2 Ekim 2024 Çarşamba

Ertosun: Devlet olarak müdahale zorunluydu

19 Aralık Hapishaneler Katliamı davasının 46'ncı duruşmasında tanık olarak dinlenen dönemin Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, 20 hapishanede kontrolün devletin elinden çıktığını söyleyerek, Hayata Dönüş Operasyonu'nun yapmaktan başka bir seçenekleri olmadığını iddia etti.

F tipi hapishanelere karşı birçok devrimci tutsağın başlattığı açlık grevi ve ölüm orucu direnişini kırmak amacıya 19-22 Aralık 2000'de 10 bin asker ile "Hayata Dönüş Operasyonu" adıyla gerçekleştirilen katliamda 28 tutsak katledildi. Katliamın yaşandığı yerlerden Bayrampaşa Hapishanesi'ne ilişkin, 37 asker ve 2 astsubayın yanı sıra Jandarma Özel Harekat askerleri ile birlikte 194 kişinin yargılandığı davanın 46'ncı duruşması Bakırköy 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Duruşmada müdafi avukatlar Güçlü Sevimli, Seda Şaraldı, Murat Çelik ve Severay Ballıkaya salonda hazır bulunurken, tanık olarak dinlenen dönemin Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun ise Ankara 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Ertosun'un ifadeleriyle başlayan duruşmada müdafi avukatlar, Ertosun'un beyanlarını önündeki bilgisayardan okuduğuna işaret ederek duruma tepki gösterdi. Avukat Murat Çelik, "Tanık, eline verilen bir dosyayı okuyor. Böyle bir tanıklık olmaz" diyerek, mahkeme heyetinden müdahale etmesini istedi ancak Ertosun, kendi yazdığı yazıyı okuduğunu ileri sürdü.

'OPERASYON YAPMAK ZORUNDA KALDIK'
Ölüm oruçlarının 60'ıncı gününe ulaştığını ancak hala bitirilmediğini belirten Ertosun, "Cumhuriyet Başsavcılığı hem genel bir arama yapmak hem de ölüme yaklaşanları kurtarmak için arama kararı verdi. Arama kararı Adalet Bakanlığının bir görevi değildir. Cezaevlerinin devlet hakimiyeti ve insan haklarının gerçekleşmesi için yapılmıştır" iddiasında bulundu.

20 hapishanede hakimiyetin devletten çıktığını ve operasyon yapmak zorunda kalındığını öne süren Ertosun, "İhtar yapılmasına rağmen direniş olmuştur. Bu operasyonla teröre son verilmiştir. Geçmişte yaşananları kimse şimdi yaşamak istemez. Operasyon yeniden yapılanmadır. Devlet olarak müdahale zorunluydu. Çünkü insanlar ölecekti" ifadelerini kullandı.

'MGK'DA GÖRÜŞÜLDÜ'
Operasyonu yapanın Adalet Bakanlığı değil İçişleri Bakanlığı olduğunu kaydeden Ertosun, operasyon kararıyla ilgili bir toplantıya katılmadığını, kararın MGK'da alındığını ifade ederek, "Operasyon öncesi bu konu Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşüldü. Türkiye'de cezaevleri büyük bir sorun haline gelmişti" dedi.

Avukat Güçlü Sevimli, Ertosun'a F tipi hapishanelere ilişkin kararın kimler tarafından ve ne zaman verildiğini sordu ancak sanık avukatları soruya itiraz etti. Mahkeme sanık avukatlarını haklı buldu. Tekrar aynı soruyu soran Sevimli'ye müdahale eden mahkeme heyeti, F tipi hapishanelerle operasyonun ayrı şeyler olduğunu öne sürerek sorunun sorulmasını reddetti. Ret kararının gerekçesine itiraz eden Ballıkaya, "Bu bir cinayet davası değil, bir katliam davasıdır. Tanık, operasyonun MGK'da karar altına alındığını ve yeniden yapılanma olduğunu söyledi. Bunları sormamız lazım? Nedir bu yeniden yapılanma?" diye sordu. Mahkeme, bu sefer ise ret kararına ilişkin gerekçeyi, "Yargılamaya katkı sunamaz" şeklinde değiştirdi.

MAHKEME: YANIT VERMEK ZORUNDA DEĞİLSİN
Sevimli, tanık olarak dinlenen Ertosun'a "Hayata Dönüş Operasyonu kararını kim, nerede, ne zaman aldı? Bu kararda bir rolünüz var mı" diye sordu. Ertosun, "O dönem savcılar cezaevine girilemediğini bize bildirdi. Biz konu ile ilgili İçişleri ve ilgili bakanlıklara bildirdik. Operasyonu da İçişleri yaptı. Operasyonda jandarma vardı" dedi. Sevimli'nin, sorusuna yanıt verilmediğini söylemesi ardından mahkeme Ertosun'a soruya yanıt vermesini istedi. Ertosun, "Kim karar verecek elbette ki dönemin hükümeti karar verdi" dedi.

Av. Sevimli, daha önce tanık olarak dinlenen dönemin Jandarma Genel Komutanlığı Asayiş Daire Başkanı Ali Aydın'ın verdiği beyanlara işaret etti. Sevimli, "Aydın 12-14 Aralık'ta İçişleri Bakanı Müsteşarlığının odasının hemen yanında yer alan bir odada toplantılar yapıldığını, bu toplantılarda çıkan sonuçlarla operasyonun hazırlandığını söyledi. Siz bu toplantılara katıldınız mı, bir katkınız oldu mu" diye sordu. Ertosun'un operasyonla ilgili herhangi bir toplantıya katılmadığını belirtmesi üzerine mahkeme, Aydın'ın beyanlarında Ertosun'un da o toplantılarda bulunduğunu söylediğini hatırlattı.

ERTOSUN'DAN ÇELİŞKİLİ BEYANLAR
Ertosun'un beyanlarına başladığında okuduğu notlarda yer alan ifadelerle şu an verdiği yanıtların çeliştiğine işaret eden avukat Ballıkaya, notlara el koyulmasını istedi.

Ertosun'un konunun Milli Güvenlik Kurulu'nda görüşüldüğüne dair beyanını hatırlatan Ballıkaya'ya Ertosun, "Böyle bir karar MGK'da alınamaz. MGK'da cezaevine dönük yeniden yapılanmaya ilişkin kararlar alındı. Bu kararların ne zaman alındığını bilmiyorum. Ancak operasyondan çok önceydi" diye cevap verdi.

Ballıkaya, "Operasyon öncesi cezaevlerinde arama yapılmış. Buna dair tutanaklar tutulmuş. Bundan haberiniz var mı?" diye sordu. Ertosun, üzerinden 22 yıl geçtiğini ve hatırlamadığını söyledi. Ballıkaya, "C. Savcısı tutanağı var. C. Savcısının arama yapamadığını söylediniz. Hangisi doğru?" diye sordu. Ertosun, "Benim söylediğim doğru" dedi.

'KİMYASAL SİLAH KULLANILMADI'
Ballıkaya'nın bu sorusuna Ertosun'un mahkemeye soruya yanıt verip vermeyeceği yönünde dönüş yapması dikkat çekti. Mahkeme, Ertosun'a, "Daha önce bu konuda beyanda bulundu. Sen bilirsin" dedi. Bunun üzerine yanıt veren Ertosun, "İkisinin birbiriyle alakası yok. Bunlar olduğu için sadece hızlandırıldı" diye konuştu. Ertosun, ayrıca F Tipi Cezaevlerinin Avrupa Birliği standartlarında olduğunu belirterek savundu.

Adli Tıp Kurumu'nun yaptığı incelemelere göre katledilen tutsaklarda kimyasal silah, mermi ve işkence izlerine rastlandığını aktaran Çelik, Ertosun'a operasyonda kimyasal silah kullanılıp kullanılmadığını, işkence uygulamalarını sordu. Ertosun, kimyasal silah kullanılmadığını, işkence uygulanmadığını iddia etti.

DURUŞMA 15 EYLÜL'E ERTELENDİ
Çelik, Ertosun'un duruşma başında okuduğu yazıya el konulmasını istedi ancak Ertosun mahkeme kararıyla yazıyı bırakacağını söyledi. Sanık avukatlarının el konulma talebine karşı çıkmasına rağmen mahkeme, yazıya el konulma talebini kabul etti.

Sevimli mahkemeden operasyona ilişkin MGK kararı olup olmadığına dair MGK Genel Sekreterliğine yazı yazılmasını, dönemin İçişleri Bakanı Saadettin Tantan'ın adresinin bulunup dinlenmesini istedi. Mahkeme, Tantan'ın vekilinin dilekçe vererek soruların kendilerine yazılı olarak gönderilmesini istediğini aktardı. İsteğe itiraz eden müdafi avukatları, bu durumun CMK'ya göre usulsüz olduğunu ve kabul edilmemesi gerektiğini belirtti.

Söz alan Ballıkaya, Ertosun'un "Operasyonu İçişleri Bakanlığı yaptı" sözünü anımsatarak, Tantan'ın huzurda dinlenmesi gerektiğini dile getirdi. Ballıkaya, ayrıca kriz merkezi olarak tabir edilen toplantılara katılan kişilerin tespit edilmesini istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, operasyonda kullanılan ve daha önce getirilmesi yönünde karar alınan telsiz konuşmalarının getirilmesi için Telsiz İşleri Genel Müdürlüğü'ne tekrardan yazı yazılmasına ve Jandarma Genel Komutanlığına operasyon ile ilgili tutulmuş bir raporun olup olmadığını yönünde yazı yazılmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca 1999- 19 Aralık 2000 arasında MGK Genel Sekreterliğine operasyon ile ilgili bir kararının alınıp alınmadığını yönünde yazı yazılmasını istedi.

Mahkeme, Adalet Bakanlığı kriz merkezinde yer alan kişilerin belirlenip dinlenmesini ise reddetti. Mahkeme, Tantan'ın avukatının soru şekilde beyan verme yönündeki talebini reddederek, adresinin belirlenip SEGBİS ile dinlenmesine karar verdi.

Mahkeme, bu nedenler nedeniyle duruşmayı 15 Eylül'e erteledi.