4 Aralık 2024 Çarşamba

Metin Botan yazdı | Parti ve teori

71 çıkışından sonraki en büyük zihniyet devrimini Birlik Devrimiyle gerçekleştiren ML komünist öncü olmuştur. Bu tabi ki öncelikle teorinin konusudur. Diyalektik materyalist yönteme bağlılık, amaç açıklığı ve devrimin zaferine kilitlenmiş komünistler şimdiye kadar öğretilen ve kendilerinin de bir dönem parçası oldukları devrimcilik tarzını mahkum ederek somut olanı, bilimsel olanı ait oldukları topraklara ait olanın keşfine çıkarlar, bu da var olan bütün devrimcilik tarzından köklü bir kopuşu beraberinde getirir. Teori, ML bakış açısıyla ve diyalektik materyalist yöntemle ele alınır; ezberci, kalıpçı, taklitçi, kopyacı, tarikatçı devrimcilikten yollar ayrılır.

"Öncü savaşçı rolünü yalnızca, ileri bir teorinin kılavuzluk ettiği bir parti yerine getirebilir." Lenin

Marksist leninist komünistler için teori; burjuvazi ile proletarya, ezen ile ezilen, erkek ile kadın, insan ile doğa ve genel anlamda kapitalizm ile sosyalizm arasındaki bütün çelişkileri ve bunlar arasındaki iç bağlantıları çözüp hareketin bugün ve gelecekte hangi yöne evrileceğini öngören ve dünya sınıf hareketlerinin deneyimlerinden yararlanarak işçi sınıfı ve bütün ezilenlerden yana çözüm üretmeyi sağlayandır. Maddi olandan teoriye, teoriden pratiğe diyalektik materyalizmin yolunu ve yöntemini izleyerek geçmişi aydınlatan geleceği inşa eden bir eylem kılavuzudur. Eylem kılavuzunun kızıl yıldızı da partidir.

Parti, maddi olanın soyutlanmış halidir. Soyutun somutlanmış olarak kendini yeniden ve yeni biçimde yenilemesidir, hayatın ve hareketin içinde spiraldir. Hareketin bütün kılcal damarlarında kendini var eden, bununla yetinmeyip harekete nitelik ve nicelik katarak yön veren; sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz ve cins ayrımsız bir dünya için, kokuşmuş, çürümüş, yozlaşmış kapitalizmi yıkmak; emekten, kadından, doğadan, yoksuldan, ötekileştirilmişten yana sosyalizmi kurmak için amaç ortaklığında buluşmuş insan topluluğudur. Bu anlamıyla parti bütün ezilenlerin örgütlenmiş ve iradeleşmiş halidir.

ML komünist öncü, Türkiye ve Kürdistan emekçileri ve ezilenleri ve aynı zamanda dünya proletaryası için yukarıda tarif etmeye çalıştığımız toplumsal kesimlerin çıkarlarını faşizme, kapitalizme ve sömürgeciliğe karşı teoride ve pratikte savunan, savaşan kurmaydır.

Devrimci teorinin yol göstericiliği olmadan devrimci pratik de olmaz. Bu gerçekliğe iki örnek versek yeterli olur. Eğer Lenin emperyalizm teorisini geliştirmeseydi ve Bolşevik Parti bu teoriyi benimsemeseydi ne komünist hareketin programatik, stratejik, örgütsel gelişimi ne de devrimin pratik sorunlarına dair gerçek anlamda tek bir başarılı adım atılamazdı. Kapitalizmin işleyen ve işleyecek olan yasaları emperyalizm teorisi ile çözüldü ve bu sayede ilk proleter devrim gerçekleştirildi. Bu birincisi.

ML komünist öncü, Türkiye ve Kürdistan devriminin yolunu kavrama ve bunu pratikleştirme becerisini kazanmasının temel nedeni Lenin'in izlediği yolu izlemesidir. Partinin yaşam ve hareketle kurduğu dinamizm, onu, kapitalizmin emperyalist küreselleşme aşamasını kavramasını sağlamış ve devrim stratejisini de bu nesnel gerçeklik üzerine kurmuştur. Bütün gelişmeler kapitalizmin emperyalist küreselleşme olgusu üzerinden dünyanın yeniden emperyalist devletler ve onların yerli işbirlikçileri tarafından paylaşılmasına tanıklık etmektedir. Kuşkusuz ki sınıf savaşımı da emperyalist küreselleşme olgusunun ortaya çıkardığı bütün çelişki ve olanaklar üzerinden gelişecektir.

İkinci örneğe gelecek olursak; 71 devrimci çıkışı eskiyen çürüyen düzen içi sola karşı teorik, ideolojik, örgütsel ve zihniyet devrimi olarak ortaya çıktı ve eskiye dair olanı adeta bir kılıç darbesiyle keser gibi kesti; hem tarihsel hem de güncel bir kopuş yarattı. Bugün devrimci harekete kılavuzluk eden 71 kuşağının devrimcilik tarzıdır.

71 çıkışından sonraki en büyük zihniyet devrimini Birlik Devrimiyle gerçekleştiren ML komünist öncü olmuştur. Bu tabi ki öncelikle teorinin konusudur. Diyalektik materyalist yönteme bağlılık, amaç açıklığı ve devrimin zaferine kilitlenmiş komünistler şimdiye kadar öğretilen ve kendilerinin de bir dönem parçası oldukları devrimcilik tarzını mahkum ederek somut olanı, bilimsel olanı ait oldukları topraklara ait olanın keşfine çıkarlar, bu da var olan bütün devrimcilik tarzından köklü bir kopuşu beraberinde getirir. Teori, ML bakış açısıyla ve diyalektik materyalist yöntemle ele alınır; ezberci, kalıpçı, taklitçi, kopyacı, tarikatçı devrimcilikten yollar ayrılır.

Birlik Devrimi ile sadece kendinde değil Türkiye devrimci hareketinin gelişimini de etkileyecek önemli bir rol oynamıştır komünist öncü. Birlik Devriminin ortaya çıkardığı ideolojik, politik, örgütsel ve teorik yenilenme bütün ezberci kalıpları yıkmış devrimin gelişiminin en temel sorunlarında yol gösterici halkayı yakalamasını sağlamıştır.

Örneğin leninist örgüt modelinin genel ilkelerinden biri olan parti örgütler toplamıdır bakış açısını dönemin ve mücadelenin nesnel gerçekliği içerisinde ele almış ve cephesel örgütler biçiminde yeniden teorileştirmiş ve pratikleştirmiştir.

ML komünist öncünün öncelleri, revizyonist Sovyetler yıkılmadan önce ve yıkıldıktan sonra da öncünün kendisi, marksizmin leninizmin bilimsel ideolojisine ve teorisine bağlı kalmıştır. Devrim, sosyalizm fikir ve eyleminin tam olarak kuşatma altına alındığı, devrimci örgüt ve partilerin tasfiye ve ideolojik yenilgi süreçleriyle karşı karşıya kaldıkları bir süreçte bırakın tasfiye ve yenilgiyi tam tersine Türkiye devrim tarihinde en büyük ikinci sıçramayı yapmıştır. Bu partinin birlik devrimiyle elde ettiği teorik donanımın yol göstericiliği sayesinde olmuştur. Böylece kendisini bölgede ve dünyada antimarksist ideolojik ve teorik akımlara ve savrulmalara karşı bir mevzi haline getirmiştir.

ML komünist öncünün teorik gelişme ve yenilenmesi, Türkiye ve Kürdistan devriminin özgünlüğünü kavramada da kendini gösterir. İki ulus iki ülke gerçekliğine dayalı geliştirilen perspektif ile Türkiye ve Kürdistan Birleşik Devrimi formüle edilir. Özellikle Kürdistan Devrimi ve sosyalist yurtseverlik perspektifi berraklaşır. Bu durum temel olarak iki olguyu açığa çıkartır; iki ulus iki devlet gerçekliği temelinde program, strateji, örgüt, politika ve sosyal şovenizme karşı Bolşevik çizgi. Teorik düzeyin devrimci yenilenmesi Rojava Devrimi'yle ilişkilenişte de açığa çıkar. Hem Türkiye hem de dünyadaki devrimci ve ilerici hareketlerin Rojava Devrimi'yle devrimci bir tarzda ilişkilenmesini sağlayarak ulusal sorunda Bolşevik çizginin sürdürücüsü olur ve enternasyonalizmin bayrağını taşır. Enternasyonal Özgürlük Taburu'nun kurulmasına öncülük eder.

Dünya devrim hareketinin en temel sorunu ve öznesi olan kadın özgürlük müsaadesinde de öncü rolünü oynamaya devam eder. Yine kalıpçı ve ezberciliğin sınırlarına hapsolmuş devrimci düşünüş ve teoriye bu alanda da bir darbe vurarak Kadın Devrimi perspektifini geliştirir. Bunun pratik karşılığı da kadın önderliği altında özerk Komünist Kadın Örgütü'nün kurulması olur. Komünist kadınların kadın devrimi bakış açısıyla özneleşmesi partide eş temsiliyet ve eş genel başkanlık biçiminde somutlaşır. Kadın özgürlük mücadelesi programatik ve stratejik düzeyinde ele alınan bir niteliğe kavuşur. Kapitalist ataerkil sistemin kadının cinsel kimliğini metalaştırmasına ve erkek egemenliğine karşı cins bilinci mücadelesini sınıfsal ve toplumsal devrim ile birleştirerek devrimin stratejik halkalarından birisi haline getirir. Bütün bu hamleler komünist kadınların ideolojik, politik, teorik ve örgütsel kolektif özne olmasını sağlar.

Emperyalist küreselleşmenin ortaya çıkarttığı olanaklara dayalı olarak hem dünya devrimi hem de bölgesel devrim perspektifini geliştirir. Bu teorik çıkarsamaya bağlı olarak Demokratik Bölgeler Federasyonlarını formüle eder. Demokratik Ortadoğu Federasyonu'nun kurulması için yoğun çaba sarf eder. Aynı bakış açısı temelinde Kafkaslar ve Balkanlar için de bu önermesini yapar ve bunun gerçekleşmesi için mücadele eder. Bu bölgelerde yaşanan gelişmeler bölgesel demokratik federasyonların gerekliliğini ve zorunluluğunu göstermektedir.

Türkiye ve Kürdistan deviminin önderlik ihtiyacını karşılama temelinde birleşik mücadelenin zorunluluğunu kavrar, birleşik mücadele ve birleşik cephe anlayışı perspektifi temelinde Birleşik Devrimci Önderlik formülasyonunu geliştirir.

Ulusal, inançsal, sınıfsal ve cinsel olarak ezilen kimliklerin özgürlük taleplerini sosyalizme havale eden diyalektik materyalizmden yoksun mekanik devrimcilikten kopuşu gerçekleştirir. Kapitalizmin ve kapitalist kültürün yağmaladığı yok ettiği doğa katliamına karşı ekolojik toplum için mücadele alanı açar kendisine.

Parti teoriyle devrimci tarzda ilişkilendiği için teorik çıkarsamaları yaşam ve mücadele tarafından fazlasıyla doğrulanmaktadır. "Devrimci teori olmadan devrimci hareket olmaz" devrimci hareket olmadan da devrimci teori geliştirilemez bağıntısının kavranması ve pratiği zaferin yolunu gösterir.