9 Ekim 2024 Çarşamba

İzmir Barosu'ndan TİHEK Başkanı Arslan'ın açıklamalarına tepki: Bıktık

İzmir Barosu, TİHEK Başkanı Arslan'ın 15 yaşındaki çocukların rıza ile olabilecek nikâhlarının engellenmesinin "insan hakkı" ihlali olduğu yönünde sözlerine tepki göstererek, "Dün biri, bugün öteki, yarın kimbilir hangisi... Her gün bir başka 'yetkili'nin giderek korkunçlaşan açıklamalarıyla karşılaşmaktan bıktık!" dedi.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, çocuk evliliklerini savundu. Arslan, 15 yaşındaki çocukların rıza ile olabilecek nikâhlarının engellenmesinin "insan hakkı" ihlali olduğunu söyledi.  Nikâhsız birliktelik yaşayan insanları ise "sapkın ilişkiler" kurmakla itham etti.

TİHEK Başkanı Aslan'ın sözlerine tepki gösteren İzmir Barosu, yaptığı açıklamada, TİHEK başkanını açıklamalarının ticari cinsel sömürünün bir parçası olan, çocukları fiziksel ve duygusal olarak ihmal ve istismar eden, aynı zamanda adli ve tıbbi sonuçları olan bir olgunun evlilik adı altında teşvik edilmesinden başka bir şey olmadığını belirtti.

Temsil ettiği kurumun kuruluş amacını içselleştiremeyen, çocuk evliliklerinin çocuklarının cinsel istismarı ile sonuçlanacak bir süreç olduğu yaklaşımından yoksun bu ataerkil zihniyet yansımalarının, insani ve hukuki olarak kabul edilebilir bir tarafı bulunmadığı vurgulanan açıklamada, "Aynı kişinin, aynı açıklamasındaki; 'nikahsız birliktelik şiddete yol açıyor', 'sınırsız özgürlük anlayışı aileye karşı bir tehdit', 'nikahsız birliktelikler teşvik ediliyor', 'kadınlar anneliğe özendirilmeli' şeklindeki kadın bedeni üzerinden yürütülen, kadını birey olarak görmeyen cinsiyetçi yaklaşım ürünü talihsiz cümleleri, şiddeti normalleştirmeye yönelik çabanın tezahürüdür" diye kaydedildi.

Kadına yönelik şiddete karşı etkin politikalar üretilmesi temel çalışma alanlarından biri olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı da aynı bakış açısını yansıttığını, "Şiddete karşı sıfır tolerans" şiarıyla hareket etmesi beklenirken, kadına yönelik şiddette yaşanan artışı tolere edilebilir olarak kabul ettiği hatırlatılan açıklamada, "Şiddeti sadece sayılarla ölçebilen bir bakanın kadına yönelen şiddete karşı etkili ve güçlü bir mücadele vermesini beklemek, elbette gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. Ancak bilinmelidir ki, asıl tolere edilemeyecek olan kadına yönelik şiddet, bu tarz söylemler ve temelindeki politikalardır. Bizim, bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yoktur" denildi.

İzmir Barosu açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Yine milyonlarca insan tarafından izlenen bir televizyon programında, bu suçun önüne geçilememesinde birinci derecede sorumluğu olan İçişleri Bakanı tarafından sarf edilen 'milyonlarca insan çocuk pornosu da izliyor' sözleriyle; suçun mafya haberleriyle, videolarıyla eş tutularak ve 'çocuk' sözcüğüyle 'porno' sözcüğü aynı cümle içinde kullanarak 'normalleştirilmesi' kabul edilemez. Türk Ceza Kanunu’nda müstehcenlik suç olarak tanımlanmış olup bu madde kapsamında çocukların bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki, duygusal bütünlüğü ve kişiliğinin korunması amaçlanmıştır. Suç teşkil eden bu videolara erişimin engellenmesine yönelik olarak ve videoları izleyen 'milyonlarca' insan hakkında şimdiye değin ne tür işlemler yapıldığına ve konuyla ilgili verilere değin bilgilerin kamuoyu ile paylaşılması elzem hale gelmiştir. Kadınları eşit yurttaş olarak görmeyip çocukları birey olarak kabul etmeyenlerden ard arda gelen bu beyanların, parti ideolojileri ve iktidar mantığı doğrultusunda şekillendiği aşikardır.

"Dün biri, bugün öteki, yarın kimbilir hangisi... Her gün bir başka 'yetkili'nin giderek korkunçlaşan açıklamalarıyla karşılaşmaktan bıktık! Bulunduğu yeri hazmedemeyenlerle daha nereye kadar devam edeceğiz?

"Yaptıklarınız ortadadır. Tüm bunlar için yurttaşlardan derhal özür dilemeli, çağdışı anlayışlarınızı da alıp kamusal alanı terk etmelisiniz."