29 Eylül 2024 Pazar

HDP: AİHM kararı derhal uygulanmalı

AİHM'in Yüksekdağ ve milletvekillerinin tutsak edilmesine ilişkin verdiği ihlal kararının derhal uygulanmasını isteyen HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüleri, sürecin takipçisi olacaklarını söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüleri Nuray Özdoğan ve Serhat Eren, AİHM'in siyasi darbe nedeniyle Türkiye'yi mahkum etme kararına ilişkin açıklama yaptı.

HDP'ye yönelik siyasi darbenin 7. yılına girildiği süreçte AİHM'in önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Grup Başkanvekilleri Çağlar Demirel ve İdris Baluken, Kadın Meclisi Sözcüsü Besime Konca'nın da aralarında bulunduğu 13 milletvekillinin tutuklanmasıyla ilgili ihlal kararı verdiği hatırlatılan açıklamada, "AİHM daha önce de bu sürece yol açan 20 Mayıs 2016 Anayasa değişikliğine dair milletvekillerimizin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili olarak Kerestecioğlu ve Encü 39 diğerleri/Türkiye kararlarıyla ihlal kararı vermişti" denildi.

Mahkemenin tıpkı Demirtaş kararında olduğu gibi bugün de verdiği kararla milletvekillerinin tutuklanmalarının; sözleşmenin 5. maddesindeki kişi güvenliği ve özgürlüğü haklarının, 10. maddesindeki ifade özgürlüklerinin, Ek 1 No'lu Protokoldeki seçme ve seçilme haklarının ve siyasi saiklerle tutuklama yasağının ihlaliyle ilgili de 18'inci maddenin ihlal edildiğine hükmettiği belirtilen açıklama şöyle devam etti: "Herkesin hatırlayacağı üzere bugüne kadar kesintisiz şekilde süregelen hukuksuzlukların miladı, 4 Kasım 2016 siyasi darbesidir. 4 Kasım'dan itibaren belirli periyotlarla çok sayıda milletvekilimiz tutuklanmış, tamamen anayasal faaliyetleri sebebiyle cezalandırılmış, sürgün edilmiş ya da milletvekillikleri düşürülmüştür.  Eş zamanlı olarak belediyelerimize kayyım atanmış, sadece seçilmişlerimiz değil ancak onların şahsında partimize oy veren milyonlar cezalandırılmak istenmiştir. Nitekim o günden bugüne kesintisiz şekilde benzer uygulamalar ağırlaşarak artmış, gerçekler ters yüz edilerek başta partimizin kapatılması istemi olmak üzere Kobanî kumpas davası ve çok sayıda dava açılmış, 2019 yerel seçimlerinde kazandığımız belediyelere de hemen akabinde kayyımlar atanmıştır.

Sonuç olarak bugüne kadar haksız ve hukuksuzca rehin alınan arkadaşlarımızın derhal bırakılması evrensel hukuk ve anayasal bir yükümlülük olarak Türkiye'nin önünde bulunmaktadır. AİHM'in vermiş olduğu kararın gereğinin bir an önce yerine getirilmesi için sürecin takipçisi olmaya ve kesintisiz mücadelemizi yürütmeye devam edeceğiz."