2 Ekim 2024 Çarşamba

Bozdağ hapishanelerde işkenceye göz yummadıklarını savundu

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hapishanelerde işkence ve kötü muameleye göz yummadıklarını öne sürdü, işkence iddialarının hem idari hem adli yönden üzerine gittiklerini savundu. Garibe Gezer Kandıra Hapishanesi'nde tecavüz saldırısına uğradıktan sonra intihara sürüklenmiş, gardiyanlar hakkındaki suç duyurusunda takipsizlik kararı verilmişti. Tutsak yakınları Diyarbakır 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi'nde de tutsakların, gardiyanların şiddetine maruz kaldığını açıkladı.

Türkiye hapishanelerinde siyasi tutsaklara yönelik işkence, baskı, şiddet, itirafçılık dayatması, taciz, tecavüz saldırıları sürerken Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hapishanelerde işkenceye göz yummadıklarını öne sürdü.

Gardiyanlarla bir araya geldiği iftar yemeğinde konuşan Bozdağ, "Türkiye infaz sistemi bakımından dünyaya örnek olan bir sisteme sahiptir. Ülkemize dönük inceleme yapanlar, cezaevlerimizi gelip inceleyenler ve Türkiye'deki uygulamaları gören, yurt dışından gelen temsilcilerin her defasında gördükleriyle Türkiye'mizi takdir ettiklerinin bizzat şahidiyiz" diye iddia etti.

Hapishanelerde işkenceye izin vermediklerini, bir olay yaşandığını idari ve adli olarak üzerine gittiklerini öne süren Bozdağ, "Ama iftiralarla da herhangi bir cezaevi personelinin karalanmasına, yıpratılmasına Türk İnfaz Sisteminin kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırılmasına, Türkiye'nin uluslararası alanda suçlanmasına asla izin vermem, vermeyiz" sözleriyle işkencenin üstünü nasıl örttüklerini anlattı.

TCK'nin 94'üncü maddesi 4'üncü fıkrasında "İşkence suçunda zaman aşımı işlemez" denildiğini hatırlatan Bozdağ, "50 sene sonra da 100 sene sonra da eğer bir şey varsa üzerine gidilir. Kendine güvenmeyen, kendine inanmayan böyle bir hükmü yasaya koyar mı" sözleriyle uygulamadıkları yasa maddesi üzerinden hapishanelerde işkence olmadığını savundu.

GARİBE GEZER'E TECAVÜZ SALDIRISINA TAKİPSİZLİK
Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi'nde tek kişilik hücrede tutsak edilen Garibe Gezer gardiyanların tecavüz saldırısına uğramış, suç duyurusunda bulunulmasına rağmen takipsizlik kararı verilmişti.

Garibe Gezer yerde sürüklenerek işkenceyle 21 ile 24 Mayıs'ta ve 6 Temmuz 2021 tarihlerinde süngerli odaya konularak tecavüz saldırısına uğramıştı. Avukatları suç duyurusunda bulunurken, HDP'li milletvekilleri de 22 önerge ile Garibe'nin durumunu Meclis'e taşımıştı.

Üzerinden aylar geçmesine rağmen suç duyurusu işleme konulmazken Garibe Gezer tutulduğu tek kişilik hücrede 9 Aralık 2021 tarihinde yaşamını yitirmişti. İntihara sürüklenen Garibe Gezer'in tecavüz saldırısına ilişkin suç duyurusuna ölümünden sonra takipsizlik kararı verilmişti.

BAKIRKÖY KADIN HAPİSHANESİNDE SUÇ DUYURULARI İŞLEME KONULMADI
Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından pek çok hapishanede siyasi tutsaklara yönelik saldırı, baskın koğuş aramaları, işkencelere artarken, hapishane idareleri-polis-istihbarat işbirliğiyle tutsaklara itirafçılık dayatmaları arttı.

Son olarak Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi'ndeki siyasi tutsaklar, hücrelerine sık sık baskın arama yapıldığını, gardiyanların ayakkabılarıyla masalarına bastığını, "SEGBİS'in var" denilerek koğuşlardan çıkarılan tutsakların istihbarat elemanlarıyla görüştürülerek itirafçılık dayatmasında bulunulduğunu açıklamıştı.

Kadın siyasi tutsaklar yaptıkları suç duyurularının işleme konulmadığını, HDP, CHP, İHD gibi parti ve derneklere gönderdikleri faks ve mektupların engellendiğini de duyurmuştu.

Baskı, şiddet, işkence ve itirafçılık dayatmaları siyasi tutsakların rehin tutulduğu pek çok hapishanede benzer bir şekilde yaşama geçirilirken, bunları uygulayanlar devletin koruması altına alınarak suç duyurularına takipsizlik kararları veriliyor.

DİYARBAKIR HAPİSHANESİ'NDE TUTSAKLARA İŞKENCE
Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishanesi'nde tutsaklar, aileleriyle yaptıkları telefon görüşmesi ve kapalı görüşlerde fiziki şiddete maruz kaldıklarını anlattı. Tutsaklar, koğuş değişikliğine karşı çıktıkları gerekçesiyle yerlerde sürüklendiklerini ve hak ihlallerine karşı çıktıkları için de hücre cezasına çarptırıldıklarını aktardı.

Tutsaklardan Bilal Bilir'in kardeşi Nihal Bilir, ağabeyinin tutsak bir arkadaşıyla selamlaştığı için gardiyanların hakaretine uğradığını, gardiyanların tutsakların birbirini görmesini engellemek için hücre camlarına karton koyduklarını belirtti.

Aynı hapishanede tutulan Hüseyin Işık'ın annesi Emine Işık, oğlunun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası nedeniyle tekli hücrede tutulduğunu ve gününün 23 saatini burada geçirdiğini ifade etti. Oğlunun, son telefon görüşmesinde bazı odalara baskın düzenlendiği ve eşyalara el konulduğu bilgisini paylaştığını dile getiren anne Bilir, "Gardiyanlar 'elbiselerinizi yıkadıktan sonra battaniye altına girin, elbiseleriniz kuruyana kadar bekleyin' diyor. Gece koğuşların lambalarını sürekli açıyorlar. Bu nedenle akşamları yatamıyorlar" dedi. Bilir, yemeklerinde kötü olduğunu ve tutsakların yeterince yemek yiyemediklerini dile getirdi. Bilir, kantin fiyatlarının çok pahalı olmasından kaynaklı da tutsakların ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını söyledi.

'MECLİS'TE KOMİSYON KURULSUN'
Tutsaklardan Mehmet Kırık'ın babası Abdulhalik Kırık, haftalık telefon görüşmesinde tutsakların fiziki saldırıya maruz kaldığını aktardı. Baş gardiyanın "İstediğimi yaparım kimse bana karışamaz" şeklinde tutsakları tehdit ettiğini ifade eden baba Kırık, "Havalandırma pencereleri kartonla kapatılıyor. Buna karşı çıkan tutuklu hücreye atılıyor. Suç olduğunu bilmelerine rağmen hala bu baskılara devam ediyorlar. Bu sistematik baskı ve tecrit sadece Diyarbakır 1 ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli’de değil, tüm cezaevlerine yayılmış durumda. Tutuklular üzerindeki bu baskıları kabul etmiyoruz" sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Tutsakların ihlallere karşı Adalet Bakanlığı’na dilekçe yazdığını ancak herhangi bir cevap alamadıklarını vurgulayan Kırık, "Sadece kanunların uygulamasını istiyoruz. Yaşanan hak ihlallerinin araştırılması için Meclis'te bir komisyon kurulsun. Baskıların önü alınmazsa cezaevinden cenazeler çıkmaya devam edecek. Artık cezaevinden cenaze çıkmasını istemiyoruz. Bu konuda tüm kamuoyunu duyarlılığa davet ediyoruz" çağrısı yaptı.