4 Aralık 2024 Çarşamba

İşgalciliğin ve işbirlikçiliğin kıskacındaki Kerkük

Kerkük ve Şengal'in işgal edilmesindeki temel faktörlerden biri, Kürt siyasi yönetiminin parçalanmış olması, örgütsel, aşiretsel çıkarlarına göre hareket etmeleridir. Bir tarafta KDP, diğer tarafta YNK ve bunların ayrı ayrı devletsel yapılanmaları, ulusal birliği gözetmeyen küçük oligarşik iktidar peşinde koşmaları, Kürt ulusunun özlemlerini, isteklerini kendi siyasal iktidarı ve çıkarı için kullanmaları bu sürecin yaşanmasında önemli bir rol oynamıştır.
Öncelikli olarak şu gerçeği ifade edelim: Kerkük'e ve Güney Kürdistan kentlerine yapılan saldırı ve işgal, Kürt ulusuna dayatılan yüz yıllık sömürgeci statükonun devam ettirilmesindeki ısrar anlamına gelmektedir. Saldırılar, Kürtlerin yüzyıllık özlemleri olan ve Güney Kürdistan halkımız nezdinde belli ölçülerde elde edilen ulusal kimlik, statü ve diğer hakların gasp edilmesi amacı taşımaktadır. Irak devleti, DAİŞ'in Rakka'da yenilmesini de fırsat bilerek, dün kaybettiği iktidar alanlarını geri almak istiyor. Bir süredir, İran'ın maddi yardımlarıyla büyüttüğü Haşdi Şabi aracılığıyla güç biriktiren Irak devleti, Kürdistan dahil, pek çok alanda kendi otorite alanlarını sağlamlaştırmayı amaçlıyor.
 
Irak devletinin bu saldırıları, İran'ı ziyaret eden Tayyip Erdoğan'ın ve koro halinde Kürt bağımsızlığına karşı olduklarını vurgulayan emperyalistlerin politikalarından bağımsız değil. Ortada kirli bazı oyunlar ve planlar var. Kürdistan'ın "bağımsızlığının" adı bile gerici bölge devletlerini yan yana getirmeye yetti. Düşmanlar bir anda yeniden "kardeş" oldu. Kerkük'ün işgali, eski statükoda ısrar eden gerici bölge devletlerinin memnuniyetle destekledikleri kirli bir saldırıdır. Ve ne yazık ki, bu saldırıda, bölgedeki kimi Kürt güçlerinin de katkısı ve rolü vardır. Tek bir kurşun dahi atmadan terk edilen Kerkük, Şengal ve diğer bölgelerdeki tutumları, Başur Kürdistan'daki siyaset odaklarının ve güçlerin ne denli çürümüş ve kötürümleşmiş olduklarını da ortaya koymaktadır. Halkın ve PKK gerillalarının direnişleri olmasa, Haşdi Şabi resmi geçit törenleriyle bu alanlara girmiş olacaktı.
 
Kerkük ve Şengal'in işgal edilmesi, burada yaşayan Kürt, Türkmen, Êzîdî halkları ve diğer inançların üzerinde Arap ulus ve burjuvazisinin sömürgeciliğinin sürdürülmesi anlamına gelmektedir. Bu işgal, bölgenin tüm demokratik, ilerici güçlerine ve sömürgecilik boyunduruğuna son vermek isteyenlere karşı yapılmıştır.
 
Kerkük'ün işgal edilmesi, beraberinde Rojava'da ortaya çıkan, Kuzey Suriye'yi de kapsayan özgürlüğü ve eşitlikçi sistemi de hedeflemektedir. Suriye rejiminin de benzer bir saldırı düzenleyecek güce gelmesi ve eski otorite alanlarını geri alması tüm sömürgecilerin en büyük dileklerinden biridir. Öyle olduğu içindir ki, faşist Tayyip Erdoğan ve burjuva Türk devleti, 5 yıldır yıkmak için her yolu denediği Beşar Esad rejimini korumak için İdlib'e girmiş, bu yolla, Rojava devrimini de kuşatmayı amaçlamıştır.
 
BAĞIMSIZLIK REFERANDUMUNUN ARDINDAN
 
Başur'da yapılan referandumda, Kürt halkı bağımsızlık yönünde oyunu kullanarak irade beyanında bulundu. Rojava ve Kuzey Suriye Demokratik Federal Sisteminin özgürlük bayrağı her geçen gün bölgeyi sarıp sarmalıyor. Son olarak da Rakka'nın DAİŞ çetesinden temizlenerek özgürleştirilmesi halklarımızda büyük bir moral ve özgürlük duygusu yarattı. Kürt ulusunun özgürlük mücadelesi Rojava'da sömürgeci diktatörlüklerin boyunduruklarını parçaladı. Bakur Kürdistan'ında sömürgeci faşist Türk devletinin çökertme politikası hezimete uğradı. Kentler yağmalandı, yakıldı, yıkıldı ama sömürgecilik halkın iradesini kırmayı başaramadı. Dağları tutan Kürt halkının evlatları, gerilla gücü sömürgecilere etkili eylemlerle darbeler vururken, Rojhilat'taki serhildanlar İran sömürgeciliğine karşı Kürt özgürlük mücadelesine yeni bir ivme kazandırdı. Bu gelişmeler, sömürgeci diktatörlükler arasında panik ve telaşa neden oldu. Onlar, Kürtler cephesinden elde edilen kazanımların ve ortaya çıkan ruh halinin sömürgeci boyunduruklarını parçalanmasının yolunu açacağından kaygı duydular. Bundan dolayı, sömürgeci diktatörlükler Kürt ulusunun karşısında bütün ayrılıklarını ve çelişkilerini bir kenara bırakarak birleştiler.
 
Faşist Türk devleti, bir süreden beri Kerkük'ün işgali için yoğun milliyetçiliği de körükleyerek kirli propaganda ve sömürgeci diktatörlükler arasında diplomasi trafiği yürüttü. TC, Kerkük'ün işgal edilmesinde Irak'tan daha fazla çaba sarf etmiştir dersek abartmış olmayız. Osmanlıcı yayılmacı hayalleri ve sömürgeci hedefleriyle gözlerini Rojava Kürdistan'ına çevirdiklerini biliyoruz. Cerablus, El-Bab ve İdlib işgaliyle devam eden süreç ve Afrin'e dönük kuşatma bu planın bir parçasıdır.
 
KERKÜK'Ü VE ŞENGAL'İ SAVUNMAK NE ANLAMA GELMEKTEDİR?
 
Kerkük'ün, Şengal'in işgaline karşı çıkmak, bütün Kürdistan'ı savunmak anlamına gelmektedir. Buraları savunmak Kobanê'yi, Afrin'i, Amed'i savunmak demektir.
 
Sömürgeci güçler nasıl ki sömürgeci çıkarları için bir araya geliyorlarsa bugün de Kürt halkı, bölge halkları, ezilenler, özgürlükten ve eşitlikten yana olanlar, birleşik ve örgütlü güç olarak hareket etmelidir. Sömürgeci boyunduruğun parçalanması, bölgenin demokratikleştirilmesi, hakların özgürleştirilmesi ancak bu zeminde mümkündür.
 
İŞGALCİLİĞİ KOLAYLAŞTIRAN UNSURLAR
 
Kerkük ve Şengal'in işgal edilmesindeki temel faktörlerden biri, Kürt siyasi yönetiminin parçalanmış olması, örgütsel, aşiretsel çıkarlarına göre hareket etmeleridir. Bir tarafta KDP, diğer tarafta YNK ve bunların ayrı ayrı devletsel yapılanmaları, ulusal birliği gözetmeyen küçük oligarşik iktidar peşinde koşmaları, Kürt ulusunun özlemlerini, isteklerini kendi siyasal iktidarı ve çıkarı için kullanmaları bu sürecin yaşanmasında önemli bir rol oynamıştır. Bütün bunlarla bağıntılı olarak ulusal birliğin oluşturulamamış olması, siyasi, askeri birliğin sağlanamaması ve demokratik işleyişin oluşturulamaması sömürgecilere cesaret vermiştir. Bundan, birinci derecede Mesud Barzani ve KDP yönetimi sorumludur.
 
Politik-askeri güç dengeleri ve ilişkileri Kerkük'ün işgalcilere karşı bu politikalarla, bu iradesizlik ve düzeyle korunamayacağını ortaya çıkartmıştır. Ortaya çıkan tablo, Bölgesel Kürt yönetimi başta olmak üzere, Başur'daki tüm siyasi güçlerin ne denli çapsız olduklarını gözler önüne sermiştir.
 
Sömürgeci boyunduruktan kurtulmak için ulusal birliği sağlamanın önemi bir kez daha açığa çıkmıştır. Kerkük ve Şengal işgaline karşı direniş örgütlemek bütün Kürt yurtseverlerinin, demokrasi ve özgürlük güçlerinin; bölgenin demokratikleştirilmesini, sömürgeci-işgalciliklerin son bulmasını isteyenlerin en acil görevlerindendir.
 
Kerkük'ü, Şengal'i teslim eden IKBY, KDP ve YNK bu teslimiyetin bedelini ağır ödeyecektir. Bu ihaneti Kürt halkı asla unutmayacaktır.