ÇEVİRİ | 'Kenya halkı yılmıyor'

Kenya'da gençliğin öncülük ettiği halk isyanına ilişkin Lower Class Magazine'e konuşan Devrimci Sosyalist Birliği'nden Lewis Maghanga, Kenya'da 13 milyondan fazla insanın kronik gıda ve beslenme güvencesizliği yaşadığını, çocukların dörtte birinin yetersiz beslendiğini hatırlattı. Kenya Başkanı Ruto'nun, "Ruto defol" sloganıyla hedef alındığı sokak gösterilerini özgürlük ve onur mücadelesi olarak nitelendiren Maghanga, "Mücadelemizin ortak bir düşmana karşı olduğunun farkındayız, bu yüzden sizin mücadeleniz bizim mücadelemizle bağlantılı" diyerek, Kenya halkıyla dayanışma çağrısı yaptı.
Kenya'da bir şeyler hareketleniyor. Haftalardır Nairobi ve Mombasa sokakları hareketli. Okullar ve işyerleri kapalı, barikatlar yanıyor ve askeri teçhizatla donatılmış polislerle yaşanan sokak çatışmaları ülkedeki duruma damgasını vuruyor. Başkan Ruto'ya ve onun yozlaşmış sistemine karşı isyan yeni değil; Kenya halkının uzun ve direngen bir direniş geleneğinin parçası.
Kenya'da Saba Saba, yani 7 Temmuz, halk için özel bir anlam taşıyor. Tam 35 yıl önce, 7 Temmuz'da Kenya halkı ülke genelinde dönemin Başkanı Daniel arap Moi'ye karşı kitlesel gösteriler düzenledi. Bu gösteriler, iki yıl sonra çok partili sisteme geçilerek demokratik seçimlerin yapılmasına zemin hazırladı. Moi, muhalefeti acımasızca bastıran zalim bir başkan olarak biliniyordu. Ayrıca, hükümeti sömürgeci güç yapılarını sürdürmeye devam etti.
O dönemki protestolar da bugünküler gibi baskı ve şiddetle karşılandı. 1990'da en az 20 gösterici öldürüldü. Geçen yıl Ruto'ya karşı yapılan "Z kuşağı" protestolarında parlamentoya yapılan baskında 60 kişi hayatını kaybetti. Bu yıl da katliamın yıldönümünde yapılan protestolarda sadece 25 Temmuz'da 19 kişi vurularak öldürüldü.
Ve şimdi, onurlu Yedinci Yedi'de, yani Saba Saba'da gösteriler yeniden gençlerin öncülüğünde alevlendi ve güvenlik güçlerinin halkın üzerine acımasızca saldırması sonucu en az 10 genç yaşamını yitirdi. Kenya halkı, özellikle de gençler, İngiliz sömürgeciliğine ve ardından yozlaşmış hükümetlere karşı uzun ve sert bir direniş geçmişine sahip. Ancak bu direniş iradesi kırılamıyor; aynı zamanda Başkan Ruto'ya verilen destek de hızla eriyor. Biz de gösterilerin örgütlenmesinde yer alan Devrimci Sosyalist Birliği'nden Lewis Maghanga ile röportaj yaptık.
Merhaba Lewis, bu röportaj fırsatı için teşekkür ederiz. Bize kendini ve örgütünü tanıtır mısın?
Sevgili yoldaşlar, adım Lewis Maghanga. Kenya merkezli marksist bir parti olan Devrimci Sosyalist Birlik'in (RSL) bir örgütçüsüyüm. RSL, Kenya'da, Afrika'da ve dünyada işçi sınıfının kurtuluşuna ve sosyalizme odaklanan devrimci bir öncü partidir.
Kenya'daki güncel siyasi tabloda Devrimci Sosyalist Birlik nasıl bir rol oynuyor?
Kenya'da partimiz, işçi sınıfına, ki bunun büyük bir kısmını işsizler oluşturuyor, öğrencilere, köylülere ve şehirlerdeki yasadışı yerleşim alanlarında yaşayanlara odaklanıyor. Onları mevcut duruma karşı uzun soluklu bir halk direnişine örgütleyip seferber ediyoruz. Ülkedeki süregiden protestolar da bunu gösteriyor.
Gençlerin öncülük ettiği gösterilerin arka planını ve mevcut siyasi-ekonomik durumu anlatabilir misin? Geçen yıldan bu yana ne değişti?
Kenya'da şu anda, mevcut Başkan William Samoei Ruto'nun yönetimindeki rejimin politikalarına karşı bir halk kampanyası yürütülüyor. Bu kampanyaya gençler öncülük ediyor. Protestoların ana sloganı "Ruto defol" ve bu slogan başkanın ve hükümetinin istifasını talep ediyor.
Bu kampanya, halkın içinde bulunduğu son derece zor durum nedeniyle gerekli hale geldi. Özellikle gençler arasında yaygın olan ciddi bir işsizlik krizi var. Temel gıda maddelerinin fiyatları her gün artıyor, bu yüzden çoğu insan gıdaya erişemiyor. Oysa anayasamıza göre bu temel bir insan hakkı. Mısır unu, sıvı yağ, pirinç ve buğday gibi temel gıdalar, yemek pişirmek için kullanılan gaz, sıradan Kenyalılar için artık çok pahalı. Bu temel gıda fiyatlarındaki yoğun artış, halk için açlık ve yoksunluk anlamına geliyor.
Kentlerdeki yasadışı yerleşim alanlarında eşitsizliğin olumsuz etkileri hissedilmeye devam ediyor. Afrika Nüfus ve Sağlık Araştırma Merkezi'nin verilerine göre, gayriresmi yerleşim alanlarında yaşayanların yüzde 80'i gıda güvencesizliği yaşıyor, bu da çocuklardaki neredeyse yüzde 50'lik yetersiz beslenme oranını açıklıyor. Sadece Nairobi'de, bu yerleşimlerde yaşayanlar nüfusun yüzde 60'ından fazlasını oluşturuyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO), Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu (SOFI) raporuna göre; Kenya'da 13 milyondan fazla insan kronik gıda ve beslenme güvencesizliği yaşıyor. Ülkedeki çocukların dörtte biri yetersiz beslenmiş durumda. 2019 Küresel Açlık Endeksi'nde Kenya 117 ülke arasında 86. sırada.
İmparatorluk güçleri, Dünya Bankası ve IMF gibi kurumlar ne kadar etkili?
Halkın içinde bulunduğu bu ağır koşullara rağmen, Kenya hükümeti halkın durumunu daha da kötüleştirmeye kararlı. Geçtiğimiz hafta Kenya parlamentosunda 2025 Mali Yasası kabul edildi. Bu yasa, vergilerin daha da artırılmasını öngörüyor ve temel gıda ve ürünlerin fiyatlarının daha da yükseleceği tahmin ediliyor. Halk bu yasaya karşı protestolar düzenledi ve başkanın ve hükümetinin istifasını istedi. Geçen yıl ülke çapındaki protestoların fitilini ateşleyen de 2024 Mali Yasası'na karşı duyulan tepkiydi.
Önerilen vergi artışları, Kenya hükümetinin milyarlarca Şilin borçlu olduğu IMF'nin tavsiyeleri doğrultusunda hazırlandı. Kenya'nın toplam borcu şu anda 11 trilyon Şilini aşmış durumda.
Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü de kısıtlanıyor. Aktivist Albert Ojwang, X üzerinden yolsuzluğu eleştirdikten sonra gözaltında öldürüldü. Sosyal medyanın ve iletişim araçlarının bu direnişteki rolü nedir?
Kenya hükümeti her türlü muhalefeti bastırmak için basın özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtladı. Geçen yıl boyunca aktivistlere, blog yazarlarına ve gazetecilere yönelik çok sayıda devlet destekli kaçırma olayı yaşandı. 25 Haziran 2025'teki ülke çapındaki protestolar sırasında, Kenya hükümeti, İletişim Otoritesi aracılığıyla ülkenin önde gelen medya kuruluşlarına gösterilerin canlı yayınını durdurma emri verdi. Bu, 2010 Kenya Anayasası'nda güvence altına alınan ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğüne doğrudan aykırıydı.
Tüm bu zorluklara rağmen Kenya halkı, Başkan Ruto'nun baskıcı rejiminden yılmıyor ve özgürlük ve onur mücadelesine devam ediyor.
Sosyal medya ise hala önemli bir örgütlenme aracı. Birçok Kenyalı gösterileri örgütlemek, koordinasyon sağlamak ve taleplerimizi duyurmak için çevrimiçi platformları kullanıyor.
Devrimci Sosyalist Birlik ve diğer ilerici hareketlerin karşılaştığı en büyük zorluklar nelerdir?
Devrimci Sosyalist Birlik, kitlelerin öncüsü olma sorumluluğunu yerine getirerek mevcut düzene karşı yürütülen kampanyada kilit bir rol oynamaya devam ediyor. RSL ve Kenya'daki diğer ilerici örgütler, devlet baskısı ve maddi kaynak yetersizliği gibi çeşitli zorluklara rağmen örgütlenmeye devam ediyor. Tüm bu zorluklara karşın çalışmalarımız toplum üzerinde etkili oluyor, direncimizi güçlendiriyor ve zafer umudumuzu diri tutuyor.
Uluslararası topluma vermek istediğin mesaj nedir?
Kenya halkıyla dayanışmaya çağırıyoruz! Bu destek her türlü biçimde olabilir. Kenya halkı, batılı emperyalist güçler ve IMF gibi küresel finans kurumları adına hareket eden Başkan William Samoei Ruto'nun yeni sömürgeci rejimine karşı özgürlük ve onur mücadelesi veriyor. Mücadelemizin ortak bir düşmana karşı olduğunun farkındayız, bu yüzden sizin mücadeleniz bizim mücadelemizle bağlantılı. Birlikte kazanacağız! Zafere kadar daima!
*Lower Class Magazine sitesinde yayımlanan röportaj Ivana Benario tarafından ETHA için Türkçe'ye çevrilmiştir. Röportajın aslına buradan ulaşabilirsiniz.