29 Eylül 2024 Pazar

Lice katliamının faillerinin yargılanması istendi

Diyarbakır'da 716. kayıp eylemi Lice'de katledilen 17 kişi için gerçekleşti. Eylemde bir daha bu tür acıların yaşanmaması için faillerin yargılanması ve devletin Kürt halkından özür dilemesi istendi.

Kayıp yakınları ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eyleminin 716. haftasında Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Kayıpların fotoğraflarını taşıyan aileler, bu hafta, Lice katliamında yaşamını yitiren 17 kişiyi anarak, adalet talebinde bulundu.

Açıklama öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Ercan Yılmaz, hak savunucularının çoğu zaman  söylemleriyle, çalışmaları ve hazırladığı raporlarla hedef haline geldiğini söyledi. Bunun en yakın örneğini geçen hafta sonu gördüklerini dile getiren Yılmaz, "Şebnem Korur Fincancı'nın, yaptığı bir röportajda tamamen uzmanlık alanıyla ilgili bilimsel açıdan olayı değerlendirmiş. Bu açıklamasından hemen sonra siyasi iktidar ve yandaş medyası Şebnem Hocayı hedef haline getirdiler. Ve hakkında soruşturma açılarak tutuklama talebi verildi. Aynı zamanda kendi çalışma faaliyetlerini yürüten Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS çalışanlarına yönelik Ankara merkezli bir soruşturma yürütüldü ve dün akşam 9 gazeteci tutuklandı. Bu durum Türkiye'nin düşünce ve basın özgürlüğünün ne durumda olduğunu açık bir şekilde gösteriyor. Siyasi iktidar tıpkı aktivistlere, insan hakları savunucularına, basın çalışanlarına da kendi çizdiği sınırlar dışını çıktıklarında yargıyı bir tehdit aracı olarak kullanıyor. Tutuklanan basın çalışanları ve Şebnem Hocanın bir an önce serbest bırakılmalarını talep ediyoruz" dedi.

İHD Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Yusuf Erdoğan da Lice katliamının hikayesini okudu. Erdoğan, "Kamuoyunca 'Lice Katliamı' olarak bilinen olay Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesince davaya dönüştüğünü ve dava dosyasındaki iddianameye, görgü tanıklarının ve yakınlarının şubemize yaptığı başvurulara göre; 'Birçok PKK'linin ilçeye girdiği iddia edilerek, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın Lice'ye yönlendirilir. Helikopterle Lice'ye giden Aydın, olağandışı hiçbir durum olmaması rahatlığı içerisinde İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı bahçesinde yaveri ile sohbet ederken 'Kanas' tipi suikast silahıyla vurulur. Aydın'ın vurulması bahane edilerek sokağa çıkma yasağı ilan edilir. 3 gün 3 gece boyunca ilçe güvenlik güçlerince taranır. Bazı görgü tanıklarına göre; taramanın başlatılmasıyla birlikte bir asker halka seslenerek, 'Biz bir generali öldürdük siz kimsiniz, hepinizi geberteceğiz' diye bağırmış.

Olayın hemen ardından ilçeye giriş çıkışlar yasaklanır. Olaylarda 3'ü güvenlik görevlisi 17 sivil olmak üzere 20 kişi yaşamını yitirir. Onlarca insan ateşli silahla yaralanır. Bazı ev ve işyeri güvenlik güçlerince yakılır. 401 ev ve 241 işyeri hasar görür. İlçe 4 gün boyunca, parlamenterlerin, siyasetçilerin, STO temsilcilerinin ve halkın giriş çıkışına kapatılır. Dönemin Başbakan Yardımcısı Deniz Baykal dahi ilçeye sokulmaz. 3 ay içinde ilçenin nüfusu beşte bir oranında düşer. Lice katliamı gerçeği, kendi komutanını, silah arkadaşını öldürecek kadar gözü dönmüş bir devlet anlayışının, bir güvenlik konseptinin Kürtlere, Kürt halkının haklarına nasıl yaklaştığını gösteren, tarih boyunca hatırlanması ve nefretle kınanması gereken bir olay olmuştur. Aradan 20 yıl geçiyor ve bugün yine bu devletin savcısının hazırladığı iddianamede aslında o gün ilçeye PKK'nin herhangi bir eylemi olmadığı itiraf ediliyor.

O kadar aleni, o kadar pervasız ve o kadar vahşice yapılan bir katliam neticesinde davada bir ya da iki rütbeliyi yargılanmasının yetersiz kaldı.  Lice halkına ve özünde de devletin Kürt halkına yaşattığı acıların bedeli olarak bununla sınırlı tutulması tatmin edici ya da inandırıcı olmayacaktır. Bir daha bu tür acıların yaşanmaması ve yaşatılmaması için bu olayların arkasındaki güçleri açığa çıkarmak yargılamak ve devletin Kürt halkından özür dilemesi gerekmektedir."

Açıklamanın ardından bir dakikalık oturma eylemi yapıldı.