3 Ekim 2024 Perşembe

Düş yolcuları anıldı: Gerçek sorumlular yargılanana kadar mücadele sürecek

33 düş yolcusu aramızdan ayrılışının 79'uncu ayında bir kez daha Kadıköy'de anıldı. Suruç davasında yaşanan hukuksuzlukların sıralandığı açıklamada, düş yolcuları için adalet mücadelesinin sokak sokak yürütüleceğinin sözü verildi. Yeni gelen heyetin kabul ettiği taleplere işaret edilen açıklamada, "Gerçek sorumluların yargılanmasını istiyoruz" denildi. Açıklamada, "79 aydır bu taleplerle adalet mücadelesi yürütüyoruz, katliamın ardındaki perde aralanana kadar mücadelemize devam edeceğiz" denildi.

79 ay önce yıkılmış bir kenti yeniden inşa etmek için yola çıkan ve Urfa'nın Suruç ilçesinde bulunan Amara Kültür Merkezinde IŞİD'in düzenlediği canlı bomba saldırısında katledilen 33 düş yolcusu için adalet mücadelesi sürüyor.

Suruç katliamında ölümsüzleşenler, Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin çağrısı ile Kadıköy Halitağa'da anıldı. "Kalplerimiz adalet için atsın" yazılı pankartın açıldığı eylemde, 33 kızıl karanfilin fotoğrafları taşındı.

Eyleme Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanları Yaren Tuncer ve Okan Danacı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, Kaldıraç Temsilcisi Hakan Dilmeç ve çok sayıda kişi katıldı.

MAHKEME YAKUP ŞAHİN'E CEZA VERİP DOSYAYI KAPATMAK İSTEDİ 
Urfa 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 21 duruşma boyunca taleplerin kabul edilmediği, Yakup Şahin'e ceza vererek dosyanın kapatılmak istendiğine işaret eden eylemde, heyetin firari sanıklarla ilgili dosyayı ayırdıktan sonra davadan çekildiği hatırlatıldı.

Firari sanıklarla ilgili dosyanın 18 Şubat günü görülen duruşmasında Urfa 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin yeni heyetinin ESP ve SGDF'nin müdahillik taleplerini kabul ettiği vurgulanan eylemde, baroların müdahil olma taleplerinin ise bir sonraki celsede görüşüleceği belirtildi.

'TALEBİMİZ HEYET TARAFINDAN KABUL EDİLDİ' 
79'uncu ayın basın metnini Suruç yaralılarından Koray Türkay okudu. Türkay, duruşmada yaşananları hatırlattı. Türkay, "Hakkında Suruç katliamında kullanılan bombaları temin ettiği gerekçesiyle arama kararı olan ve ocak ayında tutuklanan Süleyman El Aggal'ın davaya eklenmesi talebimiz reddedilmişti. Bu talebimiz davaya bakmaya başlayan yeni heyet tarafından kabul edildi" dedi.

'GERÇEK SORUMLULARI GİZLEYEMEZSİNİZ' 
Firari sanık olarak aranan Deniz Büyükçelebi ve İlhami Bali'nin evli olduğu kişilerin duruşmada tanık olarak dinleneceği bilgisini veren Türkay, "Bugüne kadar ismi birçok katliam dosyasında geçen ve kim olduğu araştırılmayan Ebu Zeynep isimli teröristin gerçek kimliği araştırılacak. Özet olarak 21 duruşmadır verdiğimiz mücadele sonucunda bazı taleplerimiz görüşülmeye başlandı. Mahkeme heyeti değiştirildiğinde söylemiştik bir kez daha yineliyoruz. Mahkeme heyetini değiştirerek gerçek sorumluları gizleyemezsiniz. Katliam dosyasının açıldığı günden bugüne kadar dile getirdiğimiz taleplerimizi her koşul altında yinelemeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

TALEPLER SIRALANDI 
Türkay, Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç gazileri ve tanıkları adına taleplerini yineledi:
"♦ Olay yerini gören kamera kayıtları aradan 6 yıl geçmesine rağmen dosyaya konulmuş değil. Kamera görüntülerinde hala yaklaşık 5 saatlik eksik görüntü var. Bu görüntülerin dosyaya konulmasını istiyoruz.
♦ Katliamın yaşandığı gün olay yerinin fotoğraflarını çekerken yakalanan ve hakkında işlem yapılmadan serbest bırakılan Abdullah Ömer Arslan isimli şahsın şüpheli sıfatıyla ifadesi alınsın.
♦ Görevi ihmal ve kötüye kullanmak suçlarını işleyen polisler Ahmet Oğuz Davarcı ve Ali Koçak yargılandıkları davalardan ceza aldılar. Ancak Ahmet Oğuz Davarcı'nın verdiği ifadede görevi kötüye kullandığını söylediği amirleri hakkında hiçbir soruşturma açılmadı. Biz o gün sorumluluğu olan diğer polislerin de tespit edilerek yargılanmalarını istiyoruz.
♦ Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu katliamın olduğu 20 Temmuz 2015'i de içine alan '7 Haziran 1 Kasım arasında olanları anlatırsam birçok kişi insan yüzüne çıkamaz' demişti. Biz Ahmet Davutoğlu'nun o döneme ilişkin bildiklerini anlatmasını istiyoruz.
♦ 79 aydır bu taleplerle adalet mücadelesi yürütüyoruz. Katliamın arkasındaki perde aralanıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz."
 
SURUÇ AİLELERİNDEN BOYRAZ'IN ARACI KURŞUNLANDI
Suruç katliamında yaşamını yitiren Nazegül Bahar Boyraz'ın eşi Bayram Boyraz'ın aracına kısa bir süre önce silahlı saldırı düzenlendiğini hatırlatan Türkay, "Bayram Boyraz'ın aracının arka camındaki yazılı olan adalet yazısı saldırının hedefi oldu. Suruç ailelerimize yapılan saldırılara bir yenisi eklenmiş oldu. Bayram Boyraz'a yönelik yapılan bu saldırıyı kınıyoruz. Bu saldırıyı yapan kişi ya da kişilerin bir an önce açığa çıkarılmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz" diye konuştu.

PİROĞLU: KATLİAMIN ORTAĞI OLDUKLARI İÇİN AYDINLATMIYORLAR
Söz alan HDP Milletvekili Musa Piroğlu, 79 aydır katliamın aydınlatılmamasının iki nedeni olduğuna dikkat çekti ve "Ya katliamı yapanları koruyorlar ya da katliamın ortağılar" dedi. Suruç'un katilleri ortaya çıkarılmadan, yardım edenler ve koruyanlar, yönlendirenler ortaya çıkarılıp cezalandırılmadan ülkede yaşanan cehennemin sona ermeyeceğini söyleyen Piroğlu, "Herkes bilmelidir ki Suruç'un katilleriyle hesaplaşılmadan bu ülkede adalet inşa edilmeyecek. Adalet sadece mahkeme duvarlarına sıkışmış bir olgu değil. Adaletsizlik insanların iliğine kadar işlemiş bir olgu. Kimse hakkını alamıyor" diye konuştu.

'ADALET İÇİN SURUÇ'UN AYDINLATILMASI LAZIM'
Hakları için direnen işçilerin, zamlara karşı sokağa çıkan halkın karşısına polisin dikildiğini kaydeden Piroğlu, bu durumu iktidarın ülkeye giydirdiği deli gömleği olarak yorumladı.

Piroğlu, şöyle devam etti: "Bizim Suruç için adalet arayışımız iktidardan adalet beklentisi değil. Adalet dediğimizde adil bir dünya istiyoruz. Adil bir dünyanın kurulması için çabalıyoruz. 79 aydır bu iktidara değil, tüm yoksullara, işçilere, ezilenlere, ötekileştirilenlere sesleniyoruz. Bu cehennemi birlikte yırtabiliriz. Suruç'un katillerini aramak bu ülkede yaşanan adaletsizliğin köküne inmektir. Suruç'un katilleriyle hesaplaşmak bu iktidarı devirme mücadelesidir. Eğer devlet bir ülkede suça karışıyorsa, kimsenin can güvenliği yoktur. Devlet bir ülkede suçluları koruyorsa kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Suruç için adalet arayışı bu yüzden bu ülkenin adalet arayışıdır. Yoksulların, ezilenlerin, zulme uğrayanların ortak sesidir. Bu suça dönüşmüş yapıyı, arkasındakileri ortaya çıkarmak, daha güzel bir dünya için beraber mücadeleye çağırıyoruz."

Açıklamanın ardından düş yolcuları için oturma eylemine geçildi.

Suruç şehitlerinin isimlerinin sayıldığı eylemde, "Yaşıyor" diye haykırıldı.

Eylem, "Suruç için adalet herkes için adalet", "Suruç şehitleri ölümsüzdür", "Suruç'un hesabı sorulacak" sloganlarıyla sona erdi.