7 Ekim 2024 Pazartesi

'Gazeteci kimsenin emir eri ya da ajanı değildir'

Konya'da yaşanan ırkçı katliama ilişkin protestoları takip eden gazetecilere yönelik polis saldırısı ve işkenceye tepki gösteren Diyarbakır'daki gazeteci meslek örgütleri saldırılar karşısında gerçekleri yazmaktan vazgeçmeyeceklerini kaydetti. Gazetecilerin kimsenin emir eri ya da casusu olmadığının altı çizilen açıklamada, dayanışma çağrısı yapıldı. 

Gazeteci meslek örgütleri, Konya'da Kürt aileye yönelik ırkçı katliamı protesto etmek amacıyla gerçekleştirilen eylem ve etkinliklere yönelik polis saldırılarında gazetecilerin darp edilmesi ve JinNews muhabirlerinin polis olduklarını söyleyen kişiler tarafından alıkonularak tehdit ve ajanlık dayatmasına maruz kalmasında ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi binasında basın toplantısı düzenledi. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), DİSK Basın-İş ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilciliği üyelerinin katıldığı toplantıda, ortak açıklamayı MKGP Sözcüsü Ayşe Güney okudu.

'GAZETECİLER ETKİSİZ KILINMAK İSTENİYOR'
"Bu uygulamalardan vazgeçin: Gazeteciler kimsenin emir eri veya ajanı değildir" diyen Güney, İstanbul'da ırkçı/faşist bir güruhun saldırısına maruz kalan gazeteciler Enes Sezgin, Taylan Öztaş, Derya Saadet, Ceylan Bulut, Rojin Altay ve Hayri Tunç'un darp edildiğini, saldırıya uğramalarına rağmen polis tarafından gözaltına alındığını hatırlattı. İki gazetecinin saldırıya uğramalarına rağmen hukuksuzca gözaltına alındığını ve gözaltında da işkencenin sürdüğüne dikkat çeken Güney, "Ayrıca Diyarbakır ve Van'da da gazeteciler polisin saldırısı ve engellemeleriyle karşılaştı. Sahada haber takibi sırasında engellenen ve şiddete maruz kalan meslektaşlarımıza dönük bu uygulamalar aslında gazetecilerin nasıl etkisiz kılınmak istendiğinin açık kanıtıdır" dedi.

'AZAK TEHDİT EDİLMİŞ, AJANLIK DAYATILMIŞTIR'
28 ve 29 Temmuz tarihlerinde JinNews muhabirleri Gülistan Azak ve Dilan Babat'ın, kendilerini istihbarat birimi mensubu olarak tanıtan kişilerin tehdit ve ajanlık dayatmasına maruz kaldığını kaydeden Güney, "JinNews Diyarbakır muhabiri Gülistan Azak, 28 Temmuz günü saat 16.30 sıralarında Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Mavi Köşe Durağı olarak bilinen yerde iki kişi tarafından sivil bir araca bindirildi. Araçta bulunan iki erkek kendilerini istihbarat mensubu olarak tanıttıktan sonra 'HDP'nin içinde örgüte yakın isimler hakkında senden bilgi almak istiyoruz' diyerek, kendileri için ajanlık faaliyetinde bulunmasını talep ettiler. Daha sonra da yaptığı gazetecilik faaliyetine ilişkin sıkıştırmaya çalıştılar. Gülistan'ı araç içerisinde kent içerisinde bir süre gezdirdikten sonra, 'Anlaşıldı sorularımızın amacını anlamıyorsun. O vakit bugünlük böyle olsun. Güven sağlayabiliriz umarım' diyerek, serbest bıraktılar. Emniyet Müdürlüğü İstihbarat biriminden oldukları anlaşılan bu kişiler, açık ve aleni bir şekilde arkadaşımızı tehdit etmiş, ajanlık dayatmasında bulunmuştur" ifadelerini kullandı. 

'BABAT TACİZE MARUZ KALDI'
Yine JinNews Ankara muhabiri Dilan Babat'ın 29 Temmuz günü tanımadığı bir kişi tarafından aranarak iletişim kurulmak istendiğini söyleyen Güney, "Söz konusu kişi iki yıl önce iş yerine giderken Dilan'ı durdurmuş; kimliğini gösterip, kendisini emniyet istihbarat üyesi olarak tanıtarak, 'Seninle bir çay içelim, konuşacaklarımız var, hayatının heba edilmesini istemiyoruz' demiş, Dilan'ın tepki göstermesi üzerine 'seni muhakkak arayacağım' diyerek, kendisinden uzaklaşmıştır. Dilan bu olaydan uzun bir süre sonra 'KOD Adım Yeşil' adlı bir dijital medya hesabı üzerinden tehditler almaya başladı. Her ne kadar fazla ciddiye almasa da 29 Temmuz'da yeniden kendisini Hakan olarak tanıtan istihbarat elemanı tarafından aranınca, durumun vahametinin farkına varmıştır. Arayan bu kişinin, iki sene önce fiziki olarak kendisini rahatsız eden kişi olduğunu anlayan Dilan, her ne kadar aradığı telefonu engellese de birkaç kez daha bu kişinin normal hat ve özel numaralardan arama tacizine maruz kalmıştır" diye konuştu. 

'GÜCÜMÜZÜ OKUYUCUMUZDAN ALIYORUZ'
Gazetecilerin, halkın haber alma hakkının teminatı olduğunu ve kimsenin emir eri ya da casusu olmadığının altını çizen Güney, şöyle devam etti: "Gücünü mesleğinden ve okuyucusu/takipçisinden alır. Devletin ilgili organları da bir bilgiyi ancak gazetecinin haberini yayınladığı açık kaynaklardan alabilir. Bunun dışında farklı bir taleple gazeteciye yaklaşmak en hafif tabiriyle suçtur. Biz bu suçu işleyen kolluk güçlerinin bir an önce bu uygulamalarından vazgeçmeye çağırıyoruz. Arkadaşlarımızın bireysel hukuki başvuruları haricinde, buradan bir kez daha bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Ayrıca başta İçişleri Bakanlığı olmak üzere devletin ilgili organlarına gazetecileri kriminalize eden, sahada onlara şiddet uygulayan değil, onlara sağlıklı çalışma şartlarını oluşturacak çabalar içerisinde olmasını salık veriyoruz. Gerçeğin yanında yer alan ve halkın haber alma hakkını savunan gazetecileri de bu tür uygulamalara karşı dayanışmalarını büyütmeye ve seslerini yükseltmeye çağırıyoruz."

ALTAN: SİSTEMATİK HEDEF SÖZ KONUSU
Söz alan DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, gazetecilere yönelik artan polis şiddetine değinerek, "Gazetecilerin kriminalize edilme çabası var. Her yol ve yöntem deneniyor. Sahada görevini yapması engelleniyor. Açılan soruşturma ve davalarla bir bütünen gazeteci engelleniyor. Gazeteciye dönük sistematik hedef alma söz konusu. Bir kez daha gazetecilere yönelik, JinNews muhabiri arkadaşlarımıza yönelik saldırıları kınıyoruz" diye konuştu.
 
İHD: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE
İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, "Bütün zorluklara rağmen halkın haber alma hakkını savunan, kötü muamelelere ve baskılara maruz kalan basın emekçisi arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu, her türlü hukuki yardım ve dayanışmayı göstereceğiz" dedi.