29 Eylül 2024 Pazar

Ankara'dan seslendiler: Özgür basın susturulamayacak

Ankara'da çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü bir araya gelerek 9 özgür basın emekçisinin tutuklanmasına tepki gösterdi ve iktidarın muhalif kesimlere dönük artan saldırılarının karşısında özgür basın çizgisine sahip çıkma, ortak mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Ankara merkezli bir operasyonla işkenceyle gözaltına alınan 9 özgür basın emekçisinin tutuklanmasına tepki gösterdi. Mezopotamya Ajansı'nın Ankara bürosunda düzenlenen basın toplantısına, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, DİSK Basın-İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve çok sayıda siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.

PAKSOY: GAZETECİLİĞİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ
İlk sözü alan MA editörü Özgür Paksoy, Ankara Emniyeti'nin gazetecilerin gözaltında bulunduğu 4 gün boyunca kurmaca bir senaryo inşa ettiğini, bu esnada işkence ve hukuksuzlukların devam ettiğini vurguladı. Paksoy, "Arkadaşlarımıza gazetecilik faaliyetleri, yaptıkları seyahatler ve haberleri suçlama olarak yöneltildi. Birbirlerini tanıyıp tanımadıkları soruldu. Yaptığımız tek şey gazeteciliktir, hakikati topluma yansıtmaktır. Arkadaşlarımız gazetecilik yaptı, her haberlerinin altına imzamızı atıyoruz. Gazeteciliği savunmaya devam edeceğiz" dedi.

AYKOL: HEP DEVAM ETTİK, YİNE EDECEĞİZ
Gazeteci-yazar Hüseyin Aykol, özgür basın geleneğinin gerçekleri yazdığı için sürekli hükümetlerin zulmüne uğradığını kaydetti. Haziranda tutuklanan 16 gazetecinin iddianamelerinin hala hazırlanmadığını hatırlatan Aykol, 9 gazetecinin özellikle kimyasal silah kullanımına ilişkin haberler nedeniyle hedef alındığını belirtti. "Ama esasen arkadaşlarımızın gazeteciliğine operasyon yapıldı" diyen Aykol, gazetecilerin "terörist" olarak gösterilmeye çalışıldığını ifade etti.

İktidarın seçimlere giderken özgür basını engellemeye çalıştığını söyleyen Aykol, şöyle devam etti: "Bir ülkede 40 gazeteci tutuklansa dünya çapında olay olur. Şu an bizim 40 arkadaşımız cezaevinde, tutuksuz yargılanan 160'a yakın insanımız var. Neredeyse 200 arkadaşımızın üzerinde devletin kılıcı sallanıyor. Bu koşullarda çalışıyoruz ancak halkımız bizden haber almak istediği sürece haber yapmaya devam edeceğiz. 33 yıldır bunu yapıyoruz. Arkadaşlarımızı şehit ettiler, arkadaşlarımızı hapse attılar. Biz hep devam ettik, yine devam edeceğiz. Onlar hep aynı şeyi yapıp değişik sonuç almayı bekliyorlar ama bu olmadı, olmayacak."

TÜRKDOĞAN: TUTUKLAMALAR SON DERECE KEYFİ
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, iktidarın baskıyla tüm toplumu kontrol etmek ve halkın haber alma hakkını engellemek istediğini belirtti. "Tüm medyayı kontrol altında tutan hükümet, geriye kalan yüzde 5'lik özgür basını da kontrol altına almaya çalışıyor" diyen Türkdoğan, tutuklamaların son derece keyfi olduğunun altını çizdi. Tutuklanan gazetecilerin haberleriyle çok sayıda hak ihlalinin ortaya çıktığını ifade eden Türkdoğan, "Bunların öğrenilmesini istemiyorlar. 90'larda çok sayıda gazeteci katledildi ama özgür basın susmadı. Umarım en kısa zamanda arkadaşlarımızı özgürlüğüne kavuşur" dedi.

BOZGEYİK: BU SALDIRILARA KARŞI ORTAK MÜCADELE ŞART
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, giderek derinleşen otoriterleşmeye karşı hep birlikte mücadele etmek gerektiğini vurguladı. Bir önceki gün de TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanmasına dikkat çeken Bozgeyik, bu saldırıların nedeninin muhalefeti susturmak olduğunu söyledi. Bozgeyik, "Bu saldırıların ortadan kaldırılması için sıranın bize gelmesini beklemeden ortak bir mücadele yürütmemiz gerekiyor, yoksa haziran seçimine kadar çok daha baskıcı uygulamalara maruz kalacağız. Özgür basın çalışanlarıyla dayanışma içinde olacağımızı ifade ediyoruz. Bu gazetecileri tutuklayarak özgür basını susturacaklarını sanmasınlar" ifadelerini kullandı.

KOÇYİĞİT: BİR CADI AVI BAŞLATILDI
HDP milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, cumhuriyetin 100'üncü yılına girerken 9 gazetecinin tutuklanmasına karşı toplandıklarını dikkat çekti ve "Bu Cumhuriyet kimler için? Bu Cumhuriyetin neresindeyiz" diye sordu. Gazetecilerin yaptıkları haberler nedeniyle tutuklandığını vurgulayan Koçyiğit,  şöyle devam etti: "‘Kimyasal silah haberini neden yaptınız?' diye sorulup delil olarak gösterildi. Ama asıl sormamız gereken; ‘Kimyasal silah kullanıldı mı?' Bu sorunun muhatabı da Türkiye Cumhuriyeti devleti hükümeti ve savunma bakanıdır. Bu soruyu sormaya devam edeceğiz, soru şudur, siz bu gazları kullandınız mı? Kullanmaya devam edecek misiniz? Kullanmadıysanız da bağımsız heyetler bölgede araştırma yapsın, bu konu netleşsin. Hem Fincancı hem arkadaşlarımıza karşı bir cadı avı başlatılmış durumda. Bu av saraydan yürütülüyor. Bunu kabul etmiyoruz. Bizler özgür basın emekçilerine borçlu ve minnettarız."

Özgür basına dönük her türlü saldırıya karşı omuz omuza mücadeleyi büyüteceklerini söyleyen Koçyiğit, "Apê Musa'nın generalleri susmaz. Bu nedenle her birimiz bu süreçte basın emekçilerinin yanında olduğumuzu ifade ediyoruz" dedi.

GÜNGÖR: TÜM TOPLUMUN KARŞI ÇIKMASI GEREKİYOR
Disk Ankara temsilcisi Tayfun Güngör, tüm toplumun çürütülmesinde yargının bir araç olarak kullanıldığını söyledi. Güngör, "Biz bu ülkedeki tüm ihlalleri bu arkadaşlarımızdan öğrendik; onlara teşekkür borcumuz var onları sahiplenmek durumundayız. Eğer Türkiye'de ekmeğin hakça bölüşülmesini istiyorsak, daha güzel günler istiyorsak, tüm toplumun basınımıza yapılan bu incitici, onur kırıcı, adliye süreçlerine karşı çıkması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

HÜRTAŞ: SUÇ ÜRETMEYE ÇALIŞIYORLAR
TGS Ankara Şube Başkanı Sibel Hürtaş ise Ankara Emniyeti'nin gazetecileri tutuklayabilmek için suç ürettiğinin altını çizerek, "Ortaya çıkanlar bize gösterdi ki bir suç yaratılmaya çalışılıyor. Bu çaba sonuca ulaşamıyor, 16 Haziran'da 16 arkadaşımız tutuklandı hala bir iddianame yok. Hala suç üretemediler. Arkadaşlarımıza sorulan sorular haberleri, evden elde ettikleri deliller de kitap ancak ortada bir gerçek var; bu arkadaşlarımız işkence ve kötü muameleye uğradı ve bizim de halkın da haber alma hakkı ihlal edildi" dedi.