29 Eylül 2024 Pazar

Gören: Gazetecilerin tutuklanması tüm ezilenler cephesinin sorunudur

AKP-MHP iktidarının kendi iktidarını koruyabilmek adına ezilenlere dönük kontrolsüz bir saldırı konseptini devreye soktuğunu kaydeden SYKP İstanbul İl Eşbaşkanı Roni Gören, son dönemde gazetecilere ve hak savunucularına dönük artan tutuklama saldırılarına dikkat çekerek iktidara karşı meşru, militan, birleşik bir sokak siyaseti yürütmek gerektiğini belirtti.

29 Ekim'de 9 Kürt gazetecinin tutuklanmasıyla birlikte sadece son 5 ayda 26 özgür basın emekçisi tutsak edildi. Giderek derinleşen bir kriz içerisindeki AKP-MHP iktidarı, bekasını sürdürebilmek adına her türlü yolsuzluğu, insanlık ve savaş suçunu işlerken, bu suçları ortaya çıkaran özgür basın emekçilerini, suçlara itiraz eden hak savunucularını ise tutuklamalarla bastırmaya, tüm topluma bu yolla bir gözdağı vermeye çalışıyor.

'AKP GÜNÜ KURTARACAK POLİTİKALARA SARILDI'
İktidarın içinde bulunduğu krizi ve özgür basın emekçilerine dönük saldırılarını değerlendiren Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) İstanbul İl Eşbaşkanı Roni Gören, pandeminin ardından dünya genelinde kapitalizmin içine girdiği krizden çıkamadığını söyledi. Aksine Ukrayna-Rusya savaşıyla bu krizin daha da derinleştiğine işaret eden Gören, bu durumun hem Türkiye hem de bölge için çeşitli sonuçlarının olmasının kaçınılmaz olduğuna vurgu yaptı.

'KONTROLSÜZ BİR SALDIRI KONSEPTİ DEVREYE SOKULDU'
Özellikle son on yıldır AKP iktidarının Suriye başta olmak üzere Mısır, Libya ve Yunanistan hattında izlediği dış politikanın başarısızlığına dikkat çeken Gören, "AKP'nin dış politikadaki başarısızlığıyla birlikte yaşanan döviz krizine enflasyonun kontrol edilemez yükselişi eklenince kitlelerdeki yoksullaşma hızlıca yükseldi ve AKP 'günü kurtaracak' politikalara daha da sarılmak zorunda kaldı. AKP, iktidarını sürdürebilmek için bugüne kadar egemenlerin en çok tercih ettiği yolu denedi o da Kürt halkı başta olmak üzere ezilenlere ve işçi sınıfının tüm bileşenlerini kontrolsüz bir saldırı konseptini devreye sokulmasıydı" ifadelerini kullandı.

'ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE BU SALDIRILAR ARTACAKTIR'
Özellikle Kürt özgürlük hareketiyle Türk devleti arasında süregelen savaşta kimyasal silahların kullanılmasının bunun en açık örneği olduğunun altını çizen Gören, Türkiye'nin ilk kez kimyasal ve yasaklı silah kullanmadığını hatırlattı. 

Dersim isyanından bugüne kimyasal silahların halklara ve onların mücadelesine karşı defalarca kullanıldığını dile getiren Gören, şöyle devam etti: "Girmiş olduğumuz konjonktür Kürtlerle olan savaşın derinleştirilmesinin yanında onun ittifaklarına dönük saldırıların da arttığı bir süreçtir. HDP başta olmak üzere bileşen partilere tutuklama ve gözaltı operasyonları, gerçekleşen saldırıları haberleştiren gazetecilerin tutuklanması ve son olarak TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanması bu konseptin bir parçası olarak okunabilir. Önümüzdeki süreçte bu tip saldırıların artacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Gazetecilerin tutuklanması ve basın özgürlüğüne dönük saldırılar aynı zamanda tüm ezilenler cephesinin bir sorunudur. Bu sorumlulukla hareket etmek zorundayız."

'İKTİDARIN ALAŞAĞI EDİLMESİ MEŞRU MİLİTAN SOKAK SİYASETİYLE MÜMKÜN'
İşçi sınıfı ve ezilenlerin kendileri açısından tarihsel bir eşiğe geldiğini vurgulayan Gören, bu eşiğin ya AKP-MHP iktidarını parçalamak ya da boyunduruk altında yaşamaya devam etmek olduğunu kaydetti. İktidarın alaşağı edilmesinin meşru militan bir sokak siyasetiyle mümkün olduğunu ifade eden Gören, "Bu sistemin en yumuşak karnı sokağa çıkan kitlelerle onun devrimci öncülerinin birleşik mücadelesidir. Sosyalist hareketin önündeki en temel sorumluluk birleşik mücadelenin ihtiyaçlarına uygun olan siyasal hattı inşa etmektir" dedi.