4 Aralık 2024 Çarşamba

Rojava Devrimi kültür-sanat alanında değişimler yarattı

Rojava Film Komünü emekçileri Nadya Derwêş ve Ciwan Şeref, Rojava Devrimi öncesi ve sonrası kültür-sanat çalışmalarında yaşanan değişimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Halkın çalışmalara katılımının arttığı tespitinde bulunan Derwêş ve Şeref, Kobanê filminin çalışmalarını nasıl yürüttüklerini de anlattı.

Özgür TV'de Özgür Rojava programının konuğu olan Nadya Derwêş ve Ciwan Şeref devrimin inşasıyla birlikte kültürel-sanatsal faaliyet üretiminin akademik düzeyde ele alındığını söyledi, akademilerin açıldığını, üniversitelerde tiyatro bölümleri oluşturulduğunu belirtti.

Akademi bünyesinde çok sayıda film ortaya çıkarıldığı, tiyatro, müzik gibi alanlarda festivaller yapıldığını belirten Derwêş ve Şeref çalışmalarını halka taşımak için yoğun bir çalışma yürüttüklerini kaydetti.

Kobanê filmi çekim sürecini aktaran Derwêş ve Şeref, Kobanê filmindeki oyuncuların amatör olmasına rağmen başarılı bir çalışma ortaya çıkardıklarını vurguladı.

Bunun en temel nedeninin, halkın direnişini anlatmasıyla ilgili olduğunu söyleyen Nadya Derwêş, birçok alanda olduğu gibi kültürel-sanatsal faaliyetlere kadınların katılımında önemli değişimler yaşandığına işaret etti, yeni projelerde halkla buluşmaya devam edeceklerini söyledi.

ROJAVA FİLM KOMÜNÜ 2015 YILINDA KURULDU

Devrim topraklarında son dönemde kültür sanat faaliyetlerine dair çok sayıda çalışma yapıldı. Bu çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Ciwan Şeref:
Devrimden sonra çok sayıda kurum kuruldu. Bunlardan biri de Kültür ve Sanat Kurumu. Tiyatro, halk oyunları, müzik çalışmaları ve birçok festival yapıldı. Birçok çocuk, genç, yetişkin kültür çalışmalarına katıldı. Yavaş yavaş festivaller gerçekleştirildi. Halk oyunları ve tiyatro festivalleri düzenlendi. Üniversitede tiyatro bölümü açıldı.

Nadya Derwêş: Devrimden önce de kültür ve sanat çalışmaları yürütülüyordu. Provalar evlerde yapılıyordu. Tiyatro, halk oyunları ve müzik bölümleri vardı. Örneğin; 8 Mart, Newroz ve 4 Nisan vb. için hazırlanıyorlardı. Rojava devrimi başladıktan sonra yavaş yavaş kendimize ait görebileceğimiz bir yerimiz, merkezimiz oldu. Gençlerin, halkın katılımı arttı, bizi daha fazla tanıdılar. Bu bizim içinde hem mutluluk hem de bir gelişmeydi. Mesela, Yekta Herekol Sanat Akademisi açıldı. İçinde halk oyunları, müzik, tiyatro, resim, edebiyat, sinema bölümleri bulunuyor.

2015'den sonra Rojava Film Komünü de kuruldu. Bir sinema kurumu olarak, film yapımı, eğitimi ve gösterimleri gerçekleştiriliyor. Sanat ve kültür çalışmaları, artık sadece Newroz, 8 Mart ve 4 Nisan için hazırlanmıyor. "Artık önümüzde bir tiyatro var ona hazırlanalım, çıkalım" biçiminde olmuyor. Artık 7 yaşındaki çocuktan 70 yaşındaki insana kadar oluşturduğumuz gruplara katılıp eğitim görüyorlar. Onlardan istenilen şeyleri tiyatro, müzik, halk oyunları vb. olsun unutmuyorlar. Halk oyunları, dengbêjler, Rojava'da yaşananlara dair tiyatrolar üretildi.

Birçok tiyatro yapıldı. Artık sadece tiyatro gösterimleri değil, tiyatro festivalleri de yapılıyor. Yıllardır müzik, halk oyunları ve sinema festivalleri, resim sergileri gerçekleştiriliyor. Kültür ve sanat çalışmaları başka zamanlarda da önemli ama devrim dönemlerinde daha önemlidir.

FİLM İZLEME KÜLTÜRÜNÜN GELİŞTİRMEK İÇİN HALKA GİDİYORUZ

Sinema alanında bugüne kadar ne tür çalışmalar yaptınız ve çalışmalar hangi koşullar altında yürütüldü anlatabilir misiniz?
Nadya Derwêş: 7 yıldan fazladır sinema çalışmasıyla ilgileniyorum. Rojava Film Komünü'nde yer alıyorum. Akademide okuyan öğrenciler birçok kısa film çekti. Bir yıllık eğitimin ardından ilk yıl 12, ikinci yıl 7 kısa film çekildi. Film Komünü'nün dışında 10'dan fazla kısa film yapıldı. Bunlardan bazılarında, Şengal, Cezaa, Kobanê gibi savaştan sonra yıkılmış kentlerin hikayesi işlendi. Bunun dışında birkaç belgesel yapıldı. Dengbêjlik üzerine, Serêkaniyê kenti üzerine kadın temalı Berbû isminde bir film çıkarıldı. Ji Bo Azadî filmi için Komün olarak yerimizi aldık.

Bu son dönemde yayınlanan Kobanê filmine de, Film Komünü olarak tüm ekibimiz ve üyelerimizle, enerjimiz, sevgimizle katıldık. Evîna Kurd isimli dizi yapıldı. Hala da onunla ilgileniyoruz, sonlanmadı. 15 bölümden oluşuyor. Tava Sor dizisi yapıldı. Nitekim birçok farklı film, belgesel de yapıldı. Dediğim gibi çok zor şartlar altında birçok eser yapıldı.

Sinemadan bahsetmek gerekirse, buranın halkı uzun süre film izleme kültüründen uzak düşmüştü. Bir film yapmak, bir filmde yer almak, onda oynamak ya da onda birlikte çalışmak yönünden daha fazla gelişim oldu.

FİLM ÇEKİMLERİMİZİ SALDIRI TEHDİDİ ALTINDA YAPTIK
Film izleme kültürünün gelişmesi, filmin izlenmesi için kendimiz halkı geziyoruz, teker teker onlarla konuşuyor, kendimizi tanıtıyoruz. Buradaki kutlamalar ve konferanslar için olan küçük salonlarımızı aynı zamanda film gösterim yeri yaptık. Mahallerde, sokaklarda çocuklar ve büyükler için film gösterimleri yapıyoruz. Tekrar film izlemeleri için köy köy gezdik, hatta bazen evlere girdik. Bizim yaptığımız filmleri görün dedik. Bu dönemde televizyon ve internetten kaynaklı onlara iki saat boyunca bir film önünde oturtmanın, birlikte izlemelerinin zorlukları var. Başka bir yönden de beğenileri biraz farklı. Çünkü uzun süre sinema izlemekten uzak kaldılar. Bunların dışında devrimin içindeyiz. Bu devrimde savaş sonlanmadı hala sürüyor. Tehditlerin ve saldırıların içinde çalışmaları sürdürüyoruz. Hatta çekim sırasında saldırı olma ihtimali var, buna rağmen yapabilirdik ve yaptık.

BİR OYUNCU OLARAK KOBANÊ FİLMİNDEN GÜÇ ALDIM

Kobanê zaferinin 8. yılını geride bıraktık, Kobanê filminin çekimleri nasıldı? İzleyicilerden gelen değerlendirmeler, yorumlar neler oldu?
Ciwan Şeref: Oyuncu olarak Kobanê filminde çete rolünü oynadım. Emirin yardımcısıydım. Benim için zordu. Çünkü ben hep komik roller alıyordum. Kobanê filmi için "Ben çete olacağım" dedim. Çünkü o hissin nasıl olduğunu anlamak istedim. Nasıl yaşıyorlardı? Halka nasıl zulüm ediyorlardı? Yavaş yavaş hazırlık, makyaj yaptık. Sakal bıraktım. Çete gibi olmuştum.

Halk oyuncu olduğumu anlayamıyorlardı. Halkın içine girdiğimde "bu çete içimizde ne yapıyor diyorlardı". Ben oyuncuyum diyordum. Film çıkınca birçok kişi "çete rolü tam sana göre olmuş" dedi. Sonra dizilerde de çete rolleri oynadım.

Gerçekten Kobanê'nin zaferi dünyadaki bütün Kürtlerin zaferidir. DAİŞ Kobanê'ye gücü olduğu dönemde saldırdı. Kobanê küçük bir şehirdi ve orada kırıldı. Bundan dolayı filme başladığımızda ben bir oyuncu olarak güç aldım. Kobanê filminde oynayacağımı söylediklerinde çok mutlu oldum. Çekimler bir dönem koronavirüs salgını nedeniyle zor oldu. Ama bu dönemde de provalarımızı, oyunculuk eğitimlerimizi yaptık. Sonra yavaş yavaş çekimlere başladık. Film televizyonda çıktığından bu yana halk çok mutlu. Kobanê'nin zaferi hepimizin zaferiydi.

KOBANÊ DİRENİŞİN FİLMİDİR
Nadya Derwêş:
Ben yönetmen yardımcısıydım. İki yıldır hazırlığını yapıyorduk, 2020'de çekimlerine başladık. Hem senaryonun hazırlığı hem de oyuncu aramaları, mekan, prodüksiyon çalışmaları vardı. Çekimlere başlayamıyorduk çünkü söylediğim gibi savaş hala devam ediyor. Bize, Kürtlere karşı saldırıları, katliamları hala devam ediyor. Film için dört ay hazırlığımızı yapmış ve başlamak üzereyken 2018'de işgalci Türk devleti yine şehirlerimize dönük saldırılarda bulundu. Sonra durdurmak zorunda kaldık. Daha sonra da Ciwan'ın da söylediği gibi, bir süre koronadan dolayı bekletmek zorunda kaldık. Çekimler yedi ay sürdü. Esasen güzel zaman geçirdik. Diğer yandan halkın katılımı çok güçlüydü. Halk nasıl devrimine, Kobanê direnişine, YPG-YPJ savaşçılarına, şehrine, topraklarına sahip çıktı ise o heyecan, sevgi ve istekle de Kobanê filmine sahip çıktı. Örneğin biz ne istesek, ne kadar büyük bir kalabalık istesek hepsi hazırdı. Saat fark etmiyordu, sabahtan akşama kadar ya da akşamdan bir sonraki günün sabahına kadar, istekle, sevgiyle bizimle kalabilirlerdi. Bütün imkanlarıyla, bütün güç ve enerjileriyle sahip çıktılar. "Kobanê filmi bizim filmimizdir" yaklaşımları vardı. Bu mutluluktur, onurdur. Bizde elimizden geldikçe çabaladık, Kobanê savaşındaki bütün olayları değil belki ama bazı önemli olayları çekmek istedik. Çünkü sonuçta Kobanê direnişinin filmini çekiyorduk.

KOBANÊ FİLMİ MORAL ETKİ YARATTI
Savaşçıların yüzlerce kahramanca hikayeleri vardı. Hepsini bir filmde toplayamazdık belki ama elimizden geldikçe, küçük bir parçada olsa Kobanê için bir şey yapmak istedik. Filmin ilk çekim günü Kobanê'nin özgürleştiği gün yani 26 Ocak'tı. Aslında tesadüf gibiydi, erken başlamak istedik ama hazırlıklar bugüne denk geldi. Filmin çekimleri bittikten sonra ilk olarak YPG-YPJ savaşçılarımıza gösterim yaptık. Sonra Derik'ten, Tebqa, Rakka, Minbic, Hesekê, Qamişlo başta olmak üzere bütün şehirlerde film gösterimleri yapıldı. Ardından Kobanê'nin kuruluş yıldönümünde televizyonlara verdik.

KOBANÊ FİLMİNDE KENDİ HİKAYEMİZİ ANLATIYORUZ

Filmde halk rol aldı, yani ağırlıklı olarak profesyonel bir kadrodan oluşmuyor. Bunun filme etkisi nasıl oldu? Hazırlık süreci nasıl oluyor?
Ciwan Şeref: Kobanê filminde benim bakımımdan biraz zorlanmalar oldu. Çünkü tiyatro oyunculuğu sinema gibi değil. Çünkü sinema oyuncusu hislerini gözlerinde yansıtmalı. Mutluluğunda üzüntüsünde abartı olmamalı. Tiyatroda biraz abartı var. Tiyatroda ağlamalarını, gülüşlerini sesinle, vücudunla yapman gerekiyor ki en arkada oturan bile anlayabilsin. Sinemada öyle değil. Biz de yavaş yavaş sinemayı öğrendik. Onun dışında Kobanê filmi için gelenlerin bazıları oyuncu değillerdi. Halkı eğitmek gerekiyordu. Eğitimlerle yavaş yavaş oyunculuğu öğrendiler. Onlarda oyunculuğu sevdi.

Nadya Derwêş: Doğru bizde profesyonel oyuncular yok. Çünkü az öncede söylediğim gibi bu yeni bir çalışma. Filmlerde, sinemalarda yer almak isteyenler; oyuncu, kameraman, yönetmen olmak isteyenler burada değil, Şam'a ya da Avrupa'ya gidiyorlardı. Orada okuyorlardı ve orada çalışıyorlardı. Çünkü o çalışma burada yoktu.

Tiyatro oyuncularını Kobanê filminde yer almaları için davet ettik. Ya da bazıları oyunculukla, tiyatroyla, sinemayla alakası olmayan kişilerdi. Gelip filmde yer aldılar. Bunun olumlu bir yanı var. Çünkü hikayelerimiz, bize çok uzak başka bir oyunculuk isteyecek hikayeler değil. Kendi hikayelerini oynadılar, canlandırdılar. Bir anne veya savaşçı rolünü oynadılar. Mesela savaşçı rolündeki insanlar gerçekten YPG ya da YPJ savaşçılarıydı, kendi rollerini oynadılar yani.

İlk defa kamera karşısına çıkınca biraz heyecanlanıyorlar. Biraz utanıyorlar. Bazıları "Belki yapamayız, bilmiyoruz" diyorlar. Bu konuda kendilerine güvenmeliler, çünkü bu yaptığımız filmleri uzman oyuncularla yapmadık. Gerçeğe daha çok yaklaşmak istedik. Gerçek duygular daha çok onlardan çıkıyor. Çünkü kendileri tecrübe ettiler, olayı yaşadılar. Bu olan direnişin gerçeğini daha çok yansıtıyorlar. Özellikle Kobanê filmi için diyorum. Yani Kobanê direnişinin hikayesi büyük bir prodüksiyonla çekildi.

DEVRİM KADINLARIN SANAT FAALİYETLERİNE KATILIMINI ARTIRDI

Kültür-sanat çalışmalarına kadınların katılımı ne düzeyde? Devrim nasıl bir değişim yarattı?
Nadya Derwêş:
Bir kadın olarak kendimden başlayayım. Kadınların katılım düzeyi çok iyi. Özellikle bu son dönemde çok iyi oldu. Çok fazla katılım oluyor. Hatta sadece bizim bölgelerimizden değil, Arap bölgelerinden de arttı. Normalde kadınlar rahat rahat her şeye katılamaz. Sinemada aşağı yukarı bütün bölümlerimizde kadınlar yer alıyor. Yönetmenden, sesçiye, makyöze, kostümcüye, rejiye, oyuncuya kadar kadınlar yer alıyor. Artık korkuyla "Acaba biliyor muyum?", "Yapabilir miyim?", "Yanımdaki erkek arkadaşım benden daha mı iyi" gibi şeyler kalmadı. Birlikte çalıştılar. Bunu iyi ve olumlu bir yön olarak değerlendirebiliriz.

Benim için de sinema, sanat çalışması bir kadın olarak ilk tecrübemdi. Hala öğrenmeye çabalıyoruz. Eğitim hala bize lazım. Etrafımdaki kadın arkadaşlarımı daha çok katmak istiyorum. Başta kadınlar az katılıyordu, özellikle oyunculuk "ayıp" denilerek kabul edilmiyordu, "Bir kadın olarak nasıl gidip filmde oynayacağım? Yapamam, bilmiyorum" diyorlardı. Aileler izin vermiyordu. Toplumun, ailenin, çevrenin üzerlerinde çok etkisi vardı. Biz bu duvarı yıktık. Bu çalışmanın daha önce yapılmadığı başka bölgelere gittiğimizde oranın kadınlarını katıyoruz. Hem filmimizde hem de ekibimizde yer alıyorlar.

Yeni dönem çalışmalarınız ve projelerinize dair bilgi verebilir misiniz?
Ciwan Şeref:
Son dönemde bir dizi çektik. Artık bitmek üzere. Önümüzdeki dönemde sinema, makyaj, oyunculuk, ses eğitimlerimiz var. Ve kısa film hazırlıklarımız var. Evîna Kurd dizisini yakında gösterime girecek.

Nadya Derwêş: Kültür ve sanat çalışmaları çok önemlidir diyoruz. Daha başarılı işler ve daha büyük projeler yapmak istiyoruz. Yeni projelerle bizi bekleyin.