13 Haziran 2025 Cuma

Diyarbakır Barosu: Türkiye'de 3-4 milyon arası çocuk işçi var

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü'ne dair açıklamalarda bulundu. Çocuk işçiliği ile ilgili Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin hatırlatıldığı açıklamada Türkiye'deki çocuk işçi sayısının resmi rakamların çok üzerinde, 3-4 milyon arasında olduğu ifade edildi.

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında basın açıklaması gerçekleştirdi. Baro binasında yapılan açıklamaya Baro Başkanı Abdulkadir Güleç'in yanı sıra çok sayıda avukat katıldı.

Türkiye'deki çocuk işçi sayısına dair resmi rakamların gerçeği yansıtmadığı ifade edildiği açıklamada, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler kapsamında çocuk işçiliğini ortadan kaldırma yükümlülüğü olduğunu fakat bu yükümlülüğünü yerine getirmediği belirtildi.

'ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER DİKKATE ALINMIYOR'
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Berivan Zerin, 12 Haziran'ın dünyada çocuk emeğinin sömürülmesine dikkat çekmek ve devletlerin bu konuya dair yükümlülüklerini hatırlatmak amacıyla önemli bir gün olduğunu belirtti. Türkiye'nin, taraf olduğu uluslararası sözleşmeler kapsamında çocuk işçiliğini ortadan kaldırma yükümlülüğü altında olduğunu vurgulayan Zerin, söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmediğini vurguladı. 

'TÜRKİYE'DE 3-4 MİLYON ÇOCUK İŞÇİ VAR'
Resmi rakamlara göre çocuk işçi sayısının 1 milyon 372 bin olduğunu aktaran Zerin, "TÜİK verilerine göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı 2022'de yüzde 18,7 iken, 2023'te yüzde 22,1'e ve 2024'te yüzde 24,9'a yükselmiştir. Bu veriler ışığında, yaklaşık 970 bin çocuk işçi olduğu açıklanmıştır. Ancak bu sayıya; Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) bünyesinde 500 bin çocuk, 15-17 yaş grubunda kayıt dışı çalışan çocuklar ve 15 yaş altı çalışan çocuklar dahil edilmemiştir. Söz konusu gruplardaki çocuklar da eklendiğinde Türkiye'deki çocuk işçi sayısının 3 ila 4 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir" dedi.

'ÇOCUK İŞÇİLİĞİ BİR POLİTİKAYA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ'
Çocuk işçiliğinin bir politikaya dönüştürüldüğünü bu nedenle de yaygınlaştığını belirten açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Ucuz iş gücü mantığı; yasal düzenlemelerle aday çıraklık yaşının 11-12'ye düşürülmesi, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilen ve çocuk işçiliğini yasal ve meşru bir düzene taşıma amacı taşıyan Mesleki Eğitim Merkezleri'nin (MESEM) yaygınlaştırılması, çocuk çalıştıran işyerlerine finansman desteği sağlanması gibi uygulamalar çocuk işçi sayısının artmasına neden olmaktadır. Eğitim İzlem Raporunda yer alan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2023-24 eğitim-öğretim yılında 9 öğrenci MESEM kapsamında çalıştıkları kurumlarda yaşanan kazalar sonucu hayatını kaybetmiştir. Konuyla ilgili soru önergelerine hükümet yetkililerince verilen cevapta, Ocak 2023-Haziran 2024 tarihleri arasında MESEM bünyesinde yaşanan kazalarda 14 yaş üstündeki 5 oğlan öğrencinin hayatını kaybettiği açıklanmıştır. 2025 yılının ilk 106 gününde 19 çocuğun iş kazası nedeniyle hayatını kaybetmesi ile çocuk işçiliği sonucu ölüm oranları artarak devam etmiştir. Usta-çırak anlayışıyla toplumda normalleştirilen bu durum, aslında çocukların güvencesiz ve güvensiz ortamlarda çalıştırılmalarına yol açmaktadır."

'ÇOCUKLARIN EMEĞİ DEĞİL HAYALLERİ ÖNEMLİ'
Çocuk işçiliğinin toplumun temel bir sorunu olarak ele alınması gerektiği vurgulanan açıklamada yetkililere; çocuk işçiliğini önlemeye yönelik entegre sosyal koruma müdahalelerini destekleme, sosyal hizmetlere erişimi teşvik etme ve kaliteli, kapsayıcı eğitime ulaşımı kolaylaştırma çağrısı yapıldı. Zerin, şunları söyledi: "Olası vakalarda, çocuğun üstün yararı gözetilmeli; çocuklar, Çocuk İzlem Merkezleri'nde (ÇİM) dinlenmeli, maruz kaldıkları zorla çalıştırılma durumları çocuk psikolojisi dikkate alınarak öğrenilmelidir. Sorun aile ebeveyn veya bakım veren kaynaklı ise, çocuk için sosyal koruma sağlanmalı; temel hakları olan barınma, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi sağlanmalıdır. Çocukların emeği değil, hayalleri değerlidir. Onları ucuz iş gücü olarak görmek yerine, sağlıklı bireyler olarak gelişebilecekleri, özgürce öğrenip oynayabilecekleri ortamlar yaratmak toplum olarak hepimizin sorumluluğudur. Çocuk işçiliğiyle mücadelenin yalnızca belli günlerde değil, yılın her günü sürdürülen bir hak savunuculuğu olduğunun bilinciyle, tüm yetkilileri ve toplumu çocukların üstün yararını esas alan bir anlayışla hareket etmeye çağırıyoruz."