2 Ekim 2024 Çarşamba

EGEÇEP 16. Bileşenler Kurultay Sonuç Bildirgesini açıkladı

EGEÇEP 16. Bileşenler Kurultayı'nın sonuç bildirgesini İzmir'de açıkladı. Dikili, Salihli, Aydın, Milas'ta ekolojik yıkıma karşı mücadele edenlere ödüller verilen etkinlikte, yaşam savunucularına ortak mücadele çağrısı yapıldı.

Ege Çevre Platformu (EGEÇEP), 26-27 Şubat günlerinde online olarak düzenlediği 16. Bileşenler Kurultayı sonuç bildirgesini Alsancak Mimarlık Merkezi'nde açıkladı.

Etkinlikte, Dikili Belediyesi eski Başkanı Osman Nuri Özgüven'e, Salihli Cafer Bey köy halkına, Aydın Dağ Yeniköy ve Küçük Kale köy halkına, Muğla İkizköy halkına ve İzmir Şehir Plancıları Odası Şube Başkanı Yusuf Ekici'ye dayanışma ödülleri verildi.

EGEÇEP 16. Bileşenler Kurultayı sonuç bildirgesini Eş Sözcü Berna Babaoğlu açıkladı. 
2021 yılında ekolojik yıkımların yanı sıra yerel mücadele dinamiklerinin arttığına dikkat çeken Babaoğlu, bu durumun mücadele edenlere umut verdiğini vurguladı. Ortak mücadelenin önemine vurgu yapan Babaoğlu, iklim krizinin geldiği boyuta dikkat çekti, "İklim krizinin geldiği noktada, kapitalist ülkeler 'mış' gibi yapmaya devam ediyor. COP 26 zirvesi gibi sözde buluşmalar, Glasgow Sözleşmesi gibi uygulanmayan sözleşmelere karşın bilim insanları, krizin; engellenmesi git gide zorlaşan bir boyuta ulaştığını bildiriyor" dedi.

İklim krizine karşı gerçek bir mücadele programının oluşturulmasının ertelenemez bir görev olduğunu tespit ettiklerini söyleyen Babaoğlu, "'Enerji ihtiyacı var ' bahanesi ile fosil yakıt kullanımının devam etmesi, enerji ihtiyacını karşılamak adı altında nükleer enerjinin temiz enerji olarak pazarlanması ve enerji üretim teknolojilerinin sömürge ülkelere transfer edilmesiyle yaratılan enerji sömürüsü, halkların tahammüllerinin çok ötesi boyutlara ulaşmıştır" diye konuştu. EPDK'nin dağıtım şirketlerine 32 kuruşa verdiği elektriğin halka en düşük 190 kuruşa satıldığını hatırlatan Babaoğlu, "Üretilen elektriğin dağıtımının da kamu eliyle ve halk yararına olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır" diye belirtti.

Enerji politikasının canlıya, doğaya değil sermayeye hizmet ettiğini vurgulayan Babaoğlu, enerji çalışma grubu kurduklarını ve bu grubun kendi mücadele programını oluşturacağını söyledi.

Kuraklık, su kıtlığı, Marmara Gölü'nün kuruma tehlikesine işaret eden Babaoğlu, "Ayrıca Selçuk'ta, Meryem Ana gibi tarihsel ve çok sayıda doğal SİT alanının SİT derecelerinin düşürülmesi ile tarihi mekanlarla doğal sulak alanlar sermayeye teslim edilmektedir. Su kıtlığına karşı, Marmara Gölü için, doğal yaşam alanları için de Selçuk gibi bölgemizdeki alanlar için mücadele programı hazırlayarak, su sorununu sürekli gündem maddesi olarak değerlendireceğiz" diye aktardı.

AKP-MHP iktidarının yağma ve talan politikalarının 2021 yılı içerisinde de hız kesmeden devam ettiğini, Muğla İkizköy'den Rize İkizdere'ye, Kanal İstanbul Projesinden Çeşme Yarımada Projesine kadar sermayenin iştahını kabartan mega projelere imza atıldığını hatırlatan Babaoğlu, orman yangınlarının sermayeye yeni proje alanları sunduğunu kaydetti. Babaoğlu, orman yangınlarının hava kirliliği, avcılık, canlı yaşamı konusunda acil bir önlem planı gereksinimi doğurduğuna işaret etti.

Ekolojik yıkıma karşı direnişlerin yanı sıra verilen hukuki mücadeleleri de hatırlatan Babaoğlu şunları söyledi: "Bu gelişmeler karşında, yerel mücadele pratiklerinin ve ortak ekoloji mücadelesinin önemi bir kez daha görülmektedir. Ekolojik yıkıma karşı başta yaşadığımız alan olmak üzere, bölgemizde ülkemizde ekoloji mücadelesine ses olmaya devam edeceğiz. Kurultay sonucu olarak oluşturacağımız çalışma gruplarıyla, her alanı birer ekoloji direniş alanına dönüştüreceğiz. Bu amaçla yeni dönemde, başta 'iklim krizi ve küresel ısınma' olmak üzere, 'su kıtlığı', 'tarım ve su havzaları' konularının başlıca çalışma alanları olmasına karar verilmiştir.

"Merkezine doğayı, yaşamı alan birleşik bir ekoloji mücadelesi mümkündür. Gelecek kuşaklara yaşanılabilir bir dünya bırakmak mümkündür. Bu yolda yürüyen ve yürüyecek olan tüm yol arkadaşlarımızla birlikte mücadelemizde kararlı olduğumuzu bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz. 

Tüm yaşam savunucularını gelecek kuşaklara güzel bir dünya bırakmak adına ortak mücadeleye davet ediyoruz."