3 Ekim 2024 Perşembe

Sancar: Özgürlük mücadelesi iş-aş mücadelesinden koparılamaz

Partisinin Dersim İl Kongresinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Alevi halkına yönelik ayrımcı politikalara karşı ortak mücadelenin önemine işaret etti. Süren işçi direnişleri ve halkın zamlara karşı eylemlerine değinen Sancar, demokrasi ittifakını büyüterek ortak mücadeleyle sömürü düzenini değiştireceklerini vurguladı.

Mithat Sancar konuşmasına salona sığmayan Dersim halkı, gençler ve kadınların umudun temsilcisi olduğunu söyleyerek başladı.

DERSİM'DEKİ BASKILAR SİSTEMİN BİR MODELİDİR
Dersim'de halkın kimliğine, emeğini, doğaya yönelik baskı ve saldırıların Türkiye'de yaşanan sistemin bir modeli olduğunu belirten Sancar, yaşanan saldırıları şöyle özetledi: "Doğaya saldırı var, Munzur suyu kurutulmak isteniyor. Munzur dağları tahrip ediliyor. İnanç merkezleri özünden koparılıyor ama aynı yıkımlar başka coğrafyalarda da aynı şekilde yürütülüyor. Munzur'a yapılan her saldırı Dersim kimliğine yapılmaktadır. Munzur dağlarına suyuna, inanç merkezlerine yapılan saldırı bir kültüre ve geleneğe yapılan saldırıdır. Bu saldırının temelinde bu geleneğe duyulan korku vardır. Bu gelenek halkların, inançların özgürlüğü ve eşitliği geleneğidir. Bu gelenek Kırklar Meclisi geleneğidir. Kırklar Meclisinde herkesin sözünün bir ve eşit olduğu bir dünyadan duyulan korkunun esedir bu korkuları."

Mithat Sancar konuşmasının bir bölümünü ise demokrasi ittifakı çalışmalarına ayırdı. Munzur'a saldıranların Kaz Dağları'na ve Karadeniz'in derelerine de saldırdığını belirten Sancar, kimliklere, emeğe, doğaya saldıran, talancı, sömürücü düzenin birleşerek değiştirilebileceğini söyledi.

CEMEVLERİNE TİCARETHANE STATÜSÜNDE YÜKSEK ELEKTRİK FATURALARI
Cemevlerine gelen yüksek elektrik faturalarına değinen Sancar, ibadethane olan cemevlerinin ticarethane statüsünde gösterilmesine tepki gösterdi. Sancar, "Galip Dede Cemevi'ne gelen fatura 30 bin TL, Şahkulu Dergahı'na gelen fatura daha yüksek. Çünkü buralar ibadethane olarak kabul edilmiyor. Eğer ibadethane olarak tanınsaydı suyu ve elektriği vergilerden karşılanacaktı. Tıpkı camilerin, kiliselerin, sinagogların karşılandığı gibi. Cemevlerini ticarethane statüsüne sokmuşlar. Faturayı buna göre kesmişler. Bu ayrımcılıktır, Alevi inancına karşı yürütülen ayrımcı politikaların en rezil örneklerinden biridir. Bu faturalar ödenmezse cemevleri faaliyetlerine devam edemeyecek. Bir inanç merkezi faturalarını ödeyemediği için kapanırsa bunun adı ayrımcılıktır, zulümdür" diye konuştu.

ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ İŞ AŞ MÜCADELESİNDEN KOPARILAMAZ
İktidarın insafsız sömürü anlayışıyla halkı soğuğa ve karanlığa mahkum edildiğini belirten Sancar, "Elektrik faturalarına yansıyan rakamlar insanları karanlığa ve soğuğa mahkum eti. Bu iktidar zihniyeti gibi ülkeyi de karanlığa mahkum etmek istiyor. Buna dur diyeceğiz ve bunu mutlaka başaracağız" dedi.

Isparta'da elektriklerin 3 gün boyunca kesik olduğunu hatırlatan Sancar, "Elektrik şirketleri özelleştirildi. Tek dertleri servetlerini büyütmek. Ne hatların bakımı ne de halkın ihtiyaçları onların derdi değil. Sırf kar etmek için sömürüde sınır tanımayan şirketlerin uygulamaları bir şehri bu soğukta 3 gün karanlıkta bırakıyor. İnsanlar hastasına nasıl bakacak, ekmeği nasıl alacak. Bir tarafta ayrımcılık öbür tarafta halkı karanlığa, soğuğa mahkum etme. İnançlarımızın özgürlüğü ve kimlik haklarımızın güvenceye alınması için yürütülen özgürlük mücadelesi, iş aş mücadelesinden koparılamaz. Halklar, inançlar için özgürlük, emeğin hakları için adalet, bütün ezilenler için hukuk ve demokrasi, ülkenin tamamı için barış mücadelesini birleştirmemiz gerekiyor. Bu bizim görevimizdir" ifadelerini kullandı.

EMEKÇİLERİN MÜCADELESİ BİZİM MÜCADELEMİZDİR
İşçi ve emekçilerin fabrikalar ve şehir merkezlerinde yaptığı eylemler ve direnişlere ilişkin konuşurken Ahmet Arif'in şiirini hatırlatan Sancar, "Dövüşenler yani direnenler de var bu havalarda. El ayak buz kesmiş ama yürek cehennem. İşte umut buradadır. Umut sömürüye karşı her gün yenileri ortaya çıkan emekçilerin hak arayışıdır. Pek çok şehirde, fabrikada, işyerinde emekçiler sefalet dayatmalarına karşı seslerini yükseltiyorlar, direnerek kazanıyorlar. Direnmeden hak kazanmanın bir yolu olmadığını onlara bakarak görmeniz lazım. Emekçilerin mücadelesi bizim mücadelemiz, emekçilerin hak talebi bizim talebimizdir" diye konuştu. Sancar, işçi ve emekçilerin taleplerini ve mücadelesini yaygınlaştırarak sistemin sonunu getireceklerini vurguladı.

Sancar konuşmasında Türk devleti ile IŞİD işbirliğine de değindi, IŞİD'in yeni liderinin sınırın 1.5 km ötesinde öldürüldüğünü hatırlattı.

DEMOKRASİ İTTİFAKINI ORTAK MÜCADELE TEMELİNDE KURMALIYIZ
Demokrasi ittifakının mücadele eden güçleri birleştirme amacı taşıdığını kaydeden Sancar, "Ayrılıklarımız, fikri farklılıklarımız şüphesiz olacak, ama hedefi ortak olarak belirlersek yan yana yürümekten bizi alıkoyacak hiçbir gerekçe olamaz. Farklılıklarımızla birbirimizi güçlendirerek bu ülkeye eşit ortak yaşamı, demokrasiyi, özgürlüğü ve barışı getirmek zorundayız, başka yolu yoktur" diye konuştu.

Demokrasi ittifakında bütün kesimlerle buluşacaklarını, ilişkileri eşitlik üzerine kurarak, eleştiri özeleştiri mekanizmasını işleteceklerini söyleyen Sancar, "Bu iktidarın ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı politikaları muhalefet güçlerinin, demokrasi çevrelerinin bir araya gelmesi için de işleyecektir. Hiçbir çevre iktidarın bu tuzağına düşmemelidir. İktidarın ayrıştırma, birbirinden koparma tuzaklarını hepimizin görmesi gerek" uyarısında bulundu.

Mithat Sancar konuşmasında burjuva muhalefet partilerini de dokunulmazlıklar konusundaki tutumları nedeniyle eleştirdi. Sancar, "Muhalefette de iktidarın dili ile konuşan, zihniyeti ile hareket eden kim varsa dokunulmazlıklar ve parti kapatma konusunda iktidarla aynı çizgiye düşüyorsa kendini bin kez sorgulamalıdır" dedi.

BOYUN EĞMEYECEĞİZ
İktidarın uluslararası yasa ve mahkeme kararlarının yanı sıra kendi koydukları koydukları yasaları da tanımadığını vurgulayan Sancar şöyle konuştu: "Biliyoruz zaten adalet, hukuk umurunuzda değil. Ama bizim umurumuzda. Bizim umurumuzda olan bir şey daha var. İnançlarla, umutla örülü ne varsa, özgürlük, eşitlik, adalet ve demokrasi adına ne varsa onlar umurumuzda. O nedenle bedel de öder, baskıya da maruz kalırız ama boyun eğmeyiz, Seyit Rıza'nın geleneğini sürdürürüz. İstedikleri hileleri, oyunları yapsınlar ama boyun eğmeyeceğiz, yürüyüşümüze aynı kararlılıkla devam edeceğiz."

HDP de HDP'nin oluşturma çabasını sürdürdüğü demokrasi ittifakı ve umudun büyüdüğüne dikkat çeken Sancar, "Çare biziz, çare birlikteliğimizdir" diye vurguladı.