4 Ekim 2024 Cuma

Maraş katliamının yıldönümünde panel

Maraş katliamına ilişkin düzenlenen panelde, katliamın bir grubun çıkarına gerçekleştiği belirtildi.  Demokrat Yargı Derneği Sözcüsü Ertekin, Maraş katliamını "pogrom" olarak yorumlarken, siyasi iktidarını kaybedenlerin katliamlara başvurduğunu belirtti. Çerkes aktivist ve yazar Aysel Hoşgit ise katliama, sürgüne maruz kalan bir halkın torunu olduğunu hatırlattı ve Maraş katliamının kendileri için bir travma olduğunu kaydetti. 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi, Maraş katliamının yıl dönümü nedeniyle "Maraş katliamı ilk değildi son olmadı, helalleşme değil yüzleşme" başlıklı panel düzenledi.

ERTEKİN: KATLİAMLAR BUGÜN DE YAPILIYOR
HDK Genel Merkezi'nde gerçekleşen panelde ilk olarak Demokrat Yargı Derneği Sözcüsü Orhan Gazi Ertekin konuştu. Maraş katliamı sonrasında başka katliamların da yaşandığını hatırlatan Ertekin, toplumun katliamlara yönelik algısına ilişkin şunları söyledi: "İnsanlar şöyle düşünüyor: 'Geçmişte olmuştur, bizden uzaktır, bize yapılmamıştır, katliamlar hep kötü insanlar tarafından yapılmıştır'. Katliamlar kötü insanlar tarafından yapılmaz. İyi insanların da olduğu, komşumuzun da olduğu hayatın içinden olan insanlar tarafından yapılıyor. Yine katliamlar, kıyımlar sadece geçmişte değil bugün de yapılıyor, bizden uzak değil içinde olduğumuz şiddet sürecidir aynı zamanda. Bu geleneksel algıyı değiştirmeliyiz. Yüzleşmek için bu şart."

'CENAZELER ÖZELLİKLE SOKAK ORTASINDA BEKLETİLDİ'
Katliamın dört gün sürdüğünü belirten Ertekin, 24 Aralık'ta iki solcu öğretmenin katledilmesiyle katliamın başladığını hatırlattı. Cenazelerin sokak ortasında özellikle bekletildiğini kaydeden Ertekin, bunun gerekçesinin ise "Cuma namazı kalabalığının toplanması için" diye açıkladı. Ertekin, şöyle devam etti: "Cenazeyi kaldırmak için gelen binlerce insan, binlerce kişi tarafından linç edilmeye çalışıldı. Özellikle Maraş ve Yörükselim mahallesinde Kürt Alevi topluluğu var. Binlerce insan buraya sığındı. 60 bin kişi saldırdı. Şiddetin her türlüsü denendi. Silahın, taşın, bıçağın kullanıldığı bir şiddet laboratuvarına sahne olmuştur Maraş katliamı. Ermeni kırımındaki askeri hazırlık vardır. Dersim Teltelesi'ndeki göç vardır, 6-7 Eylül oyalarındaki devlet hazırlıkları vardır, mala el koyma çökme vardır."

'MARAŞ DELET NEZARETİNDE GERÇEKLEŞEN BİR KIYIMDIR'
Katliama dair yayınlanan resmi verilerin doğru olmadığını ifade eden Ertekin, 700'e yakın kişinin hayatını kaybettiğinin tanıklar tarafından söylendiğini aktardı. Hala yakınlarının mezar yerlerini bilmeyen, cenazeleriyle vedalaşamayan aileler olduğunu dile getiren  Ertekin, katliam mağdurlarının daha sonra bu katliamın failleri olarak yargılandığını ancak beraat ettiklerini söyledi. Bunun Türkiye'deki hukuk sisteminin bir örneği olduğunu belirten Ertekin, "Türkiye'de katliamla nasıl yüzleşilmezin sahneleri Maraş Katliamında gerçekleşmiştir. Maraş bir katliam değil, bir pogromdur. Yani devlet nezaretinde yapılan bir kıyımdır."

ÜNSAL: BİR GRUBUN ÇIKARINA YAPILDI 
Siyasetçi ve akademisyen Fatma Bostan Ünsal, Türkiye'de katliamlarla yüzleşilmediğini vurguladı. Böyle bir ortam olmadığı için ana akımda da yapılan haberlerin gerçeği çarpıttığını dile getiren Ünsal, "Sonrasında başka katliamları da gördük. Toplum olarak bunun üstesinden gelmediğimiz zaman, Türkiye halklarının zarara uğradığını görmek zorundayız." İktidarın siyasi etkisinin zayıfladığı dönemlerde bu tür katliamlara başvurduğuna dikkat çeken Ünsal, Maraş katliamından bir grubun çıkar ederek yönetimini ve zulmünü devam ettirdiğini belirtti. 

'ŞEFFAFA VE HESAP VERİLEBİLİR BİR SİYASET İNŞA EDİLMELİ'
Maraş katliamının hem utanç hem de üzüntü verici olduğunu belirten Ünsal, yapılan provokasyonların amacına ulaştığını da söyledi. Ünsal, "Bu provokasyonların amacına ulaşmamasını sağlayacak tek şey; farklı olan grupların acıları paylaşmasını ve mağdur olanlara karşı en iyi ihtimalle seyirci kalmış olanların utancını ifade etmesi lazım. Şeffaf ve hesap verebilir bir siyaseti inşa etmeyi çözüm yolu olarak buluyorum" dedi.

HOŞGİT: MARAŞ KATLİAMI BİZİM İÇİN BİR TRAVMADIR
Çerkes aktivist ve yazar Aysel Hoşgit ise Türkiye ve dünya tarihinin kanlı, katliam ve işkencelerle dolu olduğunu vurguladı. "Maraş katliamı bizim için bir travmadır. Farklı inançtan, ötekileştirilen halka yapıldı" diyen Hoşgit, katliamlara uğramış, köyleri boşaltılmış ve sürgün edilmiş bir halkın torunları olarak Karadeniz'in de kendilerine kara olduğunu dile getirildi. Hoşgit, şöyle devam etti: "Karadeniz en bize karadır. Çünkü ölülerimizi Karadeniz'e atmak zorunda kaldık. Bizim büyüklerimiz balık yemezdi. Çünkü Karadeniz'e ölülerini attılar. Ve balıkların ölülerini yediklerini düşünüyorlar. Biz bu katliamlarla hep bir empati kuruyoruz. Katliamlar, soykırımlar olmasın. Tek tipleştirme politikaları ile bizi de birbirimize düşman, anlamayan bir anlayış empoze ediliyor. Bundan kurtulmanın tek yolu birbirimizi anlamak empati kurmak ve araştırmaktan geçiyor."

Konuşmaların ardından lokmalar pay edildi. Lokmaların pay edilmesi ardından panel soru-cevap şeklinde devam ederek son buldu.