1 Ekim 2024 Salı

İzmir Barosu: Mültecilere yönelik nefreti değil, hakikati konuşalım

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü'ne ilişkin açıklama yapan İzmir Barosu, ırkçı nefret söylemlerinin önüne geçilmesi gerektiğini kaydetti. 

İzmir Barosu 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü'ne ilişkin baro önünde açıklama yaptı. Avukatların yanı sıra açıklamaya siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileri de katıldı.

Söz alan İzmir Barosu Göç ve İltica Komisyonu sorumlu yönetim kurulu üyesi Av. Ayşe Kaymak, dünyada ve ülkemizde milyonlarca insanın yurdundan edildiği, eğitim, barınma, güvenlik, sağlık, adalete erişim, hukuki belirlilik gibi en temel insan haklarından yoksun bir şekilde yaşamaya çalıştıklarını ifade etti. Kaymak, "Ne yazık ki savaşlar, çatışmalar, yoksulluk ekonomik yıkım olduğu sürece de göç ve mültecilik kaçınılmaz bir sonuç olarak varlığını devam ettirecektir" dedi. İnsan haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunmanın Avukatlık Kanunu'nun barolara yüklediği en temel görevlerden biri olduğunu vurgulayan Kaymak, "İzmir Barosu olarak bu görevlerden yola çıkarak her koşulda dini, dili, ırkı, cinsiyeti, cinsel yönelimi, aidiyeti ne olursa olsun insan haklarını savunmaya devam edeceğiz. Mültecilerin; mültecilik ve insan hakları hukuku ile evrensel hukuk ilkelerinden kaynaklanan haklarını savunmaya devam edeceğiz" dedi.

Göç ve İltica Komisyonu üyesi Av. Ayşegül Karpuz, İzmir Barosu adına basın metnini okudu. Toplumda yer alan belirli bir grubu, salt ırkı ve yabancılık olgusuna dayalı olarak hedef göstermenin suç olduğunu vurgulayan Karpuz, ayrıca bu söylemlerin insanları nefret dalgası içinde bir araya getirerek şiddete meyilli saldırı gruplarına dönüştürebileceğini ifade etti. Muhakeme yeteneğinden yoksun bu saldırı gruplarının yaratacağı insan hakkı ihlallerinden tüm Türkiye toplumunun sorumlu olacağını dile getiren Karpuz, "Ana akım ve sosyal medyada sürekli pompalanan ırkçı dalgaya kapılmamalı, bu ırkçı nefret söylemlerinin önüne geçmeliyiz" dedi.

İzmir Barosu'nun hukuku, aklı ve insan haklarını herkes için her koşulda savunacağını ifade eden Avukat Karpuz, şöyle devam etti: "Ülkemizdeki mültecilere yönelik ırkçı ve ayrımcı söylemlerin karşısında olduğumuzu bir kez daha yüksek sesle haykırıyor; ulusal ve uluslararası tüm siyasi odakları göç sorunun nedenlerini sorgulamaya, göç nüfusu ve barış diplomasisi için politika ve hukuk üretmeye çağırıyoruz."