AYM, Serpil Erfındık'ın katledilmesinde devleti suçlu buldu
Anayasa Mahkemesi (AYM), Serpil Erfındık'ın boşandığı erkek tarafından öldürülmesini önlemeyen, yeterli korucu tedbir almayan devlet görevlileri hakkında yargılanmaları yönünde karar verdi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), bir kadın cinayeti davasında önleyici ve koruyucu tedbirleri almayan devlet görevlilerinin yargılanması kararı verdi.
AYM, 2013 yılında boşandığı erkek tarafından hakkındaki önleyici tedbir kararının sona erdiği gün öldürülen ve bu süreçte koruma talebi reddedilen akademisyen Serpil Erfındık'ın yaşam hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Mahkeme, koruyucu ve önleyici tedbirlerinin polisler ve jandarma tarafından etkin olarak uygulanmaması sonucunda Erfındık'ın katledildiğini belirterek, görevlerini ihmal eden polisler ve jandarmaların yargılanmasını istedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğretim görevlisi 38 yaşındaki Serpil Erfındık, 2 yıl evli kaldığı Vedat Atik'in şiddetine maruz kaldığı için boşandı.
Serpil Erfındık, boşandıktan sonra taciz ve tehditlerini sürdüren Vedat Atik hakkında tedbir başvurusunda bulunurken mahkeme bir ay önleyici tedbir kararı verdi, koruyucu tedbir taleplerini reddetti.
Önleyici tedbir kararına uymayan Vedat Atik hakkında ikinci bir karar çıkarılarak, "Serpil Erfındık'a yönelik her türlü şiddet, şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması"nın yanında Erfındık'a ve işyerine 100 metreden daha fazla yaklaşamaması, iletişim araçları ile rahatsız etmemesi kararı verildi. Mahkeme, 6284 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesinde yer alan koruyucu tedbirlerin alınmasına ise yer olmadığına karar verdi. Fakat karar Vedat Atik'e tebliğ edilmedi.
SAVCILIK VEDAT ATİK'İ SERBEST BIRAKTI KATLİAMIN ÖNÜNÜ AÇTI
Tedbir kararlarına uymayan, taciz ve tehditlerini sürdüren Vedat Atik'i savcılık serbest bırakırken, hakkında açılan davanın duruşmalarına da katılmadı. Serpil Erfındık duruşmada "hayatından endişe ettiğini, koruma kararlarının Atik tarafından ihlal edildiğini, müşterek çocukla ilişkinin sonlandırılması gerektiğini" söylemesine rağmen önlem alınmadı.
Serpil Erfındık, daha sonra İzmir Barosu Kadın Hakları Danışma ve Hukuk Araştırmaları Merkezi aracılığıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesini sundu. Ancak savcılık işlem yapmayarak Serpil Erfındık'ın katledilmesinin önünü açtı.
TEDBİR KARARININ SONA ERDİĞİ GÜN KATLEDİLDİ
Tedbir kararının sona erdiği gün olan 15 Aralık 2013 tarihinde oğlunu görme bahanesiyle Serpil Erfındık'ın evine giden Vedat Atik, burada Erfındık'ı bıçaklayarak katletti.
MAHKEME İYİ HAL İNDİRİMİ UYGULADI
Katliam davasında tedbir kararlarına uymaması ağırlaştırıcı sebep olarak olarak görülmezken üstüne "iyi hal ve pişmanlık" indirimi uygulandı. Vedat Atık hakkında verilen müebbet hapis cezası 28 yıl 5 ay 7 güne düşürüldü.
İzmir Valiliği devlet görevlileri hakkında soruşturma izni vermezken dosya Anayasa Mahkemesi'ne taşındı. AYM, dün verdiği kararda, devletin Serpil Erfındık'ı korumayarak yaşam hakkını ihlal ettiğine hükmetti.
KATLİAMDAN DEVLET SORUMLU
Mahkeme, kadına yönelik şiddete ilişkin koruyucu ve önleyici tedbirlerin devlet görevlilerinin ihmali ile etkin olarak uygulanmaması sonucunda meydana geldiğini belirterek, haklarında soruşturma açılması yönünde karar verdi.
AYM, kararın gerekçesini önümüzdeki aylarda açıklayacak. Savcılık, gerekçeli kararın eline ulaşmasının ardından polisler ve jandarma hakkında kapattığı soruşturmayı yeniden açmak zorunda kalacak.
Kararı DW Türkçe'ye değerlendiren Serpil Erfındık'ın ailesinin avukatı Aytül Arıkan, AYM kararının benzer vakaların önüne geçilmesi ve idarenin sorumluluğuna dikkat çekmesi açısından önemli olduğunu kaydetti.
Arıkan, şunları söyledi: "Bu karar, Türkiye gibi kadın cinayetleri konusunda her gün bir haber aldığımız ülkemizde önemli bir karardır, bir emsal teşkil edecektir. Dolayısıyla koruma ve koruyucu tedbirlerin alınması ve izlenmesi meselesinde sadece mahkemeler, savcılık, devlet görevlileri değil, Aile Bakanlığı dahil devletin bütün organlarının etkin ve yeterli bir şekilde sürecin parçası olmak zorundadırlar."