30 Eylül 2024 Pazartesi

Bazo Yılmaz katledilmese bir gün sonra ATK'ye gönderilecekti

Ağır hasta olmasına rağmen "hapishanede kalabilir" raporu verilerek ölüme terk edilerek katledilen ağır hasta tutsak Bazo Yılmaz'ın, katledildiğinden bir gün sonra ATK'ye sevk edileceği öğrenildi.

Kürt halkı, devrimci ve demokratlara yönelik uygulanan yargı sistemiyle yüz binlerce insanı tutsak eden saray rejimi, hasta tutsakları tedavi ve tahliye etmeyerek öldürüyor. Bir hafta içinde hapishanelerden üç cenaze çıkarken önceki gün yaşamını yitiren ağır hasta tutsak Bazo Yılmaz, yaşamını yitirdiği gün Adli Tıp Kurumu'na (ATK) sevk edileceği öğrenildi.

2022 yılının ilk 8 ayında 44 tutsak katledilirken, Elazığ Hapishanesinde bulunan yüzde 96 engelli hasta tutsak 68 yaşındaki İbrahim Yıldırım tahliyesine 10 gün kala 14 Ağustos'ta katledildi. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Batman eski İl Eşbaşkanı ve Parti Meclisi üyesi Mehmet Candemir Giresun Espiye L Tipi Kapalı Hapishanesinde 15 Ağustos tarihinde katledildi. Hasta tutsak Bazo Yılmaz ise 18 Ağustos günü Urfa 2 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesi'nde yaşamını yitirdi.

'HAPİSHANEDE KALABİLİR' RAPORU
Yukarı Göklü (Gogan) Belde Belediyesi eski Başkanı ve Halfeti Belediye Meclis üyesi Yılmaz, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) üyeliği bahanesiyle 12 Aralık 2016 tarihinde gözaltına alınarak tutuklandı. 2018 yılında 9 yıl hapis cezası verilen Yılmaz'ın Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığına (KOAH) ve astım hastalığı gözaltında kaldığı 25 gün boyunca ve sonrasında hapishanede ağırlaştı. Hapishanede sağlık sorunları ağırlaşması üzerine 8 Şubat 2021'de İstanbul'da bulunan Adli Tıp Kurumuna (ATK) sevk edilen Yılmaz'a "hapishanede kalabilir" raporu verildi. Rapora dair Anayasa Mahkemesi'ne yapılan itiraz, "Hapishane şartlarında cezasının infazına devam edebileceği" gerekçesiyle oy birliğiyle reddedildi.

EPİKRİZ RAPORU: DOĞAL ÖLÜM!
Hapishanede sağlık durumu kötüleşen Yılmaz, 13 Ağustos'ta Urfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Yılmaz'ın avukatları bir kez daha ATK'ye kaldırılması için savcılığa başvurdu. Başvurusu kabul edilen Yılmaz'ın ne zaman sevk edileceği "güvenlik" bahanesiyle açıklanmadı. 18 Ağustos 2022 tarihinde akşam saat 23.45'de yaşamını yitiren Yılmaz'ın, 19 Ağustos'ta ATK'ye sevk edileceği öğrenildi. Yılmaz'ın ölümü hastane epikriz formuna "Doğal ölüm" olarak kaydedildi.

AVUKAT İZOL: ÖLÜM DEĞİL CİNAYET
Yılmaz'ın avukatı Serdil İzol, Yılmaz'ın sevilen bir siyasetçi olduğunu söyledi, "Siyasi faaliyetlerinden kaynaklı ceza aldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kesinlikle hak ihlali kararı verecek. Yılmaz'a verilen cezanın bir hükmü yoktu. Sadece siyasi çalışmaları gerekçe gösterilerek ceza verildi. Yılmaz gibi birçok hasta tutuklu var cezaevlerinde. Bu ölüm aslında 'geliyorum' dedi. Biz bu şartlarda cezaevinde kalamaz dedik ancak başvurularımız reddedildi. Bunun olmaması için birçok kez somut gerekçeler ile başvuru yaptık ancak ağır hasta olan bir insan ölüme terk edildi" diye vurguladı.

Yılmaz'ın sağlık sorunlarının ağırlaşması üzerine 13 Ağustos tarihinde hastaneye kaldırıldığını belirten İzol, "Yeniden ATK'ye kaldırılması talebinde bulunduk. Ölmeden bir gün önce daha önce 'cezaevinde kalabilir' raporu veren ATK'ye kaldırılması kararı verildi. Ancak karar uygulanmadan ölüm gerçekleşti. Bunun adı ölüm değil cinayet" dedi.

'YILMAZ'IN ÖLÜMÜNDEN ATK, AYM, YARGITAY, YEREL MAHKEME SORUMLU'
İHD ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Urfa şubelerinin hasta tutsaklara dair birçok kez rapor hazırladığını ve Bazo Yılmaz'a da raporlarda yer verildiğini hatırlatan İzol, şunları söyledi: "Bazo Yılmaz gibi birçok hasta tutuklu ağır şartlar altında cezaevlerinde tutuluyor. Bunun son olmasını dileriz. Hukuk herkese eşit sağlanmalı. Çevik Bir tahliye olurken, bizim müvekkillerimiz ağır hastalıkları ile cezaevinde tutuluyor. Hasta mahpuslar sorunu büyük bir sorundur ve çözülmesi gerekir. Bu bir insanlık ayıbıdır. Bu bir cinayetin geliyorum demesidir. Bu sorunun çözülmesi duyarlı bir kitlenin olması ile ilgilidir. Kurtarabilirdik. Cezaevi müdürü, ATK, Anayasa, Yargıtay, yerel mahkemeler taleplerimizi dikkate almadılar ve bu sonuç çıktı. Bunda hepsinin payı var."