3 Ekim 2024 Perşembe

Bursa'da iktidarı uyardılar: Sudan sebep bulmayın

İktidarın sermaye odaklı rant politikalarını teşhir etmeye devam eden Bursa Su Kolektifi, Çevre, Şehircilik ve İklim değişikli Bursa İl Müdürlüğü önünden iktidara seslendi ve "Sudan sebep bulmayın" uyarısı yaptı. 

Bursa Su Kolektifi her ayın 22'sinde yaptığı "suyun sesi" olma eylemini bu ay da gerçekleştirdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bursa İl Müdürlüğü önünde, "Susma yaşamı savun" yazılı pankart ve iklim krizine dikkat çeken dövizler taşındı. 

Marmara Denizindeki müsilajın hatırlatıldığı açıklamada, "O günlerde hemen dilekçelerimiz ile başvurduğumuz ilgili bakanlık, olayın bir çevre felaketi değil doğal olduğunu belirtmişti. Ondan sonra da inkar eden tutumları değişmemiş; müsilajlı deniz kıyısında balık ekmek yiyerek görüntü vermiş, bütün kirliliği halının altına süpürmek isteyerek yüzey temizliği gibi göstermelik çözümler üretmişlerdi" denildi. 

Haziran ayında bilim insanlarının Marmara Denizi'nin yıllardır bir foseptik çukuru gibi kullanılıyor olmasının bir neticesi olarak müsilaj felaketinin ortaya çıktığını açıklayan demeçlerinin dünya basınında "Marmara Denizi öldü" başlıkları ile yer alınca işin ciddiyeti anlaşılmış gibi davranılıp denizleri, dereleri kirletenlere karşı iktidar tarafından göstermelik cezalar kesildiğine dikkat çekilen açıklamada, "Hızlı bir şekilde çalıştay düzenlenmiş ve Haziran ayında Marmara Denizi Koruma Eylem Planı açıklanmıştı. Eylem Planı'nın 2. Maddesinde '3 ay içerisinde Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı hazırlanarak çalışmalar bu plan çerçevesinde yürütülecektir' denilmişti. 3 ay içerisinde hazırlanacağı belirtilen stratejik plan 7 ay sonra açıklandı ancak geçen sürede kirlilik tüm hızıyla artarak devam ederken Bursa Su Kolektifi olarak bizler defalarca yetkili mercilere verdiğimiz dilekçelerimizle yapılan bilimsel araştırmalara dayanarak Marmara Denizi'ndeki kirliliğin insan sağlığını etkileyen, balıklardaki salgın hastalıklara neden olan boyutlarını sorduk ve alınan tedbirleri açıklamalarını istedik, ancak dilekçelerimiz cevapsız kaldı" ifadeleri kullanıldı.

Marmara'ya akan derelerin tüm kirliliğinin Marmara Denizi'ne taşımaya devam ettiği gibi Ergene nehrinin endüstriyel atık suları nehrin denize akış noktası Saros Körfezi olmasına rağmen borularla taşınarak Marmara'ya deşarj edildiği ve Marmara çevresindeki derin deniz deşarjlarının da arttığına dikkat çekilen açıklamada, "Sermayenin sınırsızca büyümesi adına her tür olanağı sağlayan, doğanın yıkımına yol açan iktidar kirliliğini temizleyemediği dereleri yönetmelik değişikliği ile pür û pak ilan ediyor. 16 Haziran 2021'de yer üstü su kalitesi yönetmeliğinde yapılan değişiklikle kentlerdeki kirlilik kriterleri için değerler 3. Sınıf orta kalite sınıfı ile sınırlandırılmış olup çok kirli tanımı kaldırılıyor. İçinde hiçbir canlının yaşayamadığı ve hiçbir surette kullanılamayacak olan sular eski yönetmeliğe göre 4. Sınıf (çok kirli) su kalitesi kriterlerinin de çok üstünde kimyasal parametrelerdeki kirlilik değerlerine sahip. Hal böyle iken Nilüfer deresi bir gecede orta kalite su sınıfına yükseliyor. Bunu tüm o kirli derelerin yakınında yaşamları  kirli dereler sebebiyle dayanılmaz hale gelmiş insanlara anlatın size cevapları 'bu civarda bir tosbağa bulun para vereceğim' olacaktır. Derelerimiz ya zehir akıyor, ya da suyu yok edilerek  beton kaplanıp doğal yaşamdan uzaklaştırılıyor. Gökdere ve Hacivat derelerimizin beton görüntüsü yüreklerimizi dağlıyor" ifadeleri kullanıldı. 

Açıklama şöyle devam etti: "Her ortamda gerçekleri duyurmaya, denizlerimizi, akarsularımızı, göllerimizi, özgür sularımızı yağmalayanlara, kirletenlere, meta gibi alıp satanlara da hesap sormaya, suyun sesi olmaya... Her geçen gün daha da güçlü haykırarak ve mücadele ederek devam edeceğiz."
Eylem sloganlarla sona erdi.