5 Ekim 2024 Cumartesi

Devletin Suruç katliamındaki sorumluluğunu gizlemek için davayı kapatmak istiyorlar

22 Ekim'de görülecek Suruç davası kapatılmak isteniyor. ETHA'ya konuşan Suruç Aileleri, tüm suçu Yakup Şahin'e yıkarak katliamın asıl sorumlularının korunmak istendiğinin altını çizdi. Aileler, tüm adalet mücadelelerini birleştirerek hesap sorma çağrısı yaptı.

20 Temmuz 2015...

Barbar ve tecavüzcü IŞİD çetesinin yakıp yıktığı Kobanê'yi yeniden inşa etmek için çıktıkları yolda, Urfa'nın Suruç ilçesindeki Amara Kültür Merkezi'nde yapılan açıklama sırasında, devlet-IŞİD işbirliğiyle gerçekleşen katliamda 33 düş yolcusu ölümsüzleşti.

Katliamda yakınlarını kaybedenler ve yaralı olarak kurtulanlar bir araya gelerek adalet mücadelesine başladı. Suruç Aileleri İnisiyatifi, yaralılar, tanıklar ve Suruç İçin Adalet Platformu'nun ısrarlı mücadelesi sonucu dava süreci 21 ay sonra başladı. Onların mücadelesi sonucu başladı çünkü devletin katliamın sorumlularını yargılamak gibi bir derdi yoktu. Zira katliamın hemen sonrasında yapılan şikayetler nedeniyle açılan kamu davalarında hiçbir ilerleme olmadı.

SANIK AİLELERİN GÖZÜ ÖNÜNDE KORUNDU
22 Ekim'de Suruç katliamı davasının 21. duruşması görülecek. 20 duruşma boyunca gözlerden uzak Urfa'nın Hilvan ilçesindeki hapishane kampüsünde görülen duruşmalarda sayısız hukuksuzluk yaşandı. 21 ay sonra duruşma sanıksız başladı. Değişen her heyette ısrarla Ankara katliamından tutuklu olan, Suruç katliamının tek tutuklu sanığı Yakup Şahin yüz yüzelik ilkesi yok sayılarak duruşma salonuna getirilmedi. Yetmedi, mahkeme heyeti, katliamın tek sanığı yapılan Yakup Şahin'e ifade verip vermek istemediğini ya da ifade verecekse nasıl vermek istediğini sorarak, korudu, kolladı. Yakınları, yoldaşları katledilen insanların gözünün önünde bunları yapan heyet, hayatta kalanların davaya katılım taleplerini de bedensel bütünlüklerinin bozulup bozulmamasına ya da hastanede yattıkları zaman dilimine göre karar vermeye çalıştı.

Ayakta tedavi görenlere, "Ne gibi bir zarara uğradınız" sorusuyla aynı travmayı tekrar yaşattı, hayatta kalmanın "suçluluğunu" yükledi.

YAPILMAK İSTENEN AÇIKLAMALAR JÖH TARAFINDAN ENGELLENDİ
Mahkeme salonuna her girişte telefonuna ve eşyalarına el konulan aileler, yaralılar ve tanıkların, duruşma sonrası açıklama yapmak istemeleri kampüse yığılan jandarma özel harekat tarafından tehditlerle engellendi.

Heyet, katliamda sorumluluğu bulunan İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi'nin nerede olduğuyla ilgilenmezken, onlarla bağlantısı bulunanlar sanık değil tanık olarak dinlendi duruşmalarda. 20 duruşma boyunca avukatlar, aileler ve tanıkların çabasıyla katliamla bağlantılı yeni isimler ortaya çıktı. IŞİD katliamlarında düzenek temin eden Süleyman El Aggal, Ömer Yetek gibi. Ancak mahkeme heyeti bombaları temin eden Aggal ve Yetek'in sanık olarak dosyaya eklenmesini kabul etmediği gibi dinlenmeleri taleplerini de reddetti.

MAHKEME, ISRARLA DAVUTOĞLU'NU DİNLEMEDİ
IŞİD katliamlarına son sürat devam ederken, "Bir grup öfkeli genç" diyerek IŞİD çetesine sahip çıkan dönemin Başbakanı Davutoğlu'nun iktidarla ters düşmesi sonucu, katliama dair bildiği şeyler olduğuna yönelik açıklamaları da mahkeme heyetinin asla gündemi olmadı. Zira, avukatların ve ailelerin Davutoğlu'nun dinlenmesi yönündeki talepleri de kesin şekilde reddedildi.

KATLİAMIN SORUMLULUĞU TEK KİŞİYE YÜKLENMEK İSTENİYOR
Sanık Yakup Şahin'i koruyup kollayan, "katil" denmesine tahammül edemeyen, aileler, yaralılar, tanıkların savunmalarından rahatsız olarak soruşturma açan ilk heyetten bugünkü heyete kadar hepsinin tek bir amacı vardı. Katliamın tek sorumlusu olarak Yakup Şahin'i göstermek, 35 kez ağırlaştırılmış hapis cezası vererek dosyayı kapatmak, katliamın sorumlularını korumak.

DEVLET-IŞİD KATLETTİ, DEVLET-YARGI FAİLLERİ KORUYOR
Suruç katliamı nasıl ki devlet-IŞİD ortaklığıyla gerçekleştiyse sorumlular da devlet-yargı işbirliğiyle korunmak isteniyor.

SADET: DAVAYI KAPATMAYI KAFALARINA KOYMUŞLAR
20 duruşma boyunca tüm bu hukuksuzluklara karşı adalet mücadelesini sürdüren Suruç Aileleri İnisiyatifi'nden aileler ETHA'ya konuştu. Kızı Ezgi'yi katliamda kaybeden Ali Sadet, "Bu davayı kapatmayı kafalarına koymuşlar" dedi. İlk günden bu yana tablonun bu yönde olduğuna dikkat çeken Sadet, "Dosyayı kapatmaya çalışıyorlar onun için hiçbir talebimizi kabul etmediler. Kapatsınlar. Hukuki olarak mücadeleye devam edeceğiz. Avukatlarımızla değerlendirme yapıp farklı bir boyuta taşıyacağız adalet mücadelemizi" diye konuştu.

Devletin bir fiil bu katliamın ortağı olduğunun altını çizen Sadet, kendi suçlarını gizlemek için bu tiyatronun sergilendiğini ifade etti. "Yaptığımız yanımıza kar kaldı diye düşünüyorlar. Böyle olmadığını tarih mutlaka hatırlatacak" diyen Sadet, katliamın tüm sorumlularının yargı önünde hesap vereceklerinin altını çizdi.

YILDIZ: KATLİAMIN ÜSTÜ ÖRTÜLMEK İSTENİYOR
Eşi Cemil'i katliamda yitiren Sultan Yıldız, mahkemenin tüm talepleri reddetmesini hatırlattı. "Mahkeme ilk günden beri taraflı" diyen Yıldız, katliamın failleri ortadayken, sunulan tüm delillerin reddedildiğini kaydetti.

Yıldız, "Katledenler korunmak, katliamın üstü örtülmek isteniyor. Mahkemeyi bitirmek istiyorlar. Dava kapanmasın diye elimizden geleni yapacağız" dedi.

ÖZKAN: YARIM SAAT İSİM LİSTESİ OKUDULAR AMA BİRİ BİLE MAHKEMEYE GETİRİLMEDİ
Suruç şehidi Uğur'un babası Mehmet Özkan ise Türkiye'de bugüne kadar çok sayıda kişinin IŞİD tarafından katledildiğini hatırlattı. Kamuoyuna çağrı yapan Özkan, şu ifadeleri kullandı: "Mahkeme tek kişi üzerine kurulmuş. Geçen duruşmada, hakim ile savcı en az yarım saat isim listesi okudu. Ama onlardan bir tanesi bile duruşmaya getirilmedi. Ankara davasından tutuklanmış bir kişi üzerinden davayı kapatmaya çalışıyorlar. Yarım saat kişi ismi okuyorlar, demek ki bu kadar çok kişi organize etti bu katliamı. Hangi hukuk kuralı bu. Mahkeme kendi kendini rezil etti. Biz mücadelemize devam edeceğiz. Herkesi bizimle mücadele etmeye çağırıyorum."

BOYRAZ: BU ÜLKEYE ADALET BİR GÜN MUTLAKA GELECEK
Annesi Nazegül'ü katliamda yitiren Yasemin Boyraz da, bütün delillerin örtbas edilerek davanın kapatılmak istendiğini söyledi. Boyraz, "Çünkü Suruç aydınlatıldığı zaman bütün katliamları planlayanlar, kurgulayanlar yargılanacak. Bu ülkeye adalet bir gün mutlaka gelecek. 33'lerin düşleri hep yaşayacak. Biz aileler olarak adalet arayışımızı sürdürmeye devam edeceğiz; ne olursa olsun tek adım geri atmadan. 33'ler bu ülkenin vatandaşı, adaleti bu topraklarda aramayacağız da nerede arayacağız" ifadelerini kullandı.