6 Ekim 2024 Pazar

HDP'li Demirel'e 30 yıla kadar hapis istemi

HDP eski Milletvekili Çağlar Demirel hakkında verilen cezanın Yargıtay kararıyla bozulmasının ardından yeniden yargılama başladı. Bugün Diyarbakır'da görülen duruşmada, savcı her dosya için ayrı ayrı ceza istedi, 30 yıla kadar hapis istemiyle mütalaa verdi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Milletvekili Çağlar Demirel'in, yargılandığı KCK Ana Davası'nda, 7 yıl 6 ay hapis cezası verilmesinin ardından Yargıtay kararı bozmuş, yeniden yargılama başlamıştı. Yargıtay'ın "örgüt üyeliğinin temadi/sürüp giden" suçlardan olduğu ve KCK'den yargılandığı dosyanın ceza verilen dosya ile birleştirilmemesinin usul eksikliği olarak değerlendirip bozma kararı vermesinin ardından birleştirilen dosyanın ilk duruşması bugün Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Duruşmada, tutuklu yargılanan Demirel ve avukatlar Serdar Çelebi, Şeyhmus Bayhan hazır bulundu. Uzun bir süre sonra ilk defa mahkemeye gelerek savunma yapma hakkını kullanabildiğini söyleyen Demirel, 2009 yılında Mardin'in Derik İlçe Belediye Başkanı görevini sürdürürken gözaltına alınarak tutuklandığını hatırlattı. Evinde yapılan aramanın kendi gözetiminde yapılmadığını söyleyerek elde edilen delillerin usule aykırı olduğuna işaret eden Demirel, o dönemde 3 yıla yakın cezaevinde kaldığını hatırlattı.

İddianamedeki tek somut bilginin belediye başkanı olduğunu geri kalanın üçüncü şahısların ithamları olduğunu kaydeden Çağlar Demirel, siyasi kumpas davasının iddianamesini hazırlayanların 15 Temmuz darbesinin ardından tutuklandığını hatırlattı. İddianamenin hukuka uygun olmadığına vurgu yapan Demirel, "Delillerin hiçbiri somut değildir. Evimden çıkan belgelerin hiçbirini kabul etmedim. Birleşen dosyadaki suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum" diye konuştu.

2 DEFA CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ
Cumhuriyet Savcısı, mahkemeye sunduğu mütalaada Demirel'in suçlama konusu yapılan eylem ve konuşmalarının örgüt propagandasına dönüştüğünü iddia ederek, Demirel'in Öcalan'ın görüş ve düşüncelerinin toplum içinde benimsenmesi ve kökleşmesini telkin ve teşvik edecek şekilde konuşma yaptığını, konumu, hitap edilen kitle ve hitap edilen kitle tarafından algılanma biçimi dikkate alındığında, düşünce ve ifade özgürlüğü olarak kabul edilemeyeceğini savundu. Savcı, Demirel'in katıldığı 11 eylem ile bu eylemlerin bazılarında yaptığı konuşmaları sıralayarak, Demirel'in yasadışı toplantı ve gösterilere katıldığını, örgüt propagandası yaptığını bu eylemlerin çeşitliliği ve yoğunluğu dikkate alındığında şüphelinin örgütün basın sözcüsü gibi hareket ettiğini ileri sürerek, üzerine atılı "örgüt üyesi olmak" suçunu işlediğini iddia etti, bozulan ceza yönünden "örgüt üyesi olmak"tan cezalandırılmasını istedi.

KCK davası yönünden dava ile ceza aldığı davanın sürekliliğinin kesildiğini belirten savcı, Demirel hakkında KCK davasından da "örgüt üyesi" iddiasıyla hapis cezası verilmesi gerektiğini savundu.

Her bir iddianame için ayrı ayrı "örgüt üyesi olmak"tan 30 yıla kadar hapis isteminde bulunan savcı, Demirel'in tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.

'GECE YARISI GÖZALTINA ALINDIM'
Mütalaaya karşı savunma yapan Demirel, 4 Kasım 2016 tarihinde HDP eşbaşkanları ve milletvekillerinin tutuklandığını hatırlatarak, kendisinin de Meclis'te gece yarısı gözaltına alındığını söyledi. Çağlar Demirel 2016 yılında gözaltına alınma sürecine ilişkin şunları söyledi: "Arkadaşlarım tutuklandıktan sonra bütçe görüşmeleri nedeniyle Meclis'te çalışmalarımı yürütüyordum. 12 Aralık gecesi konuşma yaparken o sırada bakanın kendisi bana şunu söyledi: 'Konuş nasıl olsa yarın burada olmayacaksın.' Hiçbir resmi evrak olmadan ben gözaltına alındım. Bana verdikleri belge imzasızdı. Tutuklama gerekçem ise yurt dışına kaçma şüphesi olduğu görülüyordu. 24 saat Meclis'te çalışıyordum. Yurt dışına gitmeyi akımdan bile geçirmedim."

Tutukluluğun cezaya dönüştüğünü dile getiren Demirel, yaptığı konuşmaların hepsinin Meclis kürsüsünde yasama sorumsuzluğu kapsamında konuşmalar olduğunu belirtti.

'MÜVEKKİLİM TENSİPLE TAHLİYE EDİLMELİ'
Yargıtay'ın bozma kararında dosyaların birleştirilmesini istediğini ama iddia makamının 2 dosyadan da ayrı ayrı ceza istediğini belirten avukat Şeyhmus Bayhan, müvekkilinin 2 dosyadan toplamda 7 yıl 6 ay tutuklu kaldığını belirterek, "7 yıllık bir tutukluluktan sonra söyleyebileceğimiz bir husus kalmadı. Buraya gelmeden önce müvekkilimizin tensiple tahliye edileceğini düşünmüştük. Tutukluluk ile ilgili kararı anlamış değilim, bu aşamada müvekkilimizin tahliyesini talep ediyoruz" dedi.

AYM'YE GÖNDERİLMELİ
Dosyanın hukuka aykırı yönlerini sıralayan avukat Serdar Çelebi, "Müvekkilim iddianameye konu olan konuşmaların yapıldığı tarihlerde milletvekili idi. Anayasa diyor ki bir milletvekili Meclis çatısı altında yaptığı konuşmaları dışarı da tekrarlarsa yargılanamaz" ifadelerini kullandı.

Yargılamanın Anayasa'ya aykırı olduğunu dile getiren Çelebi, yargılamanın durdurulup davanın Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesini istedi.

Çelebi, müvekkilinin beraatını talep ederek, mütalaaya karşı savunma yapmak üzere süre istedi.

TUTUKLULUĞA DEVAM
Mahkeme, Demirel'in tutukluluk halinin devamına karar vererek, avukatların esas hakkında mütalaaya karşı savunma yapmak için süre taleplerini kabul etti, duruşmayı 21 Eylül'e erteledi.