4 Aralık 2024 Çarşamba

Aydın Akyüz yazdı | Özne, inisiyatif ve deneyim üzerine

Kolektifin deneyim, yönlendirme ve teşviki her zaman gereklidir. Ancak özne olma bilinci inisiyatif kullanılarak geliştirilip kazanılır. Bu da tutkulu bir isteği, iradeyi, azimli ve ısrarlı bir çabayı, kazanma ruhunu kuşanmayı gerektirir. Ne diyordu Lenin, hata yapmayan deliler ve ölülerdir; iş yapan hata yapar, önemli olan telafi edilemeyecek kadar büyük hata yapmaktan kaçınmaktır. Bizim parolamız budur.

Devrimci mücadelede kilit kavramlardan biri de özne olabilmektir. Bu, yerine göre toplumsal düzeni, iktidarı değiştirmenin öznesi olan bir kolektif olabilmektir. Yerine göre bu kolektifin çeşitli kademelerinde bir kadrosu, militanı, taraftarı olabilmektir. Biz kendimizi politik ve örgütsel faaliyetin ilk basamaklarında özne olabilmeleriyle sınırlandıracağız.

Devrimci birey olmak, özne olma iddiası ve kararlılığıdır. Bu süreçte devrimci kendiliğindencilikle bilinçli ve iradi çabanın iç içe geçiyor olması bu gerçeği değiştirmez. Özne olmak kendinden başlayarak toplumsal ve politik düzeni değiştirme hakkını kendinde görmek ve inisiyatif almaktır. O yüzden belli bir alan ve yetkiyle organlar kurulur, bu kolektifin içinde bireysel sorumluluklar alınır. Organlar kadar devrimci bireylerin de çerçevesi çizilmiş, inisiyatif hakkı demek olan özerklikleri vardır. Muhakkak bu özerklik, partinin temel görüşlerine, hakimiyet düzeyine, politik-örgütsel deneyimine bağlı olarak göreli bir inisiyatif ve özerkliktir.

Özneleşmek bir süreçtir. Esasen etkinleşme ve inisiyatif kullanma  özgüveni gerektirir. İnisiyatif kullanma özgüvenine sahip olmayan birey özneleşemez. Politik örgütsel birikim salt okuyarak elde edilmez. Hatta diyebiliriz ki okumak katkı veren yardımcı bir etkendir. Özneleşmek ancak politik örgütsel pratik içinde gerçekleşebilir, mücadele edilerek kazanılır. İnisiyatif kullanılarak, özdeneyim biriktirilerek özneleşilebilir. Teorik, politik ve örgütsel okumalar ve hazırlık, kafa açıklığı öğrenmeyi ve deneyim biriktirmeyi hızlandırır, özdeneyimlerin bilince çıkartılmasını kolaylaştırır. Deneyimlerle bütünleşerek olguları, sorunları ve insanları tanımada, anlamada iç görü kazandırır. Bütün bireysel ve kolektif pratiğin incelikleri özdeneyimlerle geliştirilip yetkinleştirilebilir. Hata yapma korkusuyla veya başkaca çekincelerle inisiyatif kullanmamak en baştan öğrenmemeyi tercih etmektir.

Kolektifin deneyim, yönlendirme ve teşviki her zaman gereklidir. Ancak özne olma bilinci inisiyatif kullanılarak geliştirilip kazanılır. Bu da tutkulu bir isteği, iradeyi, azimli ve ısrarlı bir çabayı, kazanma ruhunu kuşanmayı gerektirir.

Ne diyordu Lenin, hata yapmayan deliler ve ölülerdir; iş yapan hata yapar, önemli olan telafi edilemeyecek kadar büyük hata yapmaktan kaçınmaktır. Bizim parolamız budur. Telafi edilmeyecek hatalardan sakınabilmemiz için daha deneyimli olanlarımız ve örgütlü olduğumuz kolektiflerimiz var. Telafi edilemeyecek hatalardan onların yönlendirmeleri, uyarıları sayesinde uzak kalırız. Hata yapmamak için inisiyatifsiz kalmak hataların en büyüğüdür. İnisiyatifsiz kalan gelişemez, yetkinleşemez ve özneleşemez. Kolektif inisiyatife katkıda bulunamaz; genelin içinde edilgenleşerek sürüklenir.

BİR BAŞKA AÇIDAN
Meseleye bir başka açıdan da bakılabilir. Eğer her işe kendi koşuyorsa, çevresine inisiyatif hakkı bırakmayacak biçimde müdahaleciyse, o zaman ilişkilerini inisiyatifsiz, edilgen bir ruh haline sürükler. Kolektifin gücü kitlelerle doğrudan kurduğu temasla, bağlarının geniş ve zenginliğiyle ölçülür. En ileri kitle ilişkisi, olanaklı olan en nitelikli temas hedeflenir. Bunun göreli bir sınırı vardır. Herkesin her şeye koşturduğu bir çalışma tarzında, doğrudan etkinliklere katılmak, herkese doğrudan ulaşmak, her yerde olmak bürokratik tarzın, ruhun ve kitlelere yabancılaşmanın panzehiridir. Her durumda bütün bunları rol kaybına uğramadan yapmak mümkün olmaz.

Kolektif faaliyet iç içe geçmiş halkalardan oluşur. Kolektif her bireyi hem çerçevesi belirlenmiş faaliyetin yönlendirenidir hem de bir üst halkaya bağlı militanıdır. En alttan en üste kadar her organ kolektiflik niteliğine denk bir inisiyatif alanı gerektirir.

Her şeyin yukarıdan belirlendiği bir çalışmada ne yerelleşme sağlanabilir ne de birey gelişir. Çünkü yerellere yeterince inisiyatif hakkı ve fırsatı verilmemiş olur. Salt uygulayıcı haline gelirler. Daha da vahimi bu herkes tarafından kanıksanarak normalleştirilir. Yereldeki de bunda bir sorun görmemeye başlayarak edilgenleşir. Zamanla yereldeki gelişmeleri takip etme, yereldeki sorunlara kafa yorma, bu sorunlarla genel politikalar arasında bağ kurup yerelde tepki geliştirme, bu sorunlar temelinde çalışmanın gerekliliği ortadan kalkar.

Bu durum, sadece yerellerde değil, temel organlarda da rol bilincinin ve aşınmasının organ niteliklerinin yüzeyselleşmesinin zemini olur. Kolektif faaliyetin organlarının niteliği salt her işe koşturarak her işi kendi yaparak geliştirilemez. Hatta denilebilir ki bu tarz, dar pratikçilik ve yüzeysellik dışında bir şey üretemez. Kolektif organ faaliyetinin en az pratik ve somut yanı kadar teorik ve soyut yanı üzerinde de düşünüp kafa yoran etkili bir masa başı çalışmasını düzenli hale getiren bir tarz gerektirir.

Militanlar ve kitle ilişkileri üzerine hakimiyet sağlamak, genel politikaları etkili kılmak, bütün yerel sorunlarla bağını kurmak, yerel organları hakkıyla işletmek ancak verimli bir masa başı çalışmayla mümkün olur. Bu sorun, sadece biçimle aşılacak bir mesele değil; bilgilerin düzenli bir tarzda merkezleştirilmesi kadar, bu bilgilerle gerçeğe bütün yönleriyle ve derinlikli olarak hakim olabilecek soyut düşünme ve masa başında çözüm üretebilme birikimi, deneyimi ve becerisi gerektirir.

Kendi olmadan işlerin yarım kaldığından yakınanlar, masa başı çalışmasını ne kadar yapabildiği, birlikte çalışma yürüttüğü yoldaşlarının kafasını ne kadar açabildiği, ne düzeyde amaç açıklığı sağladığı konularında kendini sorgulamalıdır. Her bir kolektif bireyin düzeyine uygun olarak inisiyatif alanı bırakıp, hata yaparak kendi özdeneyimleriyle öğrenebilmesini sağlamalıdır. Ama önemli hataların önüne geçebilmek için de uygun mesafede durarak yerinde ve zamanında yardımcı olabilecek bir tarz geliştirilmesi gereklidir.