6 Ekim 2024 Pazar

Çocuğu istismara uğrayan kadın tehditlere rağmen yıllardır mücadele ediyor

Çocuğuna yönelik cinsel istismar davasının 8 yıldır sürdüğünü belirten S.A., failin elini kolunu sallayarak dışarıda gezdiğini kendilerinin de tehdit edildiğini kaydetti. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, çocuğa yönelik cinsel taciz davalarında yaşanan hak ihlallerine dair şube binasında basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına çocuğunun maruz kaldığı istismara ve dava sürecinde yaşanan ihlallere ilişkin derneğe başvuruda bulunan S.A isimli kadın katıldı.

İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, aynı zamanda S.A'nın evli olduğu erkek tarafından sistematik şiddete maruz kaldığını ve kesici aletle katledilmeye çalışıldığını aktardı. S.A.'nın 8 yıldır adalet mücadelesini sürdürdüğüne dikkat çeken Yoleri, Adalet Bakanlığı verilerine göre 2019 yılında vücut bütünlüğüne yönelik suçlar bakımından 49 bin dava açıldığını söyledi.  Söz konusu davaların yarısında mağdurun çocuklar olduğunu kaydeden Yoleri, vücut bütünlüğüne karşı işlenen suçların yine bakanlık verilerine göre Türkiye'de işlenen suçlar arasında 3. sırada yer aldığına dikkat çekti. Yoleri, 500 binin üzerinde suçtan ve failden söz edildiğine dikkat çekerek, "2020 yılında hükümlü sayısı 12 bin, tutuklu sayısı ise 2 bin civarı. Yani toplamda yargılanan14 bin civarında fail var ancak 500 bin vakadan bahsediliyor. Failler bakımından yüzde 50'ye yakının ceza aldığını diğer kalanların beraat ettiğine dair rakamlar var" dedi.

Ardından söz alan mağdur çocuğun annesi S.A., komşusu olan fail Abdullah Özkan'ın 2013 yılında çocuğunu istismar ettiğini ve 8 yıl süren yargılama sürecinde failin elini kolunu sallayarak dışarıda gezdiğini söyledi. Yargılama devam ederken tehditlerin sürdüğünü ve failin geçen yıl okuldan dönen çocuğunun metrobüs durağında kesici aletle yaraladığını belirten S.A., failin bundan da yargılanmadığını belirterek, bu sırada polisleri aradığını ancak polisin kendisine "Yaralı mı ölümü" şeklinde soru sorduğunu aktardı.

Bu süreçte Cumhurbaşkanı başta olmak üzere Adalet, İçişleri ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na gittiğini ancak tüm girişimlerinin sonuçsuz kaldığını aktaran S.A., "Evladım için canını veren bir anneyim. Yetkililerin ayağına gittiğim halde beni duymamazlıktan geldiler. Benim çocuğum hak etmedi bunu. Adalet Bakanı'na sesleniyorum:  Çocuğumun yaşama ve okuma hakkını elinden aldınız. Cumhurbaşkanı benim evladımın yerine kendi evladınızı koyun. Benim çocuğum öldükten sonra mı adalet yerine gelecek. Çocuklar anneler ağlamasın diyorsunuz. Annelerin sesini duyuyorum diyorsunuz ama benim sesimi duymadınız. Saray'a kadar Meclis'e kadar gittim sesimi duyuramadım" ifadelerini kullandı.

Türkiye'de kadın ve çocuk haklarının olmadığına dikkat çeken S.A., "Eşim tarafından 17 yerimden bıçaklandım, üzerime yağ döküldü. Yetmedi çocuğum bunları yaşadı. Yaşama hakkımızı elimizden almayın. Ne olursa olsun başka canların yanmasını da istemiyorum. Ailelere sesleniyorum: Çocuklarınız cinsel istimara uğrasa da susmayın. Kimsenin susmasını istemiyorum hiçbir annenin ciğeri yansın istemiyorum" diye konuştu.

Failin madde bağımlısı olduğunu ve birçok suçtan kaydının olduğu bilgisini paylaşan S.A., sözlerine şöyle devam etti: "Tek çare çocuğumu alıp kaçmak. Ama buna dayanacak gücüm yok. Bu kişi bugün benim çocuğumun canını yaktı ama yarın başkasının çocuğunun canını yakacak. Bunu durdursunlar istiyorum. Mağdur olan benim kadın hakları çocuk hakları yoksa o zaman beni Türkiye vatandaşlığından çıkarsınlar. Çocuğun yaşama hakkı olmaz mı bu nasıl bir dünya!  İlk gece hastaneye götürdüm polisi aradım gelmedi.  Benim çocuğum banyoda kendini asmaya intihar etmeye kalkıştı. Koruma kararı verildi ama hiç biri uygulanmadı. Bu nasıl bir adalet. Ben hangi savcıya güveneyim Türkiye'de adalet diye bir şey kalmamış. 5 yıldır adliyelerde sürünüyorum, bu şahıs elini kolunu sallayarak geziyor."

En son Kaymakamlığa gittiğini ancak kaymakamlığın çözüm olarak başka bir ülkeye gitmesini önerdiğini aktaran S.A., suçu işleyen failin elini kolunu sallayarak gezdiğini kendisine de mülteciliğin dayatıldığını belirterek, "Koruyamayacaklarsa beni vatandaşlıktan çıkarsınlar" diye sitem etti.