1 Ekim 2024 Salı

Çepni: Çay Kanunu ile tarlalar köylülerden alınıp şirketlere verilecek

Çay Kanunu'nda Değişiklik öngören yasa teklifi ile ÇAYKUR tamamen devreden çıkarılacak, çay üreticileri özel sektöre mahkum edilecek. Neoliberal politikalar esas alınarak hazırlanan yasa teklifini değerlendiren HDP Milletvekili Murat Çepni, "AKP'nin Karadenizli çiftçiye, insana biçtiği rol budur. Üreticinin yoksullaşması, tarımın bitirilmesi, bölgenin insansızlaşması, göçün artması pahasına şirketlerin talimatı ve neoliberal politikalar doğrultusunda hareket eden bir iktidar var" dedi. Çepni, başta Karadenizli çiftçiler olmak üzere tüm emekçilere politikalara karşı birlikte mücadele çağrısı yaptı.

Çay üreticilerinin uzun zamandır gözü kulağı Meclis'ten çıkarılacak "çay kanunu"nda. ÇAYKUR adım adım özelleştirilirken, çay üreticileri özel sektörün sömürü çarklarına terk edildi. Açıklanan düşük taban fiyatları, ÇAYKUR'un kota uygulaması, özel sektörün taban fiyatın altında fiyat dayatmasıyla her geçen gün yoksullaştırılan çay üreticileri son bir yılda yaptıkları eylem ve etkinliklerle seslerini duyurmaya çalıştı.

Talepleri karşılanmadığı gibi polis saldırısı, biber gazı, işkenceyle karşı karşıya kaldı. Devlet getirdiği eylem yasağıyla çay üreticilerinin ÇAYKUR önünde yapacakları eylemi yasaklamasına rağmen sokağa çıktı, fakat birçok çay üreticisi dilekçelerini ÇAYKUR'a ulaştıramadı.

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Rize Milletvekili Hayati Yazıcı, ilk imzacısı olduğu 15 maddelik Çay Kanunu'nda değişiklik öngören yasa teklifini Meclis Başkanlığı'na sundu. ÇAYKUR'u tamamen devreden çıkaracak teklifi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili ve Meclis Çevre Komisyonu üyesi Murat Çepni ETHA'ya değerlendirdi. 

;

'ÇAY ÜRETİCİLERİ GÖÇ ETMEYE ZORLANIYOR'
Çay üreticilerinin durumuna ilişkin bilgi veren Çepni, Türkiye'de 200 bine yakın ailenin çaydan hayatını idame ettiğini söyledi. Çepni, "Çok zorlu koşullarda üretim yapıyorlar ve büyük oranda el emeğiyle gerçekleşiyor. Çay hem uluslararası tekellerin denetimine terk edilmeye çalışılıyor hem de çay üreticileri tarlalarını, köylerini terk etmeye zorlanıyor" dedi.

'NEOLİBERAL POLİTİKALARLA ŞİRKETLERE PEŞKEŞ ÇEKİLMEK İSTENİYOR'
Dünyada kişi başına en çok çay tüketimi olan Türkiye'nin çay üretiminde 6. sırada olduğu bilgisini paylaşan Çepni, "Türkiye hükümeti çayı özel şirketlere peşkeş çekme telaşında. Tıpkı birçok kurumun şirketlere peşkeş çekilmesinde olduğu gibi. Neoliberal politikaların bilindik esası; önce zarar ettir, propagandasını yap, meşruluğunu oluştur daha sonra da özelleştir" ifadelerini kullandı.

'ÇİFTÇİ ÜRETEMEZ, ÜRETTİĞİNİ SATAMAZ, SATTIĞINDAN GEÇİNEMEZ OLDU'
Enflasyonun devletin açıkladığının çok üzerinde olduğunu, ağır bir ekonomik kriz koşulları yaşandığını kaydeden Çepni, Türkiye'nin ithal ürünlere bağlı bir ülke haline geldiğini söyledi ve ekledi: "Artan döviz kurunun da doğrudan fiyatlara yansıdığını görüyoruz. Döviz arttıkça girdi fiyatları artıyor, girdi fiyatları arttıkça enflasyon artıyor. Ve bu doğrudan üreticiye yansıyor. Üretici, küçük çiftçiler, işçi sınıfı ne yaşıyorsa aynısını yaşıyor. Artan girdi fiyatlarına bağlı olarak kendisinin aldığı taban fiyatı aynı oranda yükselemiyor. Ve çiftçi üretemez, ürettiğini satamaz, sattı üründen elde ettiği gelirle karnını doyuramaz hale geliyor."

'ÇAYKUR'A YILDA 600 MİLYON ZARAR ETTİRDİLER'
Her yıl 70-80 milyon kar eden ÇAYKUR'un 2016'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başında olduğu Varlık Fonu'na devredilmesinin ardından yılda 500-600 milyonluk zarar ettiğini hatırlatan Çepni, "Bu korkunç zararın nasıl gerçekleştiğini henüz kimse bilmiyor. Bir sebebi reklam giderleri, bir sebebi banka kredileri, bir sebebi pazarlama vb. Bu giderlerle zarar normal. ÇAYKUR'un hiçbir koşulda zarar etmemesi gerekirken bir yolunu bulup zarar ettirmeyi başarıyorlar" diye sordu.

En çok çay üretimi yapılan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirten Çepni, yeni fabrikalar açılmadığını, eskiyen tarlalara bakım yapılmadığını buna rağmen ÇAYKUR'un zarar ettiğini söyledi, zararın 'kara delik' Varlık Fonu mekanizmasına fiili şekilde aktarılan paralardan kaynaklandığını vurguladı. 

'ÇAYKUR ÜRETİLEN ÇAYIN YARISINI ALIYOR'
ÇAYKUR'un üretilen çayın sadece yarısını aldığını, üreticilerin kalanını özel sektöre satmak zorunda kaldığını belirten Çepni, şöyle devam etti: "Örneğin diyor ki, sen 100 kilo ürettiysen, 100 kilonun günde 10 kilosunu verebilirsin. Fakat belli bir zamanda çay daldan kesilmeli, kesildiğinde ise saklanma şansı yok, çünkü bozuluyor. Çiftçinin günlük ürettiği çayın tamamını almadığınızda otomatik olarak devreye özel sektör giriyor. Çiftçi ürününü satmak zorunda ki borcunu, kredisini ödeyebilsin. İşte bu mekanizmayla çay üreticileri fiilen özel sektöre peşkeş çekiliyor.”

'ÖZEL SEKTÖRE BEDAVAYA ÜRÜN VERİYOR'
Taban fiyat uygulamasına da değinen Çepni, özel sektörün ÇAYKUR'un belirlediği taban fiyatın yarısı oranında bedelle çay alımı yaptığına dikkat çekti ve şöyle devam etti: "Yani çiftçi ürününü özel sektöre bedavaya vermek zorunda kalıyor. Üretici diyor ki, özel sektör ÇAYKUR'un açıkladığı taban fiyatın altında alım yapmasın. Kota ve kontenjan kaldırılsın ve üretici özel sektöre mahkum edilmesin. Eskiyen tarlalar devlet desteğiyle yenilensin. Fiyatlar pazarda değil üreticinin inisiyatifiyle belirlensin. Hal böyleyken çıkan yasa mevcut durumu meşrulaştırıyor. Bu yasa tümüyle özelleştirmenin önünü açıyor, ÇAYKUR'u devreden çıkarıyor, üretimi uluslararası İngiliz çay tekellerine devrediyor."

'SADECE ŞİRKETLERİN ALABİLECEĞİ RUHSAT ŞARTI GETİRİLİYOR'
Söz konusu yasada özel olarak dikkat çekilmesi gereken birkaç başlık olduğunu belirten Çepni, bu başlıkları şöyle sıraladı: "Çay alanlarını Tarım ve Orman Bakanlığı ruhsatlamayla belirleyecek. Bu şu anlama geliyor; çay üreticisi üretemez hale geldi, tarlalar verimsizleşmiş durumda dolayısıyla yeni çay alanı açmaya izin vermeyeceğim. Yeni çay alanı için üreticinin ruhsat alması gerek, ama Karadeniz'de tarlalar çok küçük ve çok hisseli. Ruhsat almanız mümkün değil. Kim alacak bu ruhsatları o zaman elbette şirketler el koyacak. Zaten geçen yıllardan beri şirketlerin çay tarlalarını kapattıklarını biliyoruz. Bu küçük üreticinin tasfiyesi çay şirketlerinin oraya yerleşmesi anlamına  geliyor."

'KULLANILABİLİR TARLALAR ÜRETİCİYE DEĞİL ŞİRKETLERE DEVREDİLECEK'
Hangi çay bahçelerinin yenileneceğine, hangisinin yenilenmeyeceğine bakanlığın karar vereceğini belirten Çepni, üreticilerin tarlaları yenilemek için mali gücü olmadığına dikkat çekerek, bu yöntemle kullanılabilir tarlaların şirketlere devredileceğini vurguladı.

'ENDÜSTRİYEL TARIMA AÇILACAK'
Çepni, yasa düzenlemesinin çay bahçelerinin "endüstriyel tarıma" açılması amacı taşıdığını vurguladı, "Karadeniz çayının çok özgün bir yanı var. Dünyada kar altında yeşeren, büyüyen başka bir çay yok. Kar altında büyümesinin avantajı şu, üzerindeki bakteriler ilaçlama yerine doğrudan karla ortadan kalkmasıyla doğal ve sağlıklı çay üretimi gerçekleşiyor. 'Doğal olan çay üretimini tekniğe uygun yapacağız, verimini artıracağız' diyerek, fabrikaları, çay bahçelerini endüstriyel tarıma açmış olacaklar" sözleriyle şirketlere nasıl alan açıldığına dikkat çekti.

'ÇAYKUR TÜMDEN DEVREDEN ÇIKARILACAK'
Yasa düzenlemesinde gerçek ve tüzel kişilerin fabrika açabileceğine ilişkin düzenleme yer aldığını hatırlatan Çepni, zaten özel sektörün ÇAYKUR'dan daha fazla fabrikaya sahip olduğunu belirtti, "ÇAYKUR tümden devreden çıkarılacak; çay üreticileri özel sektöre tamamen mahkum olacak" dedi.

'ÇAY FİYATINI TEKELLER BELİRLEYECEK'
Çepni, üreticiler, sendikalar ve derneklerin taban fiyatının belirlenmesi sürecine dahil olma taleplerinin yasa düzenlemesinde görmezden gelindiğine işaret etti. "Düzenleme diyor ki, 'çay fiyatını ulusal çay konseyi belirler.' Mesela çay üreticileri bu sene taban fiyatını 9 TL olarak hesaplamışlardı, ancak iktidar taban fiyatını 4 TL'den 6.70 TL'ye çakırdı. Gübre 2,5 TL'den 7,5 TL'ye çıkmış yüzde 300 artmış bu koşullarda 6,70 taban fiyatı tümüyle iflas rakamı" diye konuştu. 

'CEZALARLA SOPA GÖSTERİLİYOR'
Çay üreticilerine yeni teknik, ruhsat, yenileme gibi yasada belirlenen müeyyidelere uymamaları durumunda cezalar öngörüldüğünü de aktaran Çepni, "Bir kez daha inzibati önlemlerle durumu uygulamaya çalışıyor. Bunların tepki alacağını biliyor. Halkın zaten tepkisi var ceza oranlarını bugünden açıklayarak sopayı şimdiden sallamaya başlıyor. Bu senenin başında çay üreticileri yürüyüşler düzenlemeye çalıştı. Trabzon'dan Artvin'den yürüyüşlerle ÇAYKUR önünde eylem yapmak istedi, engellendiler. Çok az çay üreticisi dilekçesini verebildi. Uzunca zamandır çay mitingleri, eylemler gerçekleşiyor. İktidarın buna yanıtı üreticinin dertlerine derman olmak yerine  tümden üreticiyi tasfiye etmek, ya fabrikaların, özel şirketlerin elemanı haline getirmek ya da köyünü terk edip kentlerde açlık ve yoksullukla boğuşmak. AKP'nin Karadenizli çiftçiye biçtiği rol budur. Fındığı İtalyan Ferrero şirketine teslim etmişlerse şimdi de çayı İngiliz tekellerine peşkeş çekiyorlar. Üreticinin yoksullaşması, tarımın bitirilmesi, bölgenin insansızlaşması, göçün artması pahasına neoliberal politikalar doğrultusunda hareket eden bir iktidar var" dedi.

'GELİN HEP BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM'
HDP olarak "çay kanunu"na esastan itiraz ettiklerini kaydeden Çepni, taleplerinin çay üreticilerinin talebi olduğunu dile getirdi. Çepni, "İtirazımızı çok güçlü yapacağız. Karadeniz'de çaydan hayatını idame ettirenlere sözümüz şudur; AKP iktidarının Karadeniz'e Karadenizlilere biçtiği rol tam olarak yoksulluktur, göçtür ve oy deposudur. Bu kaderi değiştirmek göreviyle karşı karşıyayız. Çayda fındıkta yaşananlar AKP'nin bu duruma nasıl baktığının göstergesidir. Bu politikalara karşı çıkmak hem tarımı, hem geleceği kurtarmak için şarttır. Karadeniz'i bir vahşi turizme mahkum etmemek, büyük tekellere peşkeş çekilmesini engellemek için gelin hep birlikte mücadelemizi büyütelim" çağrısı yaptı.