29 Eylül 2024 Pazar

'1 yıldır insanlık onuru ve yaşam hakkını savunuyoruz'

Hasta ve infazı yakılan tutsaklar için Adalet Nöbetleri Diyarbakır ve İzmir'de devam etti. Diyarbakır'da nöbet birinci yılını doldururken, İzmir'de 139.'su gerçekleşti. Tutsak yakınları, "Sonuna kadar adalet aramaya devam edeceğiz" dedi.

Hasta ve infazı yakılan tutsaklar için tutsak yakınlarının başlattığı Adalet Nöbetleri, Diyarbakır ve İzmir'de devam etti.

DİYARBAKIR'DA ADALET NÖBETİ BİR YILI DOLDURDU
Hasta ve infazı yakılan tutsaklar için Diyarbakır'da başlatılan Adalet Nöbeti, birinci yılını doldurdu. Diyarbakır Adliyesi önünde düzenlenen kitlesel açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Remziye Tosun, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası ve çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü, sendika temsilcisi katıldı.

Hasta tutsak yakını İnci Güler, "Çalmadığımız kapı kalmadı. Aramadığımız yer kalmadı. Bizlerin devletten talep ettiği adalettir. Adaletsizliği yaratmayın" dedi. Her zaman tutsakların yanında olacaklarını ifade eden Güler, sonuna kadar adalet arayacaklarını kaydetti.

Ailelerin yaz, kış, yağmur, çamur demeden hapishane, ATK ve adliye önünde adalet arayışına devam ettiğini söyleyen HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi Serhat Eren, hapishanelerde yaşanan sorunların ülkede yaşayan herkesin sorunu olduğunu vurguladı. Hapishaneler için herkesin mücadele etmesi gerektiğini dile getiren Eren, "Tam bir yıldır Adalet Nöbeti'nde olan aileler hasta tutukluların serbest bırakılmasını ve infazların yakılmasının durdurulmasını istiyorlar. Bu haklı talepler bir an önce yerine getirilmelidir" dedi.

Basın açıklamasını okuyan ÖHD Amed Şube Eşbaşkanı Özüm Vurgun, Türkiye hapishanelerinde sağlığa erişim hakkının engellenmesi, kelepçeli muayene, revire geç çıkarılma, hastane sevklerinin geç yapılması ya da yapılmaması, ağız içi arama dayatması, temiz su ve gıdaya erişimde problemler gibi çok sayıda sorun olduğunu kaydetti.

Bu sorunlar nedeniyle hasta tutsakların durumunun kötüleştiğine ve tutsakların yaşam hakkının ihlal edildiğine dikkat çeken Vurgun, yaşam hakkının insanın en temel hakkı olduğunu vurguladı. Bu hakkın hiçbir koşulda engellenemeyeceğini ve askıya alınamayacağını söyleyen Vurgun, "İnsanların bulundukları her ortamda insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeleri bütün insan hakları metinlerinin temelini oluşturur. Yaşam hakkının korunmasının temel kriterlerinden biri de kişinin sağlık hizmetlerine ayrımsız ulaşabilmesi, yani sağlık hakkıdır" dedi.

ATK'nın hasta tutsaklar için verdiği olumsuz raporlara tepki gösteren Vurgun, ATK'nın sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi konusunda son ve tek merci olmaktan çıkarılması gerektiğini belirtti. Tam teşekküllü hastaneler ve üniversite hastanelerinin raporlarının da kabul edilmesini isteyen Vurgun, ATK'nın bağımlı yapısının değişerek ya mali ve idari özerkliğe sahip bağımsız ve tarafsız bir kurum haline getirilmesi, ya da görevini tam teşekküllü üniversite ve devlet hastanelerine devrederek lağvedilmesi çağrısında bulundu.

Vurgun, şöyle devam etti: "Hasta mahpus yakınlarının bir yılı bulan Adalet Nöbeti eyleminin hapishanelerde artan hak ihlalleri karşısında, insanlık onuru ve yaşam hakkını savunduğu gerçeğini yadsıyamayız. Sağlık hizmetlerine erişim ve yaşam hakkı başta olmak üzere temel hakların asgari ölçüde sağlanması, bir yıldır sadece ve sadece adalet için mücadele eden mahpus yakınlarının taleplerinin karşılanarak hasta mahpusların derhal salıverilmesini ve sağlık hakkına erişimin sağlanması gerektiğini belirtiyoruz."

İZMİR
Hasta ve infazı yakılan tutsakların serbest bırakılması için İzmir'de başlatılan Adalet Nöbeti, 139'uncu gününde Kırıklar F Tipi Hapishanesi önünde devam etti.

Deniz Poyraz'ın annesi Fehime Poyraz, hapishanelerde 600'ü aşkın hasta tutsağın bulunduğunu hatırlattı. Pişmanlık dayatmasını kabul etmeyen tutsakların infazının yakılmasına tepki gösteren Poyraz, "10, 20, 30 yıl cezaevinde kalan tutsaklara pişmanlık dayatıyorlar. Çocuklarımız neden pişmanlığı kabul etsinler? Onlar zaten cezaevinde bedel ödüyorlar. Tutsakların hakları verilene kadar yağmur da kar da yağsa nöbeti bırakmayacağız. Biz çocuklarımızı devlet öldürsün diye dünyaya getirmedik. Çocuklarımız onurları için mücadele ediyorlar. Artık yeter, biz özgürlük istiyoruz" dedi.

Eylem boyunca "Biji berxedana zinadanan", "Jin jiyan azadi" ve "Savaşa hayır, barış hemen şimdi" sloganları atıldı.