3 Temmuz 2025 Perşembe

Sarıgazi'de 33 can için yürüyüş: Bu dava divana kalmayacak

Sarıgazi'de bir araya gelen çok sayıda kişi 33 canın isimlerini haykırdı, mücadelesini sürdüreceğini yineledi. Sivas katliamının bu ülkede yaşanan çok sayıda katliamdan biri olduğu belirtilen yürüyüşte, adaleti için birlikte mücadele çağrısı yapıldı. 

Sivas'ta katledilen 33 can için çok sayıda kişi Sancaktepe ilçesindeki Sarıgazi'de yürüdü. İstanbul'un Sancaktepe ilçesinde bir araya gelenler Vatan Ortaokul önünden Demokrasi Caddesinde yürüdü. Sancaktepe 2 Temmuz İnisiyatifinin çağrısıyla gerçekleşen yürüyüşte halka yönelik konuşmalarla faillerden hesap sorma çağrısı yapıldı. 

33 canın fotoğrafının yer aldığı "Sivas katliamı 32. yılında. Unutmadık unutturmayacağız" pankartı ve 33 canın fotoğraflarıyla yapılan yürüyüşte; hakikat, adalet ve yüzleşme çağrılarının yapıldığı dövizler taşındı. 

'HAYATI DİMDİK YAŞAMANIN ADINA HÜSEYNİ DURUŞ DEDİK'
Vatan Ortaokul önünde yürüyüş sona ererken Mete Çelik basın metnini okudu. Bir yandan 2 Temmuz Sivas Katliamının yıldönümüyken diğer yandan Kerbela mateminin de yıldönümü olduğunu dile getiren Çelik, "Yıllarca masum insanlar egemenlerin haksızlığına, zulme ve zorbalığına boyun eğmediği için katledildi. Aynı şekilde, Sivas'ta da eşitlikten, özgürlükten ve laiklikten yana olan canlarımız, gericiliğin hedefi oldu. Bizler o günden bu yana hakikat uğruna can verenleri unutmadık. Hayatlarını bu uğurda feda etmeleri bizim için en büyük ders oldu. Bu duruş, inancımızın, özgürlük ve eşitlik arayışına dayalı dünya görüşümüzün ilk sözüdür. Hayatı dimdik yaşamanın adına Hüseyni duruş dedik. Bu duruş, bugün de sömürüsüz bir dünya, adalet ve özgürlük için verilen mücadelelerin yol göstericisidir" dedi. 

Maraş, Çorum, Dersim, Gazi, Ankara Gar, Roboskî, Suruç başta olmak üzere bu ülkede çok sayıda katliamın yaşandığının altını çizen Çelik, "Katliamlar, özellikle Alevilere yönelik sistematik saldırılar, Kerbela'dan bu yana süreklilik arz etmektedir. Ezilen halklar, tarih boyunca sultanın, sarayın, zalimin karşısında olmuşlardır. Emeğin, halkın ve hakikatin yanında saf tutmuşlardır. Bu duruş, yalnızca Alevilere değil, zulmün ve haksızlığın karşısında duranlara aittir. Bugün dünyanın pek çok yerinde ezilen halklar katledilmektedir. Örneğin Filistin halkı abluka altında açlığa ve kıyıma mahkûm edilmektedir. ABD emperyalizmi ve onun arkaladığı İsrail siyonizmi Filistin halkına ve İran başta olmak üzere Ortadoğu'da kendilerine karşı çıkanlara karşı azgınca saldırmakta, katletmektedir. Bu da yetmezmiş gibi, dünya, emperyalistlerin baş rolü oynadığı çatışmaların içine itilmiştir. Ukrayna'da, Suriye'de, Yemen'de, Sudan'da halklar birbirine kırdırılmaktadır. Ezilenlerin karşı karşıya kaldığı bu tablo, sadece trajedi değil; sermayenin ve emperyalist sistemin vahşi doğasının ürünüdür" ifadelerini kullandı. 

'BU DAVA DİVANA KALMAYACAK'
Bu yüzden, halkların, inançların, kimliklerin kardeşliğini savunurken; aynı zamanda bu kardeşliği yok eden mevcut düzene, savaşa, sömürüye ve gericiliğe karşı da mücadeleyi savunduklarının altını çizen Çelik, şöyle devam etti: "Barış, yalnızca güzel bir dilek değildir, aynı zamanda halkların eşitliği ve sömürüsüz bir dünya inşa etme kararlılığının da ifadesidir. Pir Sultan'ın da dediği gibi demiri demirle dövdüler, biri sıcak, biri soğuktu, insanı insanla kırdılar, biri aç, biri toktu. Bizler bu oyuna gelmeyeceğiz. Karalılıkla bir arada durmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki ancak yan yana durursak bu karanlıkları aydınlığa çıkarabiliriz. Bu katliamların hesabını sorabiliriz. Gün birlikte örgütlenmenin ve değiştirme iradesini büyütmenin zamanıdır. Her insanı bir can kabul eden, insanlığı kardeşlik olarak gören, ama bunun egemenlere, sömürücülere karşı mücadeleyle gerçekleştirileceğini savunan herkesle bir aradayız. O yüzden diyoruz ki: Gelin canlar bir olalım. Dayanışmak, direnmek ve değiştirmek için birarada olalım. Unutulmasın ki bu ülkenin aydınları, sanatçıları, Alevileri ve insanlık onuru için mücadele eden sosyalistleri var olduğu sürece bu dava divana kalmayacak."