6 Temmuz 2025 Pazar

Devrim ve sosyalizm emekçisi Ali Temel anıldı

Devrim ve sosyalizm emekçisi Ali Temel, Almanya'da düzenlenen kitlesel törenle anıldı. MLKP adına yapılan konuşmada, "Ali yoldaş, tutkulu bir devrimci yaşam sürdü ve bir devrimci olarak ölümsüzleşti" denildi.

Devrim ve sosyalizm emekçisi Ali Temel, yoldaşlarının "Ali dayı"sı, Almanya'nın Köln kentinde düzenlenen kitlesel bir törenle anıldı. Bir süredir kanser tedavisi gören Temel, 3 Temmuz Perşembe günü ölümsüzleşti.

Anmanın yapıldığı salona, "Devrim ve sosyalizm emekçisi Ali Temel ölümsüzdür/MLKP" imzalı pankart asıldı. Ali Temel'in ailesi, dostları, yoldaşlarının yanı sıra temas ettiği, birlikte mücadele ettiği çok sayıda kişi anma törenine katıldı. AVEG-KON Eşbaşkanı Asiye Güden, KCDK-E adına Fatoş Göksungur'un katıldığı anmaya, TİKB ve Köln Partizan mesaj gönderdi.

'ALİ TEMEL YOLDAŞ ÖLÜMSÜZDÜR'
Ali Temel'in tabutu, "Ali Temel yoldaş ölümsüzdür", "Ali Temel yaşıyor, MLKP savaşıyor" sloganlarıyla salona girdi.

KOMÜNİST TUTSAKLAR MESAJ GÖNDERDİ
Saygı duruşunun ardından Ali Temel'in iki yıl hapiste tutulduğu ve kanser hastalığına yakalandığı Kırıklar F Tipi Hapishanesinde tutulan Mustafa Öner MLKP dava tutsakları adına mesaj gönderdi. Komünist tutsakların mesajı şöyle: "Olmadı Ali dayı. Biz seni tekerlekli sandalye ile de olsa dışarıya uğurlarken ailenle, dostlarınla, büyük aileyle buluşacağını, sağlığına kavuşup kaldığın yerden hayatı güzelleştirme mücadelesine devam edeceğini umut etmiştik. Olmadı Ali dayı, kanser illeti müsaade etmedi. Hapishanelerde tedavisi engellenerek, zamana yayılarak katledilen ölümsüzlerimizden biri de sen oldun. Güle güle Ali dayı, yıldızlar yoldaşın olsun. Faşizmin kuyu tipi zindanlarını da yeneceğiz. Devrettiğin bayrağı, zafere kilitlenmiş öfkemiz ve kararlılığımızla devrim mücadelesinin en ön saflarında dalgalandırmaya devam edeceğiz."

'ALİ YOLDAŞ TUTKULU BİR DEVRİMCİ OLARAK YAŞADI'
Ardından MLKP adına konuşma yapıldı: "Ali yoldaş yaşamını devrim ve sosyalizm mücadelesine adadı. Ömrünün 50 yılını devrim ve sosyalizm mücadelesine verdi. Tutkulu devrimcilik döneminin militanıydı. Emek sermaye çelişkisinin derinleştiği dönemde Adıyaman'da devrimci düşüncelerden etkilendi, devrim ve sosyalizm mücadelesine kendine adadı. Emekçiydi. Kararlı, inançlı, cesurdu. Tüm bunlar onun işçi sınıfı disiplinine sahip olmasından geliyordu. Avrupa'ya geldiğinde bir örgüt gibi çalıştı. Kapitalizm koşullarında devrimci olmak, devrimci olarak ölmek bir onurdur. O bu onuru yaşadı. O bir halk insanıydı. Ailesine, çevresine, dokunduğu, temas ettiği herkese, devrimci düşünceleri taşıyan, devrimcileştiren bir kişilik oldu. Almanya'da, Avrupa'da çalışmadığı yer kalmadı. Her zaman her durumda devrimi sosyalizmi savundu, partiyle yürüdü. Devrimci ve tarihsel birikimleri savundu. Gerici düşünceler karşısında hep kararlı davrandı. Türkiye'de devrimci bir militanın evinde kalmasını sağladı, bunun sonuçlarını kabul etti. O yoldaşın imha edilmesine izin vermedi. Bunun bedelini hapisle ödedi. Sosyalizmin sorunlarına kafa yordu. Dünyaya bakışı komünistçe oldu. Tutkulu devrimciliğin gereği gibi günlük yaşamında da sosyalist gibi yaşadı. Tüm işçi ve emekçilerle temas etti. Onların sorunlarına çözüm bulmaya çalıştı. Devrimci heyecanını hiç kaybetmedi. Onu sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz."

MLKP adına yapılan konuşmanın ardından sinevizyon gösterimi yapıldı.

KCDK-E: HAYATIN İÇİNDEYDİ, HALKIN ARASINDAYDI
KCDK-E adına Fatoş Göksungur söz aldı, Ali Temel'in ailesine, yoldaşlarına ve MLKP'ye başsağlığı diledi. Göksungur, "Onu eylemlerde, etkinliklerde, sokaklarda tanıdık. Ruhu gençti. Enternasyonalistti, Kürt'tü, Aleviydi, devrimciydi, sosyalistti, yurtseverdi. Bunların tümünü kendinde toplamayı başarmıştı. Toplumun sorunlarına eğilen biriydi. Hayatın içindeydi, halkın içindeydi. Kapitalist modernitenin sunduklarını elinin tersiyle itti. O fiziken aramızdan ayrıldı, ancak bıraktığı iz sonuna kadar yaşayacaktır" diye
konuştu.

'BABAM YOLDAŞLARINI, HEPİNİZİ ÇOK SEVERDİ'
Ali Temelin ailesi adına kızı söz aldı: "Sinevizyonu izleyince babamla ilgili yeni bilgiler de öğrendik. Yoldaşları, sizler bizden daha iyi tanıyorsunuz. Çok emekçi, çok çalışkandı. Sorunları çözebilirdi. Tüm yoldaşlarını, hepinizi çok severdi. Geldiğiniz için çok sağ olun. Hepinizi seviyoruz."

Ali Temel'in sevdiği "Drama Köprüsü" ve "Kırmızı Gül" türküleri seslendirildi.

CENAZE TÖRENİ 9 TEMMUZ ÇARŞAMBA GÜNÜ YAPILACAK
Ardından Ali Temel'in naaşı, "Ali Temel yaşıyor, MLKP savaşıyor", "Devrimci şehitleri ölümsüzdür" sloganlarıyla salondan çıkarıldı. Ali Temel'in cenaze töreni ise 9 Temmuz Çarşamba günü saat 09.00'de Köln Mülheim'da yapılacak.

ALİ TEMEL KİMDİR?
Ali Temel, 1 Ocak 1950 tarihinde Adıyaman Gölbaşı'nda dünyaya geldi. Kürt ve Alevi bir ailenin çocuğuydu. Ailenin en büyük çocuğu olmanın sorumluluğunu taşıdığı için okula gidemedi. İlk ve ortaokulu dışarıdan bitirdi. Emekçiydi. İlk gençlik yıllarından itibaren emek yoğunluklu işlerle bütünleşti.

TÖB-DER'li devrimci eğitim emekçileriyle tanışarak, devrimci mücadeleye yöneldi. Onların anlatımları üzerinden de İbrahim Kaypakkaya'yı tanıdı, onun devrimciliğinden etkilendi. Devrimci olduktan sonra okumaya büyük ilgi gösterdi. 1977 ortalarında TKP-ML Hareketi ile tanıştı. 1979 Ekiminde ailesiyle Almanya'ya gelerek Kassel şehrine yerleşti, devrimci çalışmalarını burada sürdürdü. Daha sonra örgütsel ihtiyaçlar nedeniyle ve örgütünün çağrısıyla Köln'e yerleşti. O andan itibaren fiilen örgütünün profesyonel devrimci bir kadrosu gibi çalıştı. 1984'de tasfiyecilerin örgüte dayattığı bölünmenin karşısında açıktan devrimci tutum aldı. Örgütünü, devrimciliği savundu.

Başta Almanya olmak üzere, Avrupa'nın birçok ülkesinde yöneticilik yaptı.
Uzunca bir süre Emeğin Bayrağı Gazetesi'nin Avrupa temsilciğini kendisini ortaya koyarak başarıyla sürdürdü. 1992 yılında Türkiye'ye gitme talebinde bulundu. Talebi kabul edildi, ancak tutuklama saldırısı ile karşı karşıya kaldı. 15 günlük yoğun işkence sürecinde polisin hazırladığı hiçbir belgeye imza atmadı, işkencelerden başı dik çıktı. 4 ay süren tutsaklığın ardından bir süre ülkede kaldı, sonra yeniden Avrupa'ya döndü. Daha deneyimli, birikimli ve çok daha coşkulu bir tarzda devrimci görev ve sorumluluklarına bıraktığı yerden devam etti.

Partisinin Birlik Devrimi sürecinde kimi ihtiyatlı yaklaşımları olsa da bu mücadelenin aktif öznesi oldu. 1995 yılında partisinin Bulgaristan'da Dimitrof Akademisi Hasan Ocak Parti Okulu'nda kurumsal düzeyde sorumluluk aldı. Kampanya biçiminde örgütlenmiş yoğun politik çalışmaların hem aktivisti hem de yöneticisi oldu. Türkiye'de evinde bir yoldaşını barındırdığı gerekçesiyle gözaltına alınıp tutsak edildi. Bu tutsaklığın ardından yeniden Avrupa'ya döndü. 3 yıllık hapis cezası kesinleşince, bir daha ülkeye gidememektense hapishanede kalmayı göze aldı, yeniden ülkeye döndü. 2 yıl İzmir Kırıklar Hapishanesi'nde tutsak edildi.

Hapishane günlerini de devrimci bir tarzda geçirirken, kanser, habersizce bedenini sardı. Binlerce hasta tutsak gibi tedavi imkanlarından mahrum bırakıldı. İlerlemiş hastalığıyla 2025'in Şubat ayında hapishaneden çıktı. Bu sefer tekerlekli sandalyeyle Avrupa'ya geldi. Artık yaşamının sonlanacağını bilmesine rağmen, hayata dört elle sarıldı. Her fırsatta partiye, yoldaşlarına güveni ve bağlılığını vurguladı, kendi ölçüleriyle eleştiriler, öneriler yaptı. Ödediği tüm bedellere rağmen yaptıklarından asla pişmanlık duymadı.