4 Aralık 2024 Çarşamba

Arîn Çîya yazdı | Kürdistan ve Filistin: Zulüm ve isyan ortaklığı

Türkiye ve İsrail, Ortadoğu'da sömürgeci, işgalci, saldırgan ve yayılmacı iki devlettir. İkisi de emperyalizmin bölgedeki koç başlarıdır. İkisi de Ortadoğu halklarının düşmanıdır. Her ikisi de yıkılmadan, her ikisinin temsil ettiği ırkçılık ortadan kaldırılmadan Ortadoğu halkları huzura kavuşmayacaktır.

İşgalci siyonist İsrail bir kez daha Filistin topraklarına ve halkına saldırdı. Bombalanan binalar, yıkılan evler, kurşunlanan insanlar, kitlesel tutuklamalar, sokakta işkenceler, çocukların feryatları, kan, gözyaşı, öfke ve isyanla dolu caddeler, ırkçı linç saldırıları, yakılan dükkanlar… Kürdistan'da yaşanan sömürgeci zulme ne kadar da benziyor. Siyonist İsrail ile Faşist Türkiye neredeyse birbirinin tıpkı basımı yöntemlerle işgal altında bulundurdukları ülkelere, Filistin ve Kürdistan'a zulmediyorlar.

Türk sömürgecileri işgal altında tuttukları Kuzey Kürdistan'da on binlerce insanı tutuklamamış, binlerce insanı faili belli devlet eliyle sokakta infaz etmemiş, binlerce köyü yakarak zorla boşaltmamış, yüzlerce kişiyi bodrumlarda diri diri yakmamış, kentleri tank ve toplarla yerle bir etmemiş, savaş uçaklarıyla köyleri bombalamamış, on binlerce kürdü işkencelerden geçirmemiş, yüzlerce Kürt kadınına tecavüz etmemiş gibi siyonist İsrail'i kınamaya kalkıyor.

Filistinliler de Kürtler gibi boyun eğmiyor, işgalcilere karşı direniyor; katliamlar, işkenceler, tutuklamalar, linçler, bombalar, kurşunlar onları durdurmuyor. Gördükleri zulüm gibi başkaldırıları da benziyor Filistinliler ve Kürtlerin.

Türkiye de İsrail gibi emperyalizmin Ortadoğu'daki en temel dayanaklarından biri. Emperyalistler Kürdistan gibi Filistin'in de kurtuluşunu, özgürlüğünü engellemek için siyonist İsrail ve faşist Türkiye'yi destekliyor. Türk devleti bodrumlarda Kürtleri diri diri yakarken, kentlerde taş üstünde taş bırakmazken ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa ne bir ses çıkardı ne de herhangi bir yaptırım kararı aldı. Şimdilerde Güney Kürdistan'ı alenen işgale girişen Türk devleti ABD'nin desteği ile hareket ediyor. Emperyalistler Türk devletinin işgalci saldırılarında olduğu gibi İsrail'in yeni ilhak alanları için Filistinlileri kurşunlamasında, onlara işkence etmesinde, öldürmesinde, Filistin kentlerini bombalamasında, Filistinlilerin evlerini gasp ederek yerine Yahudileri yerleştirmesinde bir "hukuksuzluk" görmüyor.

İKİYÜZLÜLER
Sömürgeci Türk devletinin iki yüzlü ve alçak tutumunu bir kenara bırakalım. Türkiye burjuva siyaset arenasında yer alan kimi temel akımlara göz atalım.

Politik islamcı ve Türk ırkçısı faşistler Yahudilerin Müslümanlara yaptığı zulmü kınama yarışındalar. Bu bir din savaşı değil. Filistinlilerin hepsi Müslüman değil, tıpkı Kürtlerin hepsinin Müslüman olmaması gibi. Bu, bir ulusun topraklarına zorbalıkla el konulması, bir işgal ve ilhak savaşıdır. Türkiye nasıl Kürdistan'daki işgalini süreklileştirmek ve Kürdistan'ın başka parçalarını ilhak etmek için Türk ırkçılığına yaslanıyorsa İsrail'de siyonizmin ideolojik tezahürü olan Yahudi ırkçılığına bel bağlıyor. Her iki ülkenin burjuvazisi de ırkçılığı ve dini işgal ve ilhak siyasetinin ideolojik aparatı olarak kullanıyor. Politik islamcıların derdi Müslümanlara zulüm olsaydı onların deyimi ile "Yahudilerin Müslümanlara uyguladığı zulüm"den önce politik islamcı Türk devletinin Müslüman Kürtlere uyguladığı zulme karşı dururlardı.

Kendilerini "sol kemalist" ya da doğrudan "kemalist" olarak tanımlayanların durumu politik islamcılardan ve ırkçı faşistlerden hiç farklı değil. Kürtlere uygulanan her türlü zulme alkış tutarken Filistinlilere destek açıklamaları yapmak ikiyüzlülük değilse nedir? Kemalistler ırkçılıkta siyonistlerle yarış halindedir. Yahudi ırkçıları İsrail'in Filistin'i ilhakını "tarihsel hak" gördükleri gibi kemalistler de Türk devletinin Kürtlerin topraklarını işgal ve ilhak etmesini, Türklerin doğal ve tarihsel hakkı görüyorlar. Siyonistler, ulusal boyunduruğa isyan eden Filistinlileri nasıl ki "terörist" olarak damgalıyorsa kemalistler de Kürt isyancıları aynı sıfatla nitelendiriyorlar. Kemalist ırkçılar da İsrailli ırkçılar gibi "söz konusu vatansa gerisi teferruattır" diyerek gasp ettikleri toprakları ilhak etmeyi buranın asıl sahiplerine zulüm etmeyi kendilerinin varoluşsal hakkı sayıyor.

Kemalistler de politik islamcılar gibi alçak ve ikiyüzlüdür.

KÜRDİSTAN'A KÖR FİLİSTİN'E DÖRT GÖZ
Türk devletinin Rojava'yı, Başûr'u işgal etmesini sessizlikle geçirirken İsrail'in Filistin'de yeni ilhak girişimlerini "şiddetle" protesto eden kimi solculara değinmesek eksik kalır. TKP bu türden solcuların en tipik örneğidir.

TKP'nin yayın organı Boyun Eğme'de konuya ilişkin şu başlık kullanılmış: Sermaye Düzeni Her Yerde Aynı: Haydut İsrail

Söz konusu yazıda etnik temizlikten, Gazze'nin bombalanmasından, ABD emperyalizminin rolünden bahsediliyor. Kürtlere kör, Filistinlilere dört göz TKP. Kuzey Kürdistan'ın kentleri bombalanmadı mı? Kuzey Kürdistan'da etnik temizlik uygulanmadı mı? Rojava ve Güney Kürdistan topraklarının bir bölümü işgal edilmedi mi? Bütün bu saldırılar ABD emperyalizminin kanatları altında gerçekleşmedi mi? TKP, Kuzey Kürdistan'ı ilhak eden, sömürgeci boyunduruğa vuran, Kürtlere zulümde sınır tanımayan, Rojava'nın bir bölümünü işgal eden, Şengal'i, Mahmur'u bombalayan, Medya Savunma Alanları’nı bombalayan, köyleri, ormanları yakan, Hasankeyf'i sular altında bırakan burjuva Türk devletini bir kez olsun "Haydut Türkiye" olarak nitelendirdi mi?

İsrail Komünist Partisi, İsrail devletinin Filistinlilere ait toprakları ilhak etme girişimini ve Gazze'ye saldırılarını protesto etti. TKP, Kürtler sömürgeci faşist Türk devlet güçleri tarafından bodrumlarda yakılırken, Sur, Cizre, Nusaybin tanklarla toplarla yerle bir edilirken herhangi bir protesto geliştirdi mi?

Aynı bildiride TKP, "işgalciler kaybedecek Filistin halkı kazanacak" diyor. Tıpkı şovenistler gibi sosyal şovenistler de ikiyüzlüdür. TKP ne zaman ki, "Haydut Türkiye" başlıklı bir bildiride sömürgeciler kaybedecek Kürt halkı kazanacak" derse o zaman Filistin'e ilişkin tutumu tutarlı olur.

DAR KAFALI ULUSALCILIK
Türkiyeli devrimciler, sosyalist Kürt yurtseverleri ve Kürt yurtseverleri ikircimsiz biçimde İsrail'e karşı Filistin halkının yanında yer aldı.

Kimi Kürt aydınları ve Kürt yurtsever bireyler ise sosyal medya hesaplarında Filistinlilerin desteklenmesine karşı çıktı. Filistinlilerin bir kısmı IŞİD'in Kobanê'yi işgal saldırısını ya da Esad rejiminin Rojava'ya yönelik hasmane tutumunu desteklemişti. Keza Gazze'de yönetimi elinde bulunduran Hamas'ın en başta gelen dostu Türk devletidir. Bir burjuva ideolojisi olan şovenizm bugün Filistinliler arasında da etkindir. Filistin'in burjuva temsilcileri Rojava ve Başûr'da Kürt ulusal mücadelesi sırasında Arap egemenlerinden yana saf tutmuştur. Ne ki toprakları ilhak edilmiş bütün halklar gibi Filistin halkı da sınıflara bölünmüştür, onun ilerici halkçı olduğu kadar çeşitli kanatlardan burjuva ulusalcı temsilcileri dahası ihanetçileri de vardır.

PKK ve Türkiyeli pek çok devrimci ilk askeri eğitimlerini Filistin kamplarında aldı. Filistin'in devrimci temsilcileri Kürt ulusunun özgürlük mücadelesinin yanında yer aldı. Eğer mesele Filistinlilerin bir bölümünün IŞİD'i desteklemesi, Hamas'ın AKP ile kol kola olması ise biz Kürtlerin herhalde önce kendisine bakması gerekir. IŞİD içinde çok sayıda Kürt yok muydu? Kuzey Kürtlerinin yarıya yakını AKP'ye oy vermiyor mu?

Ulusal dar kafalılık bir küçük burjuva hastalığıdır. Mazlum milletlerin ilerici temsilcileri her nerede bir millet eziliyorsa onunla dayanışma içinde olmalıdır. Kendi sömürgeci zalimine karşı çıkarken başkasının işgalci zalimine sessiz kalmak tam bir küçük burjuva ulusalcı dar kafalılıktır.
Güney Kürdistan'daki referandum konusunda olumlu bir tavır aldı diye İsrail'e sempati ile bakan Kürtlerimiz ile, İsrail'e laf söyledi diye AKP'yi göklere çıkaran Filistinliler aynı madalyonun iki yüzüdür, aynı ulusal dar kafalılıktan mustariptir. 

TUTARLI DEVRİMCİ POLİTİKA
Türkiye ve İsrail, Ortadoğu'da sömürgeci, işgalci, saldırgan ve yayılmacı iki devlettir. İkisi de emperyalizmin bölgedeki koç başlarıdır. İkisi de Ortadoğu halklarının düşmanıdır. Her ikisi de yıkılmadan, her ikisinin temsil ettiği ırkçılık ortadan kaldırılmadan Ortadoğu halkları huzura kavuşmayacaktır.

Bir başka deyişle Kürdistan ve Filistin özgürleşmedikçe Ortadoğu'da ilhakçı savaşlar da isyanlar da bitmez. Kürdistan ve Filistin halklarının kaderi ortaktır. Bu iki ulusun özgürleştiği koşullarda sosyalizme yönelmiş Demokratik Ortadoğu Federasyonu barışın yegane teminatı olacaktır.