6 Ekim 2024 Pazar

Dersim yangınları bir devlet politikası

Askeri operasyon sonrası Dersim'de çıkan yangına müdahale etmeyen devlet gönüllüleri de engelledi. ETHA'ya konuşan Dersim Belediye Başkanı Maçoğlu, doğaya saygı gereği ülkenin hangi noktasında böyle bir afete karşı mücadelenin gerekliliğine dikkat çekerken, kayyumla gasp edilen Peri Belediyesi Eşbaşkanı Çelebi de "güvenlik" gerekçesiyle söz konusu alanların ateşe verildiğini ve özellikle de yangına müdahalenin engellendiğini kaydetti. Maçoğlu ve Çelebi, yangınların gönüllerin çalışmasıyla kontrol altına alındığını söyledi.

Dersim'de 5 bölgede çıkan orman yangınları; devletin bölgeye bakış açısını bir kez daha gözler önüne serdi. Askeri operasyon sonrası başlayan yangınlar Dersim'in ciğerlerini neredeyse yok etti. Devlet, yangını söndürme çalışmalarından imtina ederken, gönüllerin müdahalesini de engelledi. 

Kamuoyunda oluşan tepki sonrası Orman Genel Müdürlüğü (OGM) iki hafta sonra yangına müdahale etmişti. Dersim'de çıkan yangınlar, gönüllüler ordusuyla kontrol altına alınabildi. Ancak Dersim'i "terörist yuvası" olarak gören devletin askeri operasyonları da devam ediyor. 

Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ve kayyumla gasp edilen Mazgirt ilçesine bağlı Peri Belediyesi Eşbaşkanı Orhan Çelebi ile Dersim yangınlarını, başlama nedenini, yangına müdahalenin engellenmesini ve bundan sonra nasıl mücadele edilmesi gerektiğini konuştuk.

MAÇOĞLU: AFETE MÜDAHALE YEREL YÖNETİMLERİN GÖREVİDİR
ETHA'ya değerlendirmelerde bulunan Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, yangınların sebeplerini üç ana başlıkta toplayabilineceğini kaydetti. Bilinçsizlik, çatışma ya da savaş ortamı ve rant olarak bu başlıkları açıklayan Maçoğlu, "Hangi şekliyle olursa olsun yerel yönetimlerin görevi bu meselelere; bulunduğu yerden  ülkenin her yerinde bir afet çıkarsa ona müdahale etmektir. Biz de bunu yaptık" dedi. 

Hozat ve Ovacık bölgesinde "güvenlik nedeniyle sivillerin girmesi yasak" denilerek yangına müdahalenin engellendiğini hatırlatan Maçoğlu, "Onun dışında diğer bölgelerde yangına müdahale ettik. Dersim ve Dersim dışından gelen gönüllülerle, dayanışma ile o yangınları söndürebildik. Bu nedenle dayanışma içinde olanlara teşekkür ederim. Ülkenin her alanında, her yerinde yangınlar var; Siirt, Şırnak, Bingöl, Bitlis, Bodrum, Marmaris, Manavgat vb... Yangınlara karşı herkesin bilinçli davranması, dayanışma üzerinden müdahale etmesi lazım. O yaşam alanları sadece bize ait değil, doğa bütün canlılara ait. Bu nedenle saygı duymalıyız."

ÇELEBİ: ATILAN BOMBALAR, DÖŞENEN MAYINLARIN PATLAMASI...
Kayyumla gasp edilen Mazgirt ilçesine bağlı Peri Belediyesi Eşbaşkanı Orhan Çelebi de 17 Ağustos'ta Hozat ve Ovacık bölgesinde başlayan yangınların sebebinin yetkililerin, söz konusu alanların "güvenlik bölgesi" olduğu gerekçesiyle askeri operasyonun sürdüğüne yönelik açıklamalarından belli  olduğunu kaydetti. Çelebi, "Özellikle askeri operasyonlarla birlikte atılan bombaların, yer yer daha önce döşenen mayınların da patlamasının yangınlara sebep olduğuna dair gözlemlerimiz söz konusu" diye konuştu. 

Yetkililerin oluşan kamuoyu sonucu 13 gün sonra müdahale ettiğine dikkat çeken Çelebi, "Gönüllülerin yangına müdahale etmesi engellendi. Hiçbir koşulda insanların girmesine, destek vermesine izin verilmedi. Milletvekillerinden oluşan heyetin girmesine izin verilmedi, köylülerin bilgi almasına izin verilmedi. Ama oluşan yoğun baskılar sonucu, devlet havadan yangınlara müdahaleye başladı" ifadelerini kullandı. 

'TERÖRİSTLER VAR' İDDİASIYLA ORMANLAR YAKILDI
"Gönüllüler ordusunun, belediye çalışanlarının, AFAD çalışanlarının büyük emeğiyle birlikte yangını kontrol altına alabildik, dün de soğutma çalışmaları tamamlanmış oldu" diyen Çelebi, şöyle devam etti: "Özellikle Dersim bölgesinde ağaçlar yok oldu, canlılar hayatını kaybetti. Dersim tarihinin en büyük yangını bu yıl yaşadı. Yüz binlerce hektarlık alan küle döndü. Burada yaşayan özellikle dağ keçileri, ceylanlar, ayılar birçok canlı hayatını kaybetti. Devletin özellikle Dersim bölgesinde, orman yangınlarına geç müdahalesinin manidarlığını her seferinde tartıştık. Gelinen aşamada, sözümona 'terörle mücadele' adı altında yürütülen çalışmanın bir aracı olarak ormanın ateşe verilmesi, ormanların yakılması, 'teröristleri barındırması' iddiasıyla bombardıman yağdırması devletin bir politikası. 

Gönüllülerin ısrarla yangın alanına gitmesine izin verilmemesi de bunun göstergesi. Özellikle Hozat ve Ovacık bölgesinde böyle oldu. Bizlerle birlikte yangına müdahale eden, kontrol altına alınmasını sağlayan gönüllülere, emeği geçen herkesi kendim ve Dersim halkı adına teşekkür ederim."