29 Eylül 2024 Pazar

'Ekim Devrimi 105. yılında ezilenlere yol gösteriyor'

SYPG'nin düzenlediği "Ekim Devriminden Rojava Devrimine" sempozyumunda kapitalizme karşı sosyalizm mücadelesinin önemine vurgu yapıldı. Ekim Devriminin işçiler ve tüm ezilenlerin mücadelelerine yol gösterdiği vurgulandı.

Halkların Birlik ve Dayanışma Kurumu, (SYPG), 1917 Ekim Devriminin 105. yıldönümü vesilesiyle "Ekim Devriminden Rojava Devrimine. İşgale ve sömürgeciliğe karşı tek yol sosyalizm" başlıklı sempozyum düzenledi.

Üç oturum olarak düzenlenen sempozyumda; "Ekim Devriminin tarihsel gelişimi ve sosyalizmin inşa süreci", "Ekim Devriminde kadın kazanımları ve Rojava Kadın Devrimi" ve "Ekim Devriminin deneyimleri ile Rojava devrimini geliştirelim" başlıklarında tartışmalar yapıldı.

Zana Salonu'nda düzenlenen sempozyuma aralarında Şehit Aileleri Meclisi, Cizîre Sağlık Meclisi, Şehit Xebat Askeri Hastanesi, Emekçiler Birliği, Göçmenler Kurumunun da olduğu Özerk Yönetime bağlı kurumlar ile Süryani Birlik Partisi, Sotoro Asayiş Gücü, Ermeni Meclisi, PYD, TKŞ, JKŞ ve CKŞ üyelerinin yanı sıra Cizîre bölgesindeki kentlerden 200'ü aşkın kişi katıldı.

Sempozyum saygı duruşuyla başladı. Tunus, Arjantin, Meksika, Afganistan, Kolombiya, Uruguay, Almanya ve İran'dan devrimci parti ve örgütler mesajlar gönderdi, etkinliği selamladı. Mesajlarda Ekim Devriminin 105. yılında işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelesine yol gösterdiği vurgusu öne çıktı, Rojava devrimi ve Kürdistanlı komünistlerin mücadelesinden güç alındığı belirtildi.

'EKİM DEVRİMİ BÜYÜK DEĞİŞİMLER YARATTI'
"Ekim Devriminin tarihsel gelişimi ve sosyalizmin inşa süreci" başlıklı oturumda ilk sözü alan gazeteci yazar Dijwar Ehmed, Çarlık imparatorluğunu yıkan Ekim Devriminin halk içinde büyük değişimler yarattığını söyledi.

Köleleştirilen işçilerin, ekmek alacak paraları olmayan yoksulların devrime katıldığını belirten Ehmed, 1905 ayaklanması ve Kanlı Pazar'ı hatırlattı. Rusya'da komünist partinin inşa sürecini anlatan Ehmed, "Rusya çok geri kalmış bir ülkeydi. İngiltere, Almanya gibi gelişmiş değildi. Lenin, kapitalizmin zayıf halkasında devrimlerin gerçekleşebileceğini öngörüyordu. Ekim devriminin kökeni 1905'deki devrimdi. 2012'de başlayan Rojava devriminin kökeninin 2004 ayaklanması olduğu gibi" dedi.

Şubat 1917'de Çarlık sistemine karşı burjuva bir devrim gerçekleştirildiğini belirten Ehmed şunları dile getirdi: "Fabrikalarda çalışan işçiler, köylüler ve tüm yoksullar hep birlikte isyana kalkmıştı. Şubat devrimini yöneten burjuva partiydi. Kurulan geçici hükümet, halkın umutlarına el koymak istedi. Fakat karşılarında doğru bir fikir ve örgüt vardı. Bu yüzden başaramadılar. Bir işçi, devrimin kara propagandasını yapanları şöyle yanıtlamıştı. 'Senin dediklerine inanmıyorum. Bildiğim tek şey var, o da burjuvazi ve bir de proletarya var. Lenin bu inanç üzerinde devrimi yarattı."

'EKİM DEVRİMİ DENEYİMİ ROJAVA İÇİN ÇOK ÖNEMLİ'
SYPG sözcülerinden Beritan Asya, üzerinden 100 yıldan fazla süre geçmiş olsa da Ekim Devrimi deneyimlerinden öğrenmenin önemine vurgu yaptı, "Her ne kadar devrimlerin şartları farklı olsa da tarihsel olarak birbirlerine bağlılar" dedi.

Köleci toplumun başından son sınıflı toplum kapitalizme kadar ezilenlerin direniş ve isyanlarının sürdüğünü dile getiren Asya, "Bu deneyimler üzerinden tartışmak Rojava için çok önemli. Çünkü bugün bir devrimin içinde yaşıyoruz. Bu devrimi hangi şekilde koruyacağız, geliştireceğiz. Kuşkusuz 100 yıl önceki bir deneyimi kalıp gibi Rojava toprakları üzerine koyamayız. Ama fikir ve pratik olarak güçlü şekilde öğrenebiliriz" şeklinde konuştu.

Ekim Devriminin Marks ve Engels'in fikirlerinin hayata geçtiği Paris Komününün izlerini taşıdığını belirten Asya şöyle devam etti: "Marks ve Engels bu deneyim üzerine tartışmalarından sonuçlar çıkardı. Bunlardan birincisi, devrime öncülük edecek parti bir programa sahip olmalıdır. Marks, 'Dünyanın bütün işçileri birleşin' çağrısı yapmıştı. Bu enternasyonalizm gerçekliğiydi. Lenin bu deneyimlerden hareketle fikirlerini geliştirdi. Sosyalizmin inşası için kapitalizm yıkılmalıydı. Bu yüzden sosyalist Ekim Devriminin ilk adımı, özel mülkiyetin toplumsallaştırılması ve burjuvazinin mülklerine el koymak oldu."

Bolşeviklerin Ekim Devrimini savunmak için büyük mücadeleler verdiğini ve bedeller ödediğini belirten Asya, "Bolşevik parti ve Lenin'in çizgisi, Rojava'da işgalciliğe ve sömürgeci güçlerin yenilmesi mücadelesine örnek olacaktır" dedi.

'100 YIL SONRA ORTADOĞU'DA DEVRİMLER GELİŞİYOR'
Ekim Devriminde sosyalizmin inşa sürecinde toplumsal sorunların çözümü için büyük adımlar atıldığını dile getiren Asya, "Emperyalist devletler, onlarca ulusun birleşmesinden oluşan Sovyetler Birliği'ne karşı, devrimin yıkılması amacıyla Hitler faşizmine sessiz kaldı. Çünkü bu, bütün halkların devrimiydi. Milyonlarca kişi Sovyetler Birliği'ni savunmak için can verdi, halkın öncülüğünde Hitler faşizmi yenildi" diye konuştu.

Sovyetler Birliği'nin ulusal sorunların çözümünde de önemli adımlar attığını dile getiren SYPG sözcüsü Beritan Asya, "Devrim öncesinde onlarca ulus Çarlık imparatorluğunda irade sahibi değildi. 24 bölgesel yönetimden oluşan Sovyetler Birliği, dönemin koşullarına göre gelişkin adımlar attı" diye konuştu.

Asya, Ekim Devriminin kadınların özgürlüğü için önemli deneyimler oluşturduğunu da belirterek şöyle devam etti: "Kadınlar üzerindeki köleliğin kaldırılması için önemli adımlar atıldı. Hakları yok sayılan sınıfsal ve de cinsel kölelik dayatılan milyonlarca kadın, bu devrimin ortakları oldu."

Ekim Devriminin yarattığı etkiyle başkaca ülkelerde de devrimler yaşandığını hatırlatan Asya, "Bu dönemde dünyada, sosyalizm ve kapitalizm şeklinde iki kamp vardı. 1953 sonrasında Kruşçev öncülüğünde kapitalizm geliştirildi. 90'lı yıllarda Gorbaçov tarafından resmi şekilde Sovyetler dağıtıldı. O dönem kapitalizmin temsilcileri 'artık devrimler çağı bitti' dedi. Ama 100 yıl sonra Ortadoğu'da devrimler gelişiyor. Bu bize gösteriyor ki emeğin yok sayılması sürdükçe devrimler çağı bitmeyecek. Bugün Rojhilat Kürdistan'ındaki isyan da buna bir örnektir" diye konuştu.

'EMPERYALİSTLERİN EKİM VE ROJAVA DEVRİMLERİNE TUTUMU AYNI'
Oturumun üçüncü konuşmacısı gazeteci Sinan Cudi, sözlerine özgürlüğü için isyan eden, bedel ödeyen ve bugünümüzü aydınlatanları selamlayarak başladı. Devrimler tarihi bakımından en çok ses getirenin Ekim Devrimi olduğunu hatırlatan Cudi, bu kapsamda Rojava Devrimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cudi şunları söyledi: "Rojava Devriminin ilk dönemlerini değerlendirdiğimiz zaman, çok önemli temel iki konuda yanlışlık yaptığımızı görürüz. Bunlardan birincisi, etrafın şartlarıydı. Emperyalistler çok çetin biçimde devrimi çembere almışlardı ve yıkmak istediler. Esas olanlardan birisi neydi? Ekonominin geliştirilmesiydi. Bugün de çok büyük abluka altındayız. Dikkatinizi çektiyse bütün gündemlerimizde ekonomi üzerinde. Ekim Devrimi ile bugün Rojava'ya yönelik saldırılar yöntem bakımından birbirine çok benziyor. Bu yüzden devrimi yükseltmek istediğimizde her şeyden önce Ekim Devrimindeki eksiklikleri gözden geçirmemiz gerek."

Devrimlerin inşa sürecinde öncü ile kitle arasındaki ilişkinin önemine vurgu yapan Cudi, halk ile öncü arasındaki farklılaşmanın devrimlerin gelişiminde olumsuz etki yarattığına işaret etti. Cudi, "Ekim Devrimi kuruluş aşamasında büyük adımlar ve bedellerle kendisini gerçekleştirdi. Dünyanın dörtte üçünü etkiledi, tarihi değiştirdi. Fakat inşa aşamasında hatalar yapıldı. Bu yüzden farklı farklı eleştiriler yapılır. Önder Apo'nun dediği gibi, Ekim Devrimi kendi içinde demokrasi geliştiremedi. Eğer bu konuda adım atılsaydı, devrim bileşenlerini kendine katıp ileri yürüyebilirdi ve gerçekten kapitalizmin gölgesini yeryüzünden silebilirdi" şeklinde konuştu.

Sovyetler Birliği'nin dış politikasını da eleştiren Cudi, "Önder Apo diyor ki, Rojava Devrimi, Ekim Devriminin dünyayı etkilediği kadar etkiledi. Devrim sınırları aşıyor. Ekim Devrimi ve Rojava Devrimi bu esaslar üzerinden büyüdü. Devrim fikir ve teoriyle büyüyor. Hali hazırda teorimizde sorunumuz yok. Esas sorumumuz bu teoriyi pratikleştirmektedir. Ekim Devriminin yarattığı kazanımlara ve tarihe sahip çıkacağız" ifadelerini kullandı.

Sempozyumun ilk oturumu katılımcıların söz aldığı özgür kürsü ile devam etti. Ekim Devriminin işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadelesinde önemli bir tarihsel değere dönüştüğü vurgulanan konuşmalarda, Ekim Devriminden başarıları ve yenilgisinden ders çıkarmak gerektiği vurgulandı.