30 Eylül 2024 Pazartesi

Beştaş tutsak yakınlarının nöbetinde: Aileler cezalandırılıyor

Tutsak yakınlarının Adalet Nöbeti'nin 275.'sinde söz alan HDP Grup Başkanvekili Beştaş, tutsakların başına gelecek her şeyden iktidarın sorumlu olduğunu hatırlattı. Beştaş; işkence, zulüm ve zorbalığın meşrulaşmasına izin vermeyeceklerini kaydetti. 

Hasta ve infazı yakılan tutukluların serbest bırakılması için yakınlarının Diyarbakır'da başlattığı Adalet Nöbeti, 275. gününde Diyarbakır Adliyesi önünde devam etti. Nöbete,  Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Özgür Kadın Hareketi (TJA), Mezopotamya Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) katıldı.

ADA: MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Diyarbakır T Tipi 2 Nolu Hapishanesinde tutulan Hamdusena Ada'nın ablası Reşahat Ada, 10 aydır Adalet Nöbeti'nde olduklarını hatırlatarak hapishanelerde baskıların arttığına dikkat çekti. Yakınlarının serbest bırakılmasını ve tedavi edilmesini yeniden talep eden Ada, korona vakalarının arttığına dikkat çekti. Ada, "Hastalarımız hastaneye götürülmüyor. Kanımızın son damlasına kadar hasta ve infazı yakılan tutuklarımızın yanındayız. Bir kişi de hapishanede kalsa, direniş sürecektir. Mücadele etmeye devam edeceğiz" dedi.
 
BEŞTAŞ: OLAĞANLAŞTIRMAYI KABUL ETMİYORUZ
Söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, hapishanelerde yaşanan sorunların Türkiye'nin dört bir yanını sardığını söyledi. Beştaş "Hapishanelerde ölüm, cinayetler olağanlaştı. Hasta tutsakların tedavi edilmemesi olağanlaştırılmak isteniyor. Bunlar normal değil, hiçbirini kabul etmeyeceğiz" dedi. AKP Meclis Grup Başkanvekili Bülent Turan'ın "Diktatörlük olsaydı, seçim mi olurdu?" sözlerini hatırlatan Beştaş, "Diktatörlük olduğu için insanlar konuşamıyor. Hapishaneler gazeteci, siyasetçi ve kadınlarla dolu. Diktatörlük dediğimiz tam da budur. Seçimleri hileyle kazanmak için yandaş basını devreye koydunuz. Türkiye'de direnen milyonlarca yurttaş var. İnsan hak ve özgürlükleri mücadelesi, kadın hakları mücadelesi veren milyonlarca insan var" dedi.

'SON 8 AYDA 48 TUTSAK YAŞAMINI YİTİRDİ'
Hapishanelerin ülkelerin aynası olduğuna vurgu yapan Beştaş, "Hapishaneler, devletin en üst düzey sorumluluğunun olduğu yerlerdir. Orada bir tutsağın tırnağı kanasa, sorumlusu hapishane yetkilisi ve iktidardır. Hapishanelerden her gün cenazeler geliyor. Son 8 ayda 48 tutsak yaşamını yitirdi. Yüzlerce hasta tutsak adım adım ölüme terk ediliyor" diye ekledi. Mehmet Emin Özkan ve Aysel Tuğluk'u hatırlatan Beştaş, "İki defa milletvekilliği yapmış Aysel Tuğluk demans hastası. AYM buna rağmen tahliye kararı vermezken, aynı hastalıktan Çevik Bir tahliye ediliyor. Madımak Katliamı'nın sanığı, ağırlaştırılmış müebbet hapis alan adamı Cumhurbaşkanı yaşlı diye bırakıyor. Ama diğerlerini bırakmıyor. Bu düşmanlıktır. Devletlerin kıblesi hukuk olmak zorundadır. Düşmanlık başlamışsa, hiçbir hukuk devreye girmez" dedi.

'TUTUKLULARIN AİLELERİ DE CEZALANDIRILIYOR'
Hapishanelerde baskı ve işkence politikasının uygulandığını kaydeden Beştaş, "Civan Boltan'ın annesi Bolu'daki oğlunu 4 yıldır göremiyor çünkü bakanlık bilinçli olarak ailesinden binlerce kilometre uzağa yatış veriyor. Bu yöntemle ailelere de ceza veriyorlar. Tutsakların tahliyesi geldiği halde, infazı 'Niye elini cebine koydun' gibi keyfi sebeplerle yakılıyor. Ama çocuk katili ve tecavüzcüleri İnfaz Kanunu'yla bıraktılar. Bu ülkede büyük suç işlemek, büyük fiilde bulunmak, çete kurmak suç değil. Sedat Peker her gün konuşuyor. İçişleri Bakanı canlı yayında Sedat Peker'e cevap verdi. Bunların biri sorgulanmıyor" şeklinde konuştu.

'KAÇIŞ PLANI YAPMASINLAR ŞİMDİDEN'
Beştaş konuşmasına şöyle devam etti: "Etrafımızda bu yazın sıcağında yüzlerce polis görevlendirilmiş. Buraya kendiliğinizden gelmediniz, talimatla geldiniz. Aralıksız kamera ile çekim yapmanızı istiyorlar. Türkiye'nin her yerinde basın açıklaması yapılması serbesttir. Anayasada hiç kimse izin almadan açıklama yapabilir maddesi var. Burada binlerce, on binlerce insanı ihraç eden akıl, polisine, hakimine ve savcısına suç işletiyor. Bu devran böyle dönmeyecek. Emin olun dönmeyecek. Bugün bu suçu işleyen herkes adalet sarayında sanık sandalyesinde oturacak. Biz de müdafi koltuğunda onlara hesap soracağız. İşkencenin de ayrımcılığın da kadına yönelik şiddetin de Kürt düşmanlığının da hesabını teker teker verecekler. Kaçış planı yapmasınlar şimdiden, biz onları sandıklara gömeceğiz. Halk onları o sandıklardan çıkarmayacak. Bunu herkes böyle bilsin."

'İŞKENCENİN MEŞRULAŞMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Hasta ve infazı yakılan tutukluların serbest bırakılması çağrısını yineleyen Beştaş, "Bizler işkenceye, zulme, zorbalığa ve bunların meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz. Her yerde söyleyeceğiz, her yerde direneceğiz. Bizler haklıyız, bizler kazanacağız. Hapishanelerde direnen, haksızlığa teslim olmayan, zulme boyun eğmeyen tutsaklara sevgi ve saygılarımızı gönderiyoruz" diye ekledi
 
Eylem, "Hak, hukuk, adalet" sloganıyla sona erdi.