6 Ekim 2024 Pazar

Diyarbakır Barosu: Göçmenlerin sınır dışı edilmesi durdurulsun

38 göçmenin gönderilecekleri yerlerde insanlık dışı muameleye maruz kalacaklarını söyleyen Diyarbakır Barosu "Aralarında çocuk, engelli ve geri gönderilmeleri halinde öldürülme tehlikesi olanların olması nedeniyle sınır dışı işlemlerinin ivedilikle durdurulması" dedi.

Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi Mülteci Hakları Komisyonu, 19-25 Eylül tarihleri arasında Çınar İlçe Jandarma Komutanlığı'nda gözetim altında tutulup, sonrasında sınır dışı edilen 15'i çocuk 39 göçmene ilişkin Tahir Elçi Konferans Salonu'nda basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında hazırladıkları raporu okuyan Komisyon üyesi Av. Baver Mızrak, Afganistan'da son süreçte yaşanan gelişmelerin Türkiye'ye doğru süregelen göçleri son aylarda daha da arttığını, fakat göçmenlere dair ulusal ve uluslararası hukukun uygulanmadığına dikkat çekti. Mızrak, "Göçmenlerin yakalandıkları tarih itibariyle herhangi bir ifadeleri alınmamış, herhangi bir tebligat yapılmamış, verilecek olan kararlara itiraz başta olmak üzere uluslararası koruma statüsüne başvurma hakları konusunda bilgi verilmemiş, hukuki destek sunulması için avukat görevlendirilmesi yapılmamıştır" diye belirtti.

Göçmenlerin temel ihtiyaçlarına ulaşamadıklarını kaydeden Mızrak, "Göçmenlerin detaylı sağlık muayeneleri yapılmamış, herhangi bir sağlık kuruluşuna götürülmemişlerdir. İran askerleri ve kaçakçıları tarafından işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını beyan etmeleri üzerine bazı göçmenlerin vücudunun farklı yerlerinde morartılar, kızarıklıklar ve yaralar olduğu gözlemlenmiştir" diye konuştu.

Göçmenlerin  kendi ülkelerinden çıkarken İstanbul'a götürülmeleri için 1000-1500 dolar karşılığında kaçakçılarla anlaştıklarını aktaran Mızrak, "Yaklaşık 2 ay önce ülkelerinden kaçtıklarını, yaklaşık 1 ay önce Türkiye-İran sınırında hiçbir işlem yapılmadan sınır dışı edildiklerini, sınır dışı edildikten sonra İran askerleri ve oradaki insan kaçakçıları tarafından işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını, daha sonra tekrar İran üzerinden Türkiye'ye girdikleri, ülkelerinden çıktıktan sonraki tüm yolu yürüyerek geldiklerini, dağlık yollardan geldiklerini ve bu esnadan düşenlerin, yaralananların ve ölenlerin olduğunu, son olarak Diyarbakır İli Çınar İlçesinde askerler tarafından yakalandıklarını ifade etmişlerdir" dedi.
 
Komisyon olarak ulusal ve uluslararası sözleşmeleri etrafında göçmenlerin sınır dışı edilmesinin yasak olduğu hatırlatan Mızrak, "15'i çocuk ve 2 görme engelli birey hakkında Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 22. Maddesi, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 'sınır dışı etme kararı alınmayacaklar' başlığıyla düzenlenen 55. maddesi ve yine aynı kanunun 'refakatsiz çocuklar' başlığıyla düzenlenen 66. maddesi, kapsamında çocukların sınır dışı edilemeyeceklerini ve geri gönderilemeyeceklerini net bir şekilde düzenlenmiştir" ifadelerini kullandı.

Görüşme sağladıkları çoğu göçmenin ailelerinin Taliban tarafından katledildiklerini ve tekrar dönmeleri durumunda kendilerininde ketledileceklerini veya insanlık dışı muamelelere maruz kalacaklarını aktaran Mızrak, sözlerine şöyle devam etti: "Cenevre Sözleşmesi'nin 33. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 14. maddesi, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunun 'Geri gönderme yasağı' başlığıyla düzenlenen 4. maddesi, 'Sınır dışı etme kararı alınmayacaklar' başlığıyla düzenlenen 55. maddesi, her türlü özgürlüğü tehdit altında olanların sınır dışı edilemeyeceklerini ve geri gönderilemeyeceklerini net bir şekilde düzenlemektedir" diye konuştu.

Av. Mızrak, Komisyon olarak göçmenlerin durumuna ilişkin hazırladıkları önerilerini sıraladı:

🔹Rapor konusu düzensiz göçmenlerin; aralarında çocuk, engelli ve geri gönderilmeleri halinde öldürülme tehlikesi olanların olması nedeniyle sınır dışı işlemlerinin ivedilikle durdurulması,
🔹Göçmenlerin sınır dışı işlemlerinin durdurulması akabinde uluslararası koruma statülerine başvurularının alınması,
🔹Uluslararası koruma statülerine dair başvuruları alınırken aralarında çocukların olması nedeniyle öncelikle çocuğun üstün yararı ilkesinin benimsenmesi ve ivedilikle barınma, sağlık ve temel ihtiyaçlarının; başta Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ile Aile  ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurumlarca sağlanması,
🔹Göçmenlerin hukuka erişim hakkının sağlanması açısından gerekli alt yapının oluşturulmasına dair çalışmalara ivedilikle başlanması, 
🔹Göçmenlerin ülkelerine geri dönüşleri için ancak ülkelerindeki barış ortamının sağlanması gerektiği, bunun için Birleşmiş Milletler başta olmak üzere Uluslararası Örgütlerin rol alması, komisyonumuz tarafından önerilmektedir.