ÖGK MK üyesi Hivda Selen tahliye edildi

Ocak ayından bu yana tutsak olan ÖGK Merkezi Koordinasyon üyesi Selen, yargılandığı davanın ilk duruşmasında tahliye edildi. Duruşma, eylüle ertelendi. Yürüttüğü mücadeleyi savunan Selen, Suruç şehitlerini andıkları için suçlanmalarına tepki gösterdi. Selen, "Bu topraklarda adalet isteyen herkes adına utanıyorum. 33 düş yolcusunun bayrağını taşımaktan da gurur duyuyorum" dedi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'na (SGDF) dönük operasyonda gözaltına alınarak 24 Ocak'ta tutuklanan Özgür Genç Kadın (ÖGK) Merkezi Koordinasyon üyesi Hivda Selen'in "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmayı, SGDF Eşbaşkanı Berfin Polat, Selen'in İstanbul Üniversitesinden sıra arkadaşları ve çok sayıda kişi izledi.
DÜŞ YOLCULARINI ANDI
20 Temmuz 2015'te Suruç'ta katledilen 33 düş yolcusunu anarak sözlerine başlayan Selen, salonda kendisiyle dayanışma için gelenleri selamladı.
Bugüne kadar SGDF üyelerinin yargılanmasına Suruç katliamı ve SGDF'nin yasal, demokratik faaliyetlerinin konu yapıldığını belirten Selen, SGDF'nin gençliğin eşit, bilimsel, parasız, anadilde eğitim hakkını savunduğunu, çocuk işçi cinayetlerine itiraz ettiğini, cinsiyetçi eğitime, erkek şiddetine karşı genç kadınlara adres olduğunu, sosyalist dünya görüşüyle gençliğin politika yapma hakkına sahip çıktığını belirtti.
YÖK'e, KYK yurtlarındaki ihmallere, çeteleşme ve uyuşturucuya itiraz ettiklerini, her ihtiyaç anında halkla dayanışmayı büyüttüklerini, her gündemde gençliğin sözünü ve eylemini taşıdıklarını vurgulayan Selen, "Bu topraklar çok güçlü gençlik hareketleriyle var oldu, hala da o geleneği korumaya devam ediyor. Biz de SGDF olarak bu geleneğin etkin bir parçası olmaya çalıştık" dedi.
'33 DÜŞ YOLCUSUNUN BAYRAĞINI TAŞIMAKTAN GURUR DUYUYORUM'
SGDF'nin çağrısıyla DAİŞ zulmüne karşı Kürt halkıyla dayanışmak için çoğu öğrenci, toplumun pek çok farklı kesiminden insanla yola çıktıklarını hatırlatan Selen, mola verdikleri Suruç'ta DAİŞ'in canlı bomba saldırısıyla 33 insanın katledildiğini, yüzlercesinin ise yaralandığını hatırlattı. "Suruç katliamı dönemin siyasal çatışmalarının hem sonucu hem de başlangıcıdır. Dönemin siyasal iktidarının IŞİD için 'öfkeli gençler' diyerek, coğrafyamızı bu tipte saldırılara açık ve savunmasız bırakması politikasının bir sonucu, Suruç katliamından sonra gittikçe artan kitle katliamları, adaletsizlik, OHAL, kayyum vb. baskı ve yasaklarla ilerleyecek olan bir sürecin de başlangıcıdır" diyen Selen, bu 20 Temmuz'un Suruç katliamının 10. yıldönümü olduğuna işaret etti. Suruç katliamına ilişkin eylem ve etkinliklere katılmasının suçlama konusu yapılmasının utanç verici olduğunu dile getiren Selen, "Bu topraklarda adalet isteyen herkes adına utanıyorum. 33 düş yolcusunun bayrağını taşımaktan da gurur duyuyorum" dedi.
'BUGÜN TAHLİYE OLURSAM 20 HAZİRAN'DA HALİTAĞA'DA OLACAĞIM'
Suruç katliamı için adalet mücadelesine katılmanın bir suçlama konusu yapılamayacağının altını çizen Selen, "Amara'nın bahçesinde katledilen arkadaşlarımızın sevdiği ördeği dahi yakarak katledenler hesap verene de kadar da katılmaya devam edeceğim. Eğer bugün tahliye olursam 20 Haziran'da Halitağa'da yapılacak olan oturma eylemine, ardından da 20 Temmuz günü düzenlenecek olan anmalara katılacağım, buradaki herkesin de katılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu kalanların gidenlere borcudur" ifadelerini kullandı.
'MEMLEKETİN YARISI 'TERÖRİST' DENEREK TUTUKLANIYOR'
Dernekler masasına bağlı, yasal bir dernek olan SGDF'nin 11. Genel Kuruluna katılmanın da suç olmadığının altını çizen Selen, "Sosyalist, demokrat kimliğe sahip herkes bu topraklarda baskılarla karşı karşıya kalıyor. Bugün memleketin yarısı 'terörist' denilerek tutuklanıyor. Bir ülkenin yarısı teröristse bunda bir tuhaflık yok mu? Bence var. Var çünkü bunun bir baskı ve sindirme politikasının ürünü olduğunu düşünüyorum" dedi.
'HER ŞEY HABER ALMA VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA'
SGDF üyesi Sinem Çelebi'nin duruşmasına katılmasının da suçlama konusu yapıldığına işaret eden Selen, "Öyle kolay ki 'terörist olmak', Sinem'in bu yargılamanın 2. duruşmasında beraat ettiğine dahi bakmadan delil olarak koymuşlar duruşmayı takip etmemi. Mahkemeler halka açık görülüyor, benim de takip etme hakkım var. Bugün burada benim duruşmamı takip eden insanlar bir suç mu işliyor? Onlara da mı 'terörist' denilerek soruşturma açılacak? Bu bir kısır döngü ve artık değiştirmek gerekiyor" diye vurguladı.
Okuru olduğu Atılım gazetesinin 30. yıldönümü etkinliklerine katılmasının ve sosyal medya paylaşımlarının da suç kabul edildiğine işaret eden Selen, dosyada isnat edilen her şeyin haber alma ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu söyledi.
'ÖGK'NIN KRİMİNALİZE EDİLMESİ KADIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNE SALDIRIDIR'
Selen, şöyle devam etti: "Ayrıca iddianamede içinde yer aldığım Özgür Genç Kadın terörize edilmeye çalışılmış fakat somut hiçbir delil olmadığı için gerekçe dahi üretilememiştir. Üstelik ÖGK'nın SGDF içindeki kadınlardan oluştuğu ifadesi de gerçeği yansıtmamaktadır. SGDF'li ya da değil, her genç kadının özgürlük mücadelesinde bir adım ve mücadele aracıdır ÖGK. Bağımsız formuyla genç kadınların yaşamda ve politikada özneleşmesini hedefler ve bu amaçla hareket eder. Kadınlar katledilirken, tacize uğrarken müdahale etmeyenler, kadınlara nefes alabilecek alanlar yaratan ÖGK'yı terörize edemezler. Bunu kabul etmiyorum, kadınların özgürlük mücadelesine saldırı olarak görüyorum."
'SUÇLAMALARIN TAMAMI HÜR İRADEMLE KULLANDIĞIM DEMOKRATİK HAKLARIM'
Bu kadar absürt suçlamalarla gözaltına alınıp işkence ve hakarete maruz kaldığı bir süreci açlık greviyle protesto etmesinin de delil olarak kabul edilmesine itiraz eden Selen, "Bu benim gözaltında yaşadıklarımıza, bu hukuksuzluğun normalleştirilmesine karşı itiraz edebilme hakkımdır" dedi.
Suç sayılan politik faaliyetlerinin tamamının hür iradesiyle kullandığı demokratik, anayasal hakları olduğuna vurgu yapan Selen, "Defalarca yargılandım, beraat ettim, hiçbir yere de gitmedim. Gitmem de. Gidecek olan bu toprakları kadınlara mezarlık yapanlardır. O nedenle bu hukuksuz karara artık son verilmeli. Bu anlamda önce tahliyemi, ardından da beraatimi talep ederim" ifadelerini kullandı.
Ardından Selen'in avukatı beyanda bulundu. Savcılık, Selen'in tutukluluğuna devam edilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, Selen'in yurt dışına çıkış yasağıyla tahliyesine karar vererek duruşmayı 23 Eylül 2025 tarihine erteledi.