30 Eylül 2024 Pazartesi

Bayık: Kürt düşmanlığı yapan kaybeder

Kürt halkının eskisinden daha güçlü olduğunu belirten Cemil Bayık, "Kürtler siyasetin merkezinde yer alıyor, herkesin kaderini belirliyor. Eğer yeni dengeler ve statüler kurulacaksa bu Kürtlersiz mümkün değil. Kürt düşmanlığı yapan kaybeder" dedi. Türk devletinin saldırılarına karşı Rojava'da OHAL ilan edilmesinin doğru bir adım olduğunu söyleyen Bayık, buna uygun davranılmamasını eleştirdi. Bayık, Rojava'daki güçlerin yeraltına çekilmesi ve gizli örgütlenmesi gerektiğini vurguladı.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Stêrk TV'de yayınlanan röportajında, AKP-MHP iktidarının içinde bulunduğu durum, altılı masanın devletin çıkarlarına nasıl hizmet ettiğini, faşizme karşı birleşik mücadelenin önemi, Irak ve Rojava'ya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AKP-MHP faşist iktidarının sonunun geldiğini, muhalefetin de AKP-MHP ile aynı devlet geleneğinin sürdürücüsü olduğunu belirten Bayık, demokratik ve sosyalist güçlerin mücadelesinin önemi işaret etti. Bayık, faşizme karşı birleşik mücadelenin geliştirilmesi HDP'nin buna öncülük etmesi gerektiğini söyledi.

Türk devletinin Şam rejimiyle görüşmelere başlayacağını duyurduğu ve Rojava'ya yönelik saldırılarını artırdığı dönemde Özerk Yönetimin olağanüstü hal ilan etmesini doğru bir adım olarak değerlendiren Bayık, buna uygun davranılmamasını eleştirdi. YPJ ve YAT komutanlarından Jiyan Tolhildan'ın SİHA saldırısında katledilmesini hatırlatan Bayık, "Madem ki olağanüstü hal ilan etmişler, o zaman buna göre yaşamaları, tedbirlerini almaları gerekiyor" dedi. Bayık, Rojava'daki güçlere yeraltına çekilme, gizli örgütlenme önerisinde bulundu.

'DEMOKRATİK VE SOSYALİST GÜÇLERİNİ EYLEMLERİNİ GELİŞTİRMELİ'
HDP'nin "Çözüm bizde" şiarıyla savaş ve işgale karşı düzenlediği mitinglerin önemli olduğunu belirten Bayık, AKP-MHP faşist rejimine karşı duran demokratik ve sosyalist güçlerin eylem ve etkinliklerini geliştirmesi gerektiğini belirtti.

CHP'nin başını çektiği 'altılı masa'nın AKP-MHP rejimine hizmet ettiğini, halkların sokağa çıkmasını engellediğini kaydeden Bayık, "Bakıyorsunuz, AKP-MHP'nin sıkıştığı anda CHP ve diğerleri yardıma koşuyor, onları bu sıkışmışlıktan kurtarıyor. Bu da onların gerçekliğini gözler öne sürüyor. Çünkü bunların hepsi Türk devletinin siyasetini kendilerine esas alıyorlar. İktidar ve muhalefet birbirini tamamlıyorlar. Belki halkımız bunu anlamıştır, Türkiye cephesinde de her ne kadar az olsa da, bu durum her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Bundan dolayı artık devletin resmi siyasetini boşa çıkarmak gerekiyor. Demokrasi ve sosyalist akıldan istenen budur. Faşizmle mücadele adıyla, demokrasi ve sosyalistlik adına pasifizmi dayatıp, AKP-MHP'nin belirlediği sınırlar içerisinde hareket etmemeliler" dedi.

'FAŞİZME KARŞI GÜÇLER BİRLEŞMELİ'
AKP-MHP iktidarının eskisi gibi güçlü olmadığını belirten Bayık, iktidarın zulmünü artırdıkça sonunu yakınlaştırdığını vurguladı. AKP-MHP iktidarının sonunun geldiğini söyleyerek daha cesaretli mücadele etme çağrısında bulunan Bayık, "Faşizm karşıtı bütün güçler bir araya gelip bazı ilkeler temelinde güçlerini birleştirmeli. Öyle her konuda değil, faşizme karşı nasıl mücadele edileceği ve demokrasi için nasıl çalışma yürütülmesi temelinde bir araya gelmeliler. Eğer bu temelde adımlar atarlarsa demokrasi güçleri çok büyük bir güç ve Türkiye siyasetinde büyük bir etki yaratabilir. Belki şu ana kadar bunu gerçekleştiremezlerdi, fakat bugün bunun imkanları vardır. Rêber Apo, PKK ve gerilla büyük bedeller bunun yolunu açtı. Onlardan istenen, bu yolda yürümeleri. Şayet bunu yapsalar ve cesaretli adımlar atarlarsa en büyük güç olurlar. O zaman ne AKP iktidarda kalabilir ne de onlarına yerine 'Altılı masa' Türk devletinin resmi siyasetini yürütebilir. AKP-MHP, Türk devletinin resmi siyasetini yürütmede zirveye ulaştılar. Bu siyasette AKP-MHP artık yapacaklarını yaptılar, yeni ve ileri bir adım atacak durumda değiller" ifadelerini kullandı.

'HDP FAŞİZME KARŞI TÜM GÜÇLERİ BİR ARAYA GETİRMELİ'
AKP-MHP'nin düşüşü için mücadelenin önemine işaret eden Bayık, bu mücadelenin Türk devletinin resmi siyasetinin hizmetine girmesine izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. Bayık şunları söyledi: "Demokrasi güçleri cesaretli biçimde hareket ederse Türkiye'yi demokratikleşmeye doğru götürebilir, Türkiye'de demokratik bir cumhuriyeti yaratabilirler, Kürtler ve Aleviler dahil halkların sorununu çözebilir, bunun için çözüm yollarını geliştirebilir. Bunun imkanları şu anda oluşmuş durumda. Bundan dolayı bunu daha çok kim gerçekleştirebilir? HDP bunu yapabilir. Zaten herkes HDP'nin buna öncülük etmesi gerektiğini belirtiyor. HDP de bu umut ve beklentileri gerçekleştirmeli, yani bu görevi üstlenmeli. HDP, faşizm karşıtı bütün demokrasi güçlerini biraraya getirip harekete geçirmeli, demokrasi mücadelesini geliştirmeli, faşizme karşı demokratik bir cumhuriyetin kurulmasını sağlamalı. Eğer bunu yapabilirse ağırlığını koyup Türkiye'de değişimler gerçekleşebilir."

'AKP-MHP İKTİDARI ÖLÜM DÖŞEĞİNDE'
HDP'nin "Türkiye'de var olan bütün sorunları biz çözmeliyiz" yaklaşımının doğru bir zemin olduğunu söyleyerek, bu siyasete devam edilmesi gerektiğini belirten Bayık, Kürt halkının Newroz mitinglerine kitlesel katılarak HDP ve Kürt özgürlük hareketinin yanında olduğunu bir kez daha gösterdiğine dikkat çekti. Sadece Türkiye'de değil Ortadoğu'da Kürtlersiz siyaset yürütülemediğine işaret eden Bayık, "Kürtler siyasetin merkezinde yer alıyor, herkesin kaderini belirleyen Kürtlerdir. Eğer Ortadoğu'da yeni dengeler, statüler ve sistemler kurulacaksa; bu, Kürtlersiz mümkün değil. Kürt düşmanlığı yapan kaybeder, kendi sonunu hazırlar. AKP-MHP herkesten daha çok Kürt düşmanlığı yaptı, fakat şimdi ölüm döşeğinde. Bundan herkesin ders çıkartması; inkar ve imha siyasetini terk etmesi lazım. Türkiye'de inkar ve imha siyasetini kim sürdürürse sonuçta kaybedecektir.

'ARTIK HİÇ KİMSE KÜRTLERİ KANDIRAMAZ'
Kürt halkının yıllardır mücadele ettiğini, bedel ödediğini hatırlatan Bayık, yaklaşan seçimleri Kürt halkını kandırmak isteyenlere, "Kürtleri kandıramaz, artık o devir kapandı" şeklinde yanıt verdi. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve Kürt sorununun çözümü konusunda somut adım atmayan, Kürtlere yönelik soykırım saldırılarına karşı durmayan, Kürtleri bir halk olarak kabul etmeyen, demokrasiden yana olmayanlara Kürt halkının destek vermeyeceğini vurgulayan Bayık, "Öyle parayla, kandırmayla, taktiklerle ve yalanlarla hiç kimse Kürtlerden destek alamaz" dedi.

'BÖYLE HELALLEŞME OLMAZ'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Roboskî'ye giderek "helalleşeceğiz" dediğini hatırlatan Cemil Bayık, burada da Kürtlerin kandırılmaya çalışıldığını, "Olanları unutun, helalleşelim ve hizmetimize girin" denildiğine dikkat çekti. Bayık sözlerini şöyle sürdürdü: "Böyle bir helalleşme mümkün değil. Kürtlerle dost olanlar tecride karşı durmalı, savaşa karşı çıkmalı, Kürt'ü kabul etmeli, Kürtlerin hakkını vermeli. 'Şimdiye kadar yürüttüğümüz siyaset yanlıştı, Kürt halkına düşmanlık yaptık, Kürt halkını kabul etmek ve Kürtlerin haklarını vermek istiyoruz' dediklerinde helalleşme gerçekleşir. Aksi taktirde kendilerini kandırmış olurlar fakat Kürtleri kandıramazlar. Bu şekilde baskı oluşturmalı. Ya bunların adım atması gerekiyor, ya da soykırım siyasetini yürütmeye devam edecekler. Bizler de bunun anlaşılmasını istiyoruz, doğru olan da budur."

Bayık konuşmasında Kürt doğasına yönelik katliamlara da değindi, doğa katliamlarının sömürge siyasetinin bir parçası olduğunu belirterek, bu saldırıların serhildan gerekçesi yapılması gerektiğini vurguladı.

'IRAK'A DÖNÜK PLANLAR TUTMADI'
Irak'ın Zaxo kentinde sivillere yönelik Türk devletinin katliamına Irak halkının çok güçlü tepki gösterdiğini belirten Bayık, Türk devletinin gündem değiştirerek Perex'teki katliamı gündemden düşürmeye çalıştığını kaydetti. Bu katliamın sürekli gündemde tutulması gerektiğine işaret eden Bayık, Türk devletinin Irak'a yönelik planlarını şu sözlerle açıkladı: "Türkiye'nin hedefleri var; Misak-i Milli'yi; Musul ve Kerkük ile Güney Kürdistan'ı ele geçirmek istiyorlar. Buraları ele geçirmeleri Irak'ın siyasetinde iktidar olmak demektir, böylelikle Irak'ın tamamı Türk devletinin hizmetine girmiş olacak. Bunu elde etmek için halkı göç ettirmeleri gerekiyor. Zira işgali geliştirmek ve Irak'taki iktidarı ele geçirmek için karşılarında kimse olmamalı. Irak'ın da zayıf olduğunu görüyor, karşılarında duracak güce sahip değil. Barzani de onlardan yana, hatta Irak'ta da bazı kesimler onlarla birlikte hareket ediyor. NATO üyesi olduğu için NATO da onlara karşı çıkmıyor, hatta onlara destek veriyor."

Irak'taki seçimler öncesinde Türk devleti ve Barzani'nin, cumhurbaşkanlığını ele geçirdem, PKK'nin 'kökünü kazıma', Kürt soykırımı gerçekleştirme planlarının tutmadığını vurgulayan Bayık, halkın köklü değişimler istediğini, yeniden yapılacak seçimlerin sorunları çözmeyeceğini söyledi. Irak'taki iç savaş ihtimaline işaret eden Bayık, "Türkiye, Irak'ın istikrarsızlığından yana. Türkiye, Irak'ı çelişkilerle zayıf tutarak hedeflerini gerçekleştirmenin gayesi içinde, yani Musul ve Kerkük'ü ele geçirmek. Hatta Irak iç savaş sarmalına sürüklenirse, Barzani ile birlikte Şengal ve Maxmur'a da saldırabilirler, Medya Savunma Alanları'na yönelik de daha kapsamlı saldırılar başlatabilirler. Tüm bunlar ihtimal dahilindedir, herkesin bu ihtimali gözeterek tedbirlerini alması gerekiyor. İç savaşın yaşanmaması bu tehlikenin ortadan kalktığı ve sorunlar çözüm yoluna girdiği anlamına gelmez. Yeni kurulacak hükümet de Türkiye, KDP ve Barzanilerin siyasetini sürdürecek. Bu durum yeni sorunlar yaratacak. Irak'ın parçalanmasının önüne geçilmesi, demokratik bir Irak'ın geliştirilmesi Ortadoğu'yu da etkileyecek. Her iki durumun nasıl gelişeceği tam olarak bilinmiyor. Şüphesiz demokrasi güçlerinin Irak'ın parçalanmışlığının önüne geçmelerini ve Irak'ı demokratikleşmeye doğru götürmelerini istiyoruz" diye konuştu.

'ROJAVA YERALTI ÖRGÜTLENMESİNE GİTMELİ'
Türk devletinin Şam rejimiyle görüşmelere başlayacağını duyurduğu ve Rojava'ya yönelik saldırılarını artırdığı dönemde Özerk Yönetimin olağanüstü hal ilan etmesini doğru bir adım olarak değerlendiren Bayık, buna uygun davranılmamasını eleştirdi.

Qamişlo'da yapılan kadın konferansına katılarak konuşma yapan YPJ ve YAT komutanlarından Jiyan Tolhildan'ın konferans sonrası SİHA saldırısında katledildiğini hatırlatan Bayık alınması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı: "Madem ki olağanüstü hal ilan etmişler, o zaman buna göre yaşamaları, tedbirlerini almaları gerekiyor. Böyle bir süreçte öyle kamuoyuna açık, geniş katılımlı bir toplantıya ihtiyaç yoktur. Eğer illaki toplantılar yapacaklarsa bunu başka şekilde yapmaları gerekir. İşte bu büyük bedellerin ödenmesine neden oluyor. Bundan ders çıkardıklarına inanıyorum. Tamamen gizli hareket etmeleri, çalışmaları gerekir. Çünkü ortada yönetici ve kadrolara yönelik bir ölüm kararı var. Bunu da yerine getiriyorlar ve buna devam edecekler. Bundan dolayı yöneticilerin, kadroların ve halk arasında sevilen yurtseverlerin eskisi gibi yaşamlarını sürdürmemeleri, hareket etmemeleri gerekiyor. Tamamen yeraltına çekilmeli, gizlilikle çalışmalarını yürütmeleri gerekiyor. Ayrıca devrimci halk savaşını iyi bilince çıkarmaları ve pratikte bunu gerçekleştirmeleri gerekir. Sularını kesiyorlar, bunun için önlemler almalılar, kuyu kazmalılar. Erzak ve ilaç depolamalılar. Halkı silahlar konusunda savaş için eğitip hazır hale getirmeliler. Halk kendisini savunabilecek düzeye gelmeli, bunun için halkı eğitimlerden, tatbikatlardan geçirmeliler. Tek bir koordinasyonla hareket etmeliler. Efrîn pratiğinden ders çıkardıklarını tahmin ediyorum, o hatalar tekrarlanmamalı. Açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla devrimci halk savaşı için hazırlıklarını yapıyorlar, bunun için adımlar atıyorlar. Bu iyi bir gelişme, fakat eksik olan yanları da hızlıca tamamlamaları lazım. Tamamen kendinize güvenin, kendi öz dinamikleriniz ve imkanlarınızla mücadele edin, dışarıya kulak asmayın. Her zaman kendi kendinize kulak verin, özgürlüğünüzü sürdürebilmek için planları nasıl boşa çıkarabileceğinizi, devriminizi nasıl koruyabileceğinizi esas alın."

'KÜRT DÜŞMANLIĞI SURİYE'YE KAYBETTİRİR'
Türk devletinin Şam rejimiyle görüşme yapabileceklerini tartışmasını açıktan yaptığını belirten Bayık, Türk devletinin ülkesine getirdiği milyonlarca mülteci içinde örgütlendiğini ve şimdi onları Suriye'ye yerleştirerek Suriye'nin tamamını ele geçirmeyi amaçladığını söyledi. Türk devletinin herkesi kandırmaya çalıştığını vurgulayan Bayık, Şam rejiminin Türk devletiyle bir olup Kürt düşmanlığı yapacağını sanmadığını söyledi, "Şayet böyle bir şey yaparsa Suriye kaybeder, ortada Suriye diye bir ülke kalmaz" uyarısında bulundu. Bayık, Şam rejimine, "Suriye ülkesinin parçalanmasını istemiyorsa ve Suriye diye bir ülkenin var olmasını istiyorsa bunun yolu Kürtlerle dostluktan geçer. Türkiye bunu bildiği için Suriye ve Kürtler arasında düşmanlığı geliştirmeye çalışıyor. Suriye'yi koruyabilecek ve Türkiye'nin planlarını boşa çıkaracak yegane durum Kürtlerle dostluktur" önerisinde bulundu. Bayık ayrıca, Şam rejiminin öne sürdüğü şartların gerçekleşmemesi durumunda Türk devletiyle ilişki sürecini başlatmayacağını şeklindeki açıklamasını yerinde bulduğunu söyledi.

Bayık şöyle konuştu: "Kısacası, Suriye'deki sorunlar sürecek ve bundan dolayı da halkımızın her açıdan kendisini savunabileceği savaş hazırlığını tamamlaması gerekir. İster Türkiye tek başına saldırsın, ister Türkiye Suriye ile birlikte saldırsın, halkımız savaşla kendisini koruyabilir. Başka bir yol yok, buna inanmalılar ve her açıdan kendilerini hazırlamalılar, bunu kendileri için bir yaşam tarzı haline getirmeliler. Yaşamlarını savaş içinde sürdürecekler, kendilerini savunabilecekler ve haklarını elde edecekler. Kimse onlara haklarını vermez, sadece onlar bunu alabilirler."