29 Eylül 2024 Pazar

'Onların nefretine karşı gücümüzü var oluşumuzdan alıyoruz'

Ankara'da pazar günü düzenlenen nefret yürüyüşüne ilişkin basın toplantısı düzenleyen LGBTİ+'lar, "Onların nefretine karşı bizler gücümüzü; varoluşumuzdan, özgür, eşit, sınıfsız, sınırsız sömürüsüz bir yaşam için sokaklarda yan yana mücadele eden tüm LGBTİ+lardan, gullümümüzden, madiliğimizden, en önemlisi dayanışmamızdan alıyoruz" dedi.

İstanbul'da Yesevi Alperenler Derneği'nin çağrısıyla "Fikirde birlik ve mücadele platformu" adı altında gerçekleşen nefret yürüyüşünden sonra Ankara'da Sivil Toplum Platformu'nun tertibiyle 30 Ekim Pazar günü 13.30'da Ulus'ta da bir nefret yürüyüşü gerçekleştirildi.

Ankara'da bulunan LGBTİ+'lar nefret yürüyüşüne ve toplumun sessiz kalışını basın toplantısıyla protesto etti. Basın toplantısı, 17 Mayıs, GALADER, Gençlik Komiteleri, Halkevleri LGBTİ+ Komisyonu, Kaos GL, KuirAYBÜ, Mersin Üniversitesi LGBTİ+ Topluluğu, ODTÜ LGBTİQAA+ Dayanışması, Öğrenci Kolektifleri, Türk Tabipler Birliği Tıp Öğrencileri Kolu, ÜniKuir ve Üniversiteli Feminist Kolektif'in katılımıyla gerçekleşti.

İHD Ankara Şubesinde düzenlenen basın toplantısında, şu ifadeler kullanıldı: "Nefret yürüyüşünün çağrısını yapan kurumların 'Aile ortak paydamız' derken bahsettikleri ailenin ne olduğunu biliyoruz. Anlattığınız, kadının ev içi emeğinin sömürüldüğü, erkek egemen, kadına, çocuğa şiddeti ve LGBTİ+ çocuklara yönelik istismarı barındıran 'kutsal aile masalı'na kanmıyoruz. Üremeye dayalı heteroseksist ve onun 'normal', sözde sapkınlıktan koruduğunuz çocuklarından oluşan aileye mahkûm değiliz. Aileye yönelik politikalarınızı kılıf olarak kullanıp LGBTİ+'ların yaşamına müdahale etmeye çalışmanızı kabul etmiyoruz!

Onların nefretine karşı bizler gücümüzü; varoluşumuzdan, özgür, eşit, sınıfsız, sınırsız sömürüsüz bir yaşam için sokaklarda yan yana mücadele eden tüm LGBTİ+lardan, gullümümüzden, madiliğimizden, en önemlisi dayanışmamızdan alıyoruz. Mücadelemizi Taksim'den, Ankara'dan, ODTÜ ve Boğaziçi Onur Yürüyüşleri'nden, seçilmiş ailelerimizden alıyoruz. Direncimizi Pürtelaş'ta, Bornova Sokak'ta, Küçük Bayram Sokak'ta direnen trans seks işçilerinden, Boysan'dan, Zeliş'ten, Hande'den, Zirve'den, Ahmet'ten, Hande Buse'den, Berrak'tan alıyoruz. Hafızamız Esat-Eryaman'a, siyah pembe üçgenlere dayanıyor. Buradayız, başlangıcından beri varız ve var olmaya devam edeceğiz.  Sevgili Lubunyalar, Biricik Arzu'nun da dediği gibi 'Elbet bir gün kaybedecekler! Ve gidecekler! Ama rahat rahat gitmelerine asla ama asla izin vermeyeceğiz!' O gün gelene kadar da asla yalnız değilsiniz. Bizler buradayız ve bir aradayız!"