4 Aralık 2024 Çarşamba

FDKC MK üyesi Baker: Direniş Filistin halkının ta kendisidir

FDKC Merkez Komite üyesi Fouad Baker, 7 Ekim'den önce ve sonra durumun farklı olduğunu dile getirdi. Filistin halkının siyonist İsrail'e karşı direnişinin sürdüğünü hatırlatarak, halkın silahları ellerinden alınsa bile taşla direneceğini vurguladı. İşgal sürdüğü durumunda direnişin de süreceğini, İsrail'in direnişi ortadan kaldıramayacağını vurgulayan Baker, "İsrail'in bazı grupları ortadan kaldırması, direnişi ortadan kaldıracağı anlamına gelmez. Çünkü direniş Filistin halkının ta kendisidir" dedi. Baker, direnişe katılma, İsrail'i ve tüm İsrail ürünlerini boykot etme çağrısında bulundu.

Nisan ayında bir yıllık hazırlık sürecinin ardından dünya çapında ve Filistin'in bütün bölgelerinden Filistinlilerin katılımıyla 8. Genel Ulusal Konferansı'nı gerçekleştiren Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDKC), 7 Ekim'den bu yana başlayan yeni süreçte Filistinlilerin iç birliğinin yeniden tesis edilmesi ve özgürlük, bağımsızlık, geri dönüş ve başkenti Kudüs olan Filistin devletinin kurulması talepleri için mücadele kararlılığını vurguladı.

7 Ekim 2023 tarihinde başlatılan Aksa Tufanı hamlesinde yer alan FDKC'nin yeni Merkez Komite üyesi ve Dış İlişkiler sorumlularından Fouad Baker, Beyrut'ta bulunan Mar Elias Kampında konferansa ve Filistin direnişindeki güncel duruma ilişkin ETHA'nın sorularını yanıtladı.

MK'NIN YÜZDE 25'İ GENÇ, YÜZDE 30'U KADIN

Öncelikle Nisan ayında gerçekleştirdiniz konferansı anlatır mısınız?
FDKC Merkez Komitesinin üyesi seçildim. Ayrıca Fahd Süleyman'ı yeni genel sekreter, Ali Faysal ve Batı Şeria'dan bir kadın olan Magida El Masri'yi genel sekreter yardımcısı olarak seçtik. Ayrıca Merkez Komite Nayif Havatmi'yi büyük önder ve merkez komite başkanı olarak belirledi. Merkez Komite yüzde 25'i genç (18-35 yaş) ve yüzde 30'u kadın üyelerden oluşuyor. FDKC kendisini eleştirdi ve bir sonraki seçimde daha fazla genç ve kadın olması gerektiğini ve olacağını söyledi. Diğer Filistinli gruplarla karşılaştırıldığında kadınların ve gençlerin katılımı çok önemli.

Konferansa Batı Şeria, Gazze, Kudüs, Lübnan, Suriye, Avrupa ve Latin Amerika'dan delegeler katıldı. Tüm bu bölgelerden insanlar, tutsaklar da dahil olmak üzere Merkez Komite'de temsil edilmektedir. Konferans sonuç bildirgesi yoluyla analizlerimizi paylaştık.

İSRAİL DİRENİŞİ ORTADAN KALDIRAMAZ

Soykırım sürerken Arap ve Ortadoğu devletlerinin durumu nasıl değişti?
Arap ülkelerinin İsrail ile anlaşmaları vardı. Ana fikrimiz şudur: İsrail direnişi ortadan kaldıramaz. Çünkü işgal varsa direniş de vardır. İsrail'in bazı grupları ortadan kaldırması, direnişi ortadan kaldıracağı anlamına gelmez. Çünkü direniş Filistin halkının ta kendisidir. Direnişi ortadan kaldırmak Filistin halkını ortadan kaldırmak anlamına gelir. Sonuç olarak İsrail Gazze'de soykırım yapıyor. Çünkü direniş ile halkı birbirinden ayıramıyorlar.

FDKC, İran tarafından desteklenmiyor. Biz İran'a karşı değiliz ama İran'ın şemsiyesi altında da değiliz. Çünkü ideolojik farklılıklarımız var, biz solcuyuz. Diğer gruplarla koordinasyon halindeyiz. Biz de Gazze'de mücadelenin parçasıyız ve Operasyon Odası'nda yer alıyoruz.

İSRAİL'İN GAZZE İÇİN ÜÇ AMACI VAR

Güncel durum nedir? Refah'a yönelik saldırıların ışığında BM, ABD ve İsrail ile ateşkes tartışmaları konusunda ne düşünüyorsunuz?
İsrail'in ne yapılacağına dair bir planı yok, çünkü Filistin direnişi şu anda çok güçlü. Halk ve direniş arasındaki birlik güçlü. İsrail'in Gazze için üç amacı var. Birincisi, direnişin ortadan kaldırılmasıdır. İkincisi, Filistin halkını yerinden etmek. Üçüncüsü, savaştan sonra tüm Gazze'yi kontrol edecek yeni bir yönetim kurmak. Doğrudan sivilleri hedef aldılar. Bu sadece savaş suçu değil, bu bir soykırımdır. Çünkü İsrail onları sadece sivil oldukları için değil, Filistinli oldukları için hedef alıyor. Hatta bir bakanın Gazze'de atom bombası kullanmaları gerektiğini söylediğini hatırlarsınız. İsrail'in merceğinden bakarsak, Filistin halkı diye bir şey yok.

SİLAHLAR ALINSA BİLE DİRENİŞ TAŞLARLA SÜRECEK
İsrail, direnişin sekiz aydan fazla dayanamayacağını düşünüyordu. Şimdi dokuzuncu ayında devam ettiğini görüyoruz. Silahlar ellerinden alınsa bile direniş devam edecek ve insanlar taşlarla yanıt verecek. Gazze'de direniş durmayacak. Filistin halkı özgürlüğü için mücadeleden vazgeçmeyecektir. Bu aynı zamanda diasporada yaşayan Filistinlilerin de meselesidir. Benim için de aynı meseledir. Örneğin, kendime soruyorum, Gazze'deki bir çocuğa bir bardak su bile götüremiyorsam nasıl özgür olabilirim ki?

Biz dört şey istiyoruz: Gerçek bir ateşkes, İsrail'in Gazze'yi terk etmesi, tutukluların değiş tokuş edilmesi ve Gazze'nin yeniden inşa edilmesi. Gazze'nin tamamı yok edildi, güvenli bir yer yok. Ateşkesin koşulları açık. Ama İsrail koşulları kabul etmiyor. Ve bu aynı zamanda Netanyahu'yla da ilgili. Kendisi hakkında uluslararası tutuklama emri çıkarılmış olsa bile hapse girmeyecektir. Hukuk maddelerini değiştirmeye çalıştı, bu yüzden İsrail mahkemesinin onu nasıl cezalandıracağı konusunda hiçbir fikri yok. Bir diğer nokta da korku ve dehşet saçan vahşi faşist hükümet.

İSRAİL'LE HERHANGİ BİR MÜZAKEREYİ KABUL EDEMEYİZ
Artık İsrail ile herhangi bir müzakereyi kabul edemeyiz. Çünkü müzakerenin iki tarafa ihtiyacı var. Bizim Filistin'den alacağımız var, İsrail'den alacağımız bir şey yok. İsrail'den ateşkes garantimiz yok. Farklı ideolojilere bağlı farklı grupların ve örgütlerin ittifakı var ama amaçları aynı; Filistin'deki işgalin sona ermesi ve uluslararası hukukun uygulanması.

Katliamlar devam ediyor ve bu savaşı İsrail değil ABD kontrol ediyor. Yani Filistin direnişi kazanırsa, ABD kaybedecek. Netanyahu, bunun Gazze ile ilgili olmadığını, tüm bölgeyle ilgili olduğunu söyledi.

FİLİSTİNLİLERİ EVLERİNİ TERK ETMEYE ZORLADILAR
İki tür sömürgecilik vardır. Birincisi kendi çıkarları için işgal ederler ve sonra çekip giderler. Filistin'de durum farklı. Filistinlileri evlerini terk etmeye zorladılar ve nüfusun yerine İsraillileri yerleştirdiler. Emperyalizm kendi çıkarlarını korumak için İsrail'i Ortadoğu'ya yerleştirdi. Ama şimdi İsrail kendini koruyamıyor. Emperyalistlerin çıkarları nasıl savunulabilir? 7 Ekim'den sonra Biden, "Ben bir siyonistim" dedi. Siyonizm ve emperyalizm aynı şeydir. Yahudiler bir ulus değildir. Emperyalistlerin projesi olmayan Arap Yahudiler var.

KADINLAR FİLİSTİN'DE ÖNEMLİ ROL OYNUYOR

Filistin direnişinde kadınlar nasıl bir rol oynuyor?
Kadınlar savaşa katılıyor. (Baker sorulara yanıt verirken kadınların bu yılki 8 Mart için hazırladığı ve savaşçı bir kadının, kadınların savaşa katılmasına yönelik engelleri teşhir ettiği sinevizyonu gösteriyor). Siyonistlerin ana hedefleri çocuklar ve kadınlardır. Kadınlar Filistin'de önemli bir rol oynuyor. Direniş için yemek yapıyorlar, çocuklara destek oluyorlar. Gazze'de ve direnişte büyük rolleri var. Ayrıca silahlı kuvvetlerin bir parçası kadınlar.

İSRAİL'DEKİ GÖSTERİLER FİLİSTİN'LE DEĞİL İSRAİL TOPLUMU İLE İLGİLİ

İsrail'deki halkın tepkisini nasıl yorumluyorsunuz?
İşgal altındaki Filistin'de bazı Filistinlilerle konuştum. Göstericilerin Filistinliler için hak istemediklerini söylediler. Protestolarda sadece iktidarın iç çatışmaları konuşuluyor. Bazıları faşist Netanyahu hükümetini protesto ediyor, ama diğer yandan daha önce Filistin'de savaş suçu işlemiş birini destekliyorlar. İsrail'de gösteriler Filistin mücadelesi ile değil, İsrail toplumu ile ilgilidir.

SOL GRUPLAR DESTEKLENMİYOR

Dünyada yükselen Filistin dayanışma hareketi soykırım sürerken nasıl bir yol izlemeli?
Durum 7 Ekim'den önce ve sonra farklıdır. Filistin halkı özgürlük için bu savaşı sürdürüyor ve her türlü desteğe ihtiyaç var. Medya, diplomasi, kitle gösterileri. Özellikle de bağışlar önemlidir.

Gazze'deki insanlar için insani yardım hayati bir meseleye dönüştü. İnsani yardımı örgütleyen bazı gruplar var. Örneğin İslam ülkeleri sadece Gazze'deki Müslüman grupları destekliyor. Sol gruplar desteklenmiyor. FDKC'nin Gazze'de şehitleri var. Devrimci örgütlerin desteklenmesi önemli. Tüm dünyadaki öğrenci eylemlerinde görüldüğü gibi uluslararası hareketler Filistin sorununa umut veriyor. Bu, Filistin halkına yalnız olmadıklarını gösteren manevi bir güçtür. Hareket içinde Yahudiler de var. Bu da Filistin sorununun dini, ideolojik ya da ekonomik bir savaş olmadığını, toprak özgürlüğüyle ilgili olduğunu göstermektedir.

Filistinliler 1948'den, hatta daha öncesinden beri işlenen suçları biliyor. Ama şimdi sosyal medya aracılığıyla İsrail'in maskesi düştü. Artık mesele sadece Filistin meselesi değil, insanlık meselesidir. BM Filistin halkına çözüm olmayacak. Bu yüzden şimdi uluslararası toplumun dünyayı değiştirmesi ve İsrail gibi emperyalist ülkelere karşı uluslararası hukuku uygulaması için bir sınavı var. Kimse İsrail'i soruşturmuyor, kimse İsrail'in bunu neden yaptığını soramıyor, uluslararası toplum suçlarınızı durdurun diyemiyor. Diğer emperyalist devletlerin de nasıl hareket edeceği önemli. Onlar için mesele yeni bir uluslararası düzen kurmaktır. Dünyada yeni bir uluslararası düzen yaratan birçok kutup var, sadece ABD değil.

BOYKOT ETMEK ÖNEMLİDİR
Soykırıma karşı dayanışma için protesto eden herkese teşekkürlerimizi iletiyoruz. Umarız katılmayanlar da gelecekte katılırlar. İsrail'e "artık yeter" demek, İsrail'i ve tüm İsrail ürünlerini, hatta devleti destekleyen şirketleri boykot etmek önemlidir. Çünkü İsrail'in gücü uluslararası yardımlardan geliyor. Uluslararası fonlar tarafından belirleniyor.