4 Ekim 2024 Cuma

Evlerine ekmek götüremeyen emekçiler: Geçinemiyoruz

İşçisinden, kamu emekçisine, emeğiyle geçimini sağlamaya çalışan milyonlarca insan "Geçinemiyoruz" diye haykırıyor. ETHA'ya konuşan emekçiler, özellikle son birkaç ay içerisinde temel tüketim maddelerine gelen yüzde 100-150 civarındaki fiyat artışları nedeniyle evlerine ekmek götüremediklerini vurguladı. Emekçiler aldıkları maaşların pul olduğunu, küçük esnaf ise satış yapamadığı anlattı.

Sarayın ekonomi politikaları ve uyguladığı baskıcı siyaset yoksulluğu derinleştirirken, emekçi halk geçim derdinde. "Geçinemiyoruz" diyerek sokağa çıkanları susturmaya çalışan saray, sokak eylemlerini yasaklıyor, sokak röportajı yapanları, konuşanları tutukluyor, ev hapsi kararı veriyor. Ama halkın tepkisini engelleyemiyor.

Döviz kurunun yükselmesiyle İstanbul'da ekmeğe bir ay içinde 3 kere zam yapılırken, un, şeker, yağ, bakliyat gibi temel tüketim maddelerinde son bir ay içerisinde neredeyse yüzde 100 fiyat artışı yaşandı. Marketler çeşitli temel gıda maddelerinin satışında kota uygularken, küçük esnaf satış yapamaz, işçi ve emekçiler eriyen maaşları nedeniyle satın alamaz hale geldi.

ETHA'ya konuşan emekçiler de bu süreçte yaşadıklarını yalın bir dille anlattı, sarayın ekonomi politikalarına tepki gösterdi.

ZEHRA: BU DÖNEM GİBİSİNİ HİÇBİR ZAMAN YAŞAMADIK
Gazi Mahallesi'nde 10 yıldır bakkal işleten Zehra, bu dönem gibi bir dönemi hiçbir zaman yaşamadığını vurguladı. "Yapılan zamlardan hiç bu kadar etkilenmemiştim. Bu zamlardan çok etkilendim. Dibe gidiyoruz daha çok. Allah sonumuzu hayretsin, bilmiyorum nereye gidiyoruz" değerlendirmesinde bulunan Zehra, zamlar nedeniyle müşterilerinin kendisine tepki gösterdiğini anlattı.

'SATIŞ YAPAMIYORUM, KÜÇÜK ESNAF TAMAMEN BİTTİ'
"Müşteriler tarafından çok tepki alıyorum. Zamlar konusunda benim yapabilecek hiçbir şey yok. Anlatıyorum ama insanlar anlamıyor. Mahalle bakkalı olduğum için daha fazla etkilendim zamlardan. Büyükler götürdü götüreceğini, küçük esnaflar tamamen bitti" diyen Zehra, ekonomik krizin derinleştiği dönemde sermaye gruplarına ait marketlerin karlarının arttığını, küçük esnafın satış yapamaz hale geldiğini kaydetti.

'BİR AYDA YÜZDE 100 ZAM'
Bakliyatlara son bir ay içerisinde yüzde 100'den fazla zam geldiğini, un, su fiyatlarındaki yükselişe dikkat çeken Zehra, "Yumurta zaten el yakıyor. Dün akşam yıllardır benden alışveriş yapan bir müşterim geldi, su almak istedi. Bundan bir hafta 15 lira olan suyu 20 liraya verdim. Çünkü bana gelen zamlı geldi. Müşterim beni dövecek gibi yanıt verdi. Bir daha asla alışveriş yok, çeşmeden içerim 20 lira suya vermem dedi ve suyu almadan gitti" sözleriyle satış yapamadıklarını ve müşterilerini kaybettiklerini anlattı.

'EVE EKMEK GÖTÜREMEZ HALE GELDİM'
Satış yapamadığı için eve ekmek götüremez hale geldiğini söyleyen Zehra, 2 çocuğuna tek başına baktığını, evi ve dükkanının kira olduğunu, dükkan sahibinin kirayı iki katına çıkardığını kaydetti, "Her geçen gün batağa doğru gidiyoruz. Geçinemiyoruz, söyleyin ne yapalım şimdi, ne yapalım" sözleriyle isyan etti.

TARIK: DOLARLA MAAŞ ALMIYORUZ
Mikrofonumuzu uzattığımız diş hekimi asistanı Tarık da geçinemediğini söyleyerek konuşmaya başladı. Sermaye gruplarına ait marketlerin temel tüketim maddelerine kota uygulaması ve bazı ürünlerin rafları çekilmesi sorununa işaret eden Tarık, yağ fiyatlarındaki yüzde 150'ye varan fahiş artışa dikkat çekti, yaşanacak fiyat artışlarından etkilenmemek için iki yağ almak istediklerini fakat alamadıklarını, bazı marketlerde yağ bile bulamadıklarını söyledi.

Diş tedavisi için gerekli malzemeleri alamadıklarını vurgulayan Tarık, "Tüm malzemeler dolar, euro üzerinden geldiği ve satıldığı için döviz kurundaki sürekli artış nedeniyle belli bir fiyat belirlenemiyor. Hiç kimse bize fiyat bile veremiyor" diye yaşadıkları sorunları dile getirdi.

Maaşının asgari ücretin biraz üzerinde olduğu bilgisini veren Tarık, "Dolarla maaş almıyoruz. Fakat satın aldığımız her şey dolarla ilgili olduğu için sıkıntı çekiyoruz" diye konuştu.

'EVİMİ KAPATTIM, AKRABAMIN EVİNE TAŞINDIM'
Daha önce arkadaşlarıyla birlikte yaşadığını fakat evi kapatarak akrabalarının yanına taşınmak zorunda kaldığını anlatan Tarık, "Kirayı, faturaları ödeyecek gücüm yok" diye ekledi.

'ASGARİ ÜCRET 5 BİN TL'NİN ALTINDA OLMAMALI'
Tarık, asgari ücretteki artışa ilişkin sorumuza ise şöyle yanıt verdi: "Asgari ücret 5 bin TL'nin altında olmamalı."

MUSTAFA: GEÇİNEMİYORUM
Bu dönem hem çalışma koşulları ağırlaşan hem de düşük ücretlerle çalışan bir mağaza emekçisi Mustafa da bir yıl öncesiyle bugünü kıyasladı. 2200 lira kira ödediğini, bir yıl öncesinde aldığı maaşla kıt kanaat da olsa geçindiğini hatta elinde 3-5 bir şeyler kaldığını anlatan Mustafa, şu an geçinemediğini vurguladı: "Ekonomik olarak dibe çökmek üzereyiz. Normal şartlarda ay sonunda elimde 3-5 bir şey kalıyordu. Şu an üst üste gelen zamlar yüzünden elimde hiçbir şey kalmıyor, kıt kanaat geçiniyorum, hatta geçinemiyorum diyebilirim."

'YEME ALIŞKANLIĞIMI DEĞİŞTİRDİM'
5-6 ay önce markete gittiğinde toplu alışveriş yaptığını anlatan Mustafa, bugün günlük ve sınırlı alışveriş yaptığını, yeme alışkanlığını değiştirmek zorunda kaldığını, istediğini alamadığını söyledi.

AYSEL: ALDIĞIM MAAŞ 10 GÜN YETMİYOR
ETHA'ya konuşan milli eğitim çalışanı Aysel, alışveriş için gittiği markette yaşadıklarını anlatarak zamların hayatını nasıl etkilediğine dikkat çekti: "Kırmızı mercimek 27 lira. Ben 3000 lira maaş alıyorum, Milli Eğitim'de çalışıyorum 3000 lirayı yettirmeye çalışıyordum, ama şimdi mümkün değil. 3 bin lira on güne yetmiyor. Eskiden toplu alışveriş yapıyordum, şimdi günübirlik alıyorum. Yetişmiyor."

ŞAMPUAN YERİNE SABUN KULLANMAYA BAŞLADIM
Her zaman aldığı şampuanın 20 liradan 32 lira yükseldiğini söyleyen Aysel, "Almadan geri çıktım ve onun yerine sabun koydum" diye konuştu.

'PAZARA AKŞAM ÇIKIYORUM, TANEYLE ALIYORUM'
Pazar alışkanlığını da değiştirmek zorunda kaldığını belirterek, fiyatların düşmesini beklediğini ve artık pazara akşam geç saatte gittiğini kaydetti. "En ucuzunu bulmaya çalışıyorum, bu kadar zordayız. Öncesinden 2-3 kilo aldığım sebze, meyveyi, yarım kilo hatta taneyle alıyorum. Alışverişimi de günlük yapıyorum. Bugün alayım yarına da yettireyim yok. Günlük alıyorum, anca ona yettiriyorum" diyerek beslenemediklerine işaret etti.

'KOMŞUM ÇÖPTEN YİYECEK TOPLAMAYA BAŞLADI'
Temizlik işlerine giden, 3 çocuğu bulunan komşusunun yaşadığı ve tanıklık ettiği sorunlara da değinen Aysel, komşusunu çöpte yiyecek aradığını gördüğünü söyledi, "Artık ötesi yok, söylenecek bir şey yok" sözleriyle yaşanan duruma tepkisini dile getirdi.

TÜLİN: ESKİDEN BİR KERE ŞİMDİ BİRKAÇ KERE DÜŞÜNÜYORUM
Son dönemde yaşanan zamlardan herkesin etkilendiğine işaret eden sinema emekçisi Tülin, "Etrafımda çok farklı iş kolundan insanla konuşuyorum, ne işinden, ne de ülkenin bu halinden memnun değil. Markete gittiğimde, pazara çıktığımda, hatta sokakta yürüdüğümde ya da eğlenmek için bir şey yapacak olduğumda eskiden bir kere düşünürken şimdi birkaç kere düşündürüyorum" yanıtını verdi.

'ELZEM İHTİYAÇLAR DIŞINDA HİÇBİR İHTİYACIMI KARŞILAYAMIYORUM'
Barınma, yeme-içme şeklindeki elzem ihtiyaçları dışında hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını vurgulayan Tülin, "Önümüzdeki dönemde bunları da karşılayamayacak hale geleceğiz gibi görünüyor. Şu anda da çok fazla etkileniyoruz ama gelecek günler beni çok kaygılandırıyor" sözleriyle krizin derinleşeceğine işaret etti.

'İNSANİ KOŞULLARDA YAŞAMIYORUZ'
Medya sektöründe freelance çalıştığını, sabit bir geliri olmadığını söyleyen Tülin, pek çok insanın insani koşullarda çalışmadığını ve yaşamadığını vurguladı. Markete her gittiğinde fiyatların değiştiğini vurgulayan Tülin, Türk kahvesine bir hafta içinde yüzde 50 zam geldiğini, ekmek fiyatının 3 liraya yükseldiğini söyleyerek, yüksek fiyatlara dikkat çekti. Ekmeği artık evde yapmayı düşündüklerini kaydeden Tülin, asgari ücretin durumuna işaret etti.

'5 BİN LİRA BİLE OLSA ASGARİ ÜCRETLİ BORÇLA YAŞAMAYA DEVAM EDECEK'
Asgari ücretin şu anki halinin içler acısı olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Geçenlerde bir arkadaşımla oturup çok basit bir hesap yaptık. Artan ev kiraları, artan fiyatlar... 3 kişilik bir ailenin asgari ücretle geçirebilmesi mümkün değil, borçlu çıkıyorum insanlara. Bunun üzerine çok iyileştirici bir şey yapabileceklerini düşünmüyorum. Ülkenin hali malum. Hazine boşaldığını, başkalarının cebine giden paraları az çok biliyoruz. Halkı rahatlatacak, insani yaşam koşullarına ulaştıracak bir asgari ücret belirleneceğine inanmıyorum ki verilerde onu gösteriyor. 3500 liradan bahsediyorlar. 5000 lira dahi olsa bugün 3 kişilik bir aile bu zamlarla, şu yaşam koşullarında, hele de kiradaysa, gelen faturalarla birlikte yine borçlu yaşamaya devam edecek."