliste kendi dilimle kendimi ifade edemeyeceksem, çözüm olacaksa dilim olmayacaksa, dilim inkar edilecekse nerede bu çözüm" ifadelerini kullandı.

'KOMİSYONU SAMİMİYETE DAVET EDİYORUM'
Kürtçe konuşmalar için tercüman getirilebileceğini söyleyen Teke, şöyle devam etti: "Hem DEM vekilleri hem de hatırlayamadığım diğer vekiller Kürtçeyi tercüme edeceklerini söylediler ama Meclis başkanı bunun olamayacağını belirtti. Kayda geçemezmiş. Türkçe konuşmakta zorlanacağımı ilettim. Çözüm için taleplerimizi dile getirdik. Ne komisyonda bulunanlar ne de giden diğer misafirler eminim bizim kadar net bir biçimde sorunları ifade edememiştir. 'Eğer bugün mecliste çözüm için bir komisyon varsa, eğer Öcalan'ın deyimiyle bu komisyon kurulmuşsa o da komisyonda yer almalı' dedik. Kendi dilimle konuşsaydım kendimi daha iyi ifade edebilirdim. Elbet Türkçeye karşı değiliz fakat eğer dilim kayda geçemiyorsa demek ki dilim kabul edilmiyor. Acaba İngilizce konuşan biri oraya gelse ona tercüman getiremezler miydi? Komisyonu, komisyon başkanı Numan Kurtulmuş'u samimiyete davet ediyorum. Dilsiz bir yaşamı istemiyorum. Kimse annelerin diline kelepçe, kilit vuramaz. Konuşmalarımızın ne kadar dürüst olduğunu gördüler ve çok da şaşırdılar. Ana dil resmi dil olmalı acil bir şekilde."

BOZKURT: HALK DEVLETE GÜVENMEDİĞİNİ SÖYLÜYOR
Barış Annesi Sultan Bozkurt ise, "Dilimize her türlü hakaret ve zorbalık yapıldı. Biz demokrasiyi, insan haklarını tanıyan bir devlet istiyoruz. Türkiye Devleti gibi bir devlet istemiyoruz. Keşke her dili bilseydim de kendimi daha iyi ifade edebilseydim. Ayrıca bakıyoruz sürece, Kürtler tarafından her türlü adım atıldı ama devlet hala somut bir adım atmadı. Yıllardır cezaevlerinde devam eden tecrit söz konusudur. Baskılar hala eski dönemler gibi devam ediyor. Baktığımızda değişen bir şeyin olmadığını görüyoruz. Halk devlete güvenmediğini söylüyor çünkü daha önceki pratikleri ortada" ifadelerini kullandı.

Sultan Bozkurt, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'a "umut hakkı" tanınması gerektiğine dikkat çekerek Abdullah Öcalan ve tutsakların serbest bırakılması halinde halkın artık çözüme inanabileceğini söyledi.

KIRAN: DİLİMİZ ONURUMUZDUR
Barış Annesi Havva Kıran ise, "Çok direttik konuşmak için ama olmadı. Ana dil bize ana sütümüz kadar helaldir. Dilimiz, toprağımız için mücadele veriyoruz. Kültürümüzü yaşatmak için varız, eğer koruyamazsak kayboluruz. Herkes ama herkes Kürtçe konuşmalıdır. Dilimiz onurumuzdur" vurgusu yaptı.

Havva Kıran "Asker, polis annelerine defalarca el uzattık. Eğer hak ve adalet olsaydı çocuklarımız dağa gitmezdi. Devlet daha 'asker polis annelerini ve gerilla annelerini bir araya getirelim' diyemiyor. O annelerin dili hala savaş dilidir. Kürt anneleri çocuklarını toprağa verirken yine barış istiyor. Çağrımız devlete; Anayasa değişmelidir. Şu anki Anayasayı reddediyoruz. Şiddeti, ölümü tercih eden bir Anayasayı istemiyoruz" ifadelerini kullandı.

Kıran, "Üçtür masa kuruluyor, sekiz aydır görüşme yapılıyor. Fakat devletten somut bir adım yok. Sayın Öcalan ile görüşmelerde neler konuşuluyorsa kabul edilmelidir. Adalet ve demokrasi istiyoruz" dedi.

İZMİR
İzmir Barış Anneleri İnisiyatifi ise, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Ege Bölge Temsilciliği'nde basın toplantısı düzenledi.

İnisiyatif adına konuşan Barış Anneleri Meclisi üyesi Behiye Yalçın, Kürtçenin yasaklanmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Yalçın, "Dilimiz onurumuzdur, varoluşumuzdur. Biz barış ve kanın artık dökülmesini istemiyoruz. Kürt anneleri cenazelerinin başında bile barış istediklerini söyledi. Anneler kendi gönüllerindeki derdi ancak kendi dilleri ile anlatabilirler" dedi.

'SİLAH YAKANLAR DA KONUŞSUN'
Komisyonun barışın sağlanması için taleplerin dile getirilmesi amacıyla kurulduğunu ifade eden Yalçın, "Ellerimizi barışa uzatalım diye kuruldu. Onlar da barışa adım atsın istedik" diye kaydetti. Yalçın, "İmralı Cezaevi'nin kapıları açılsın, tecrit kaldırılsın istiyoruz. Biz barış olsun ve silahını yakanların da söz kurmasını istiyoruz. Biz burada siyaset yapılsın ve anneler olarak biz de İmralı ile herkesin buluşmasını, Komisyon'un da İmralı'daki barışın mimarı Kürt halkının önderini ziyaret etmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.